ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, terör konusunun bu ülkede yaşayan herkesin baştan reddetmesi gereken bir husus olduğunu vurgulayarak, "Kan döken, kin kusan, masum insanları katleden, Türkiye'nin kalkınmasına engel teşkil eden cinayet şebekelerine karşı birileri bir şey diyecekse evvela bunu reddetmesi lazım. 'Biz teröre karşıyız, bunu lanetliyoruz' demesi lazım. Ne söyleyecekse birinci cümle olarak bunu söyleyip, ondan sonra taleplerini ortaya koyması lazım" dedi.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen ve 6 saat 15 dakika süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yaptı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, mesleki ehliyetlerin belirlenmesi konusunda bir çalışması olduğunu belirten Çiçek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun, taslak halindeki bu çalışma hakkında kurula bilgi verdiğini söyledi. Ürün bazında yeterlilikleri belirleyen Türk Standartları Enstitüsü kurumu bulunduğuna işaret eden Çiçek, buna karşın mesleki ehliyetlerin belirlenmesi konusunda bir kurum bulunmadığını hatırlattı. Mesleklerini icra edenlerin ne kadar ehil olduğunun belgelendirilmesi ile ilgili bir denetim sistemi bulunmadığı için çoğu zaman şikayetlerle karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Çiçek, AB ülkelerinde bu standartları belirleyen kurumlar olduğunu bildirdi. Çiçek, bunların genellikle sivil kuruluşlar olduğunu belirtti. Çiçek, bu konuyla ilgili çalışmaların Çalışma Bakanlığı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile birlikte sürdürüleceğini açıkladı.
Toplantıda memur sendikaları ile yürütülen toplu görüşmelerin de ele alındığını kaydeden Çiçek, görüşmeleri yürüten Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, yapılan görüşmeler ve gelinen nokta hakkında kurulu bilgilendirdiğini belirtti.
Toplantıda iç ve dış politik konuların da görüşüldüğünü ifade eden Bakan Çiçek, Irak'ta Anayasa hazırlık çalışmalarının sürdüğünü hatırlatarak, Türkiye'nin süreci yakından takip ettiğini dile getirdi. Çiçek, Türkiye'nin anayasal düzenin ülkeye barış ve istikrar getirmesi konusundaki düşünce ve telkinlerini Irak ve ABD'li yetkililere ilettiğini anlattı.
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Çiçek, Terörle Mücadele Yasası'nda yapılacak değişiklikler arasında nelerin bulunduğu sorusu üzerine, bir önceki Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada bu konudaki takvimi açıkladığını hatırlattı. Adalet Bakanlığı olarak bu konuyla ilgili çalışmaları tamamladıklarını ve 32 kişilik bir komisyon kurulduğunu hatırlatan Çiçek, 10 Ağustos'ta kurumlardan gelen görüşlerin tamamlandığını ve bunlarla ilgili değerlendirmelerin 15-16 Ağustos'ta yapıldığını hatırlattı. Çalışmanın 2 Eylül'de nihayetlendirilebileceğini söylediğini hatırlatan Çiçek, bu takvimin aynen işlediğini bildirdi.
Terörle Mücadele Yasası ile ilgili yapılan çalışma hakkında Genelkurmay, emniyet, jandarma ve MİT'ten de görüş geldiğine işaret eden Çiçek, "Terör gibi bir insanlık belasına karşı alınması gereken tedbirler neyse bunun çalışması yapılıyor" şeklinde konuştu. Bu konuda Türkiye'nin dışında da bazı ülkelerin çalışmalar yaptığına dikkat çeken Çiçek, uluslararası alanda ne gibi çalışmalar yapıldığı konusunda da bir derleme yapıldığını ifade etti. Zaman zaman bazı basın organlarında çok doğru olmayan açıklamalar yapıldığını belirten Çiçek, bu açıklamalarla böylesine hassas bir konuda kamuoyunun yanıltılmış olduğunu dile getirdi.
Çiçek, kamuoyu yerli yersiz beklentilere ve yönlendirilmelere sokulmadan bu yanlıştan vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı. Bu yasaların, hak ve özgürlüklerle doğrudan bağlantılı yasalar olduğuna işaret eden Çiçek, gerekli değişikliklerin Anayasa'ya uygun yapılması gerektiğini ifade etti. Daha ileri düzenlemeler yapılırken Anayasa'da da değişiklikler yapmak gerekebileceğini kaydeden Çiçek, bu çalışmalarda Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin de dikkate alınması gereğine değindi. Çiçek, "Bütün bunların ince ayarını yapacak bir düzenlemeye ihtiyaç var. Bu çok kolay değil" diye konuştu.
Terörle Mücadele Yasası'nda kolluk kuvvetlerinin ve mülki idare amirlerinin yetkilerini artıran ve seyahat edenlerin özgürlüklerini kısıtlayıcı yetkilerle donatan bir kısım değişiklikler yapılacağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Çiçek, "Benim elimdeki taslağı kim, ne zaman gördü ki böyle bir değerlendirme yapıyor. Bizim elimizde konserve tasarılar yok ki kapağını açınca içini görecekler" dedi. Kolluk kuvvetleri ve mülki amirlere bu yönde yetkiler veren hükümlerin Olağanüstü Hal Yasası'nda mevcut olduğuna işaret eden Çiçek, Türkiye şu anda olağan hale geçtiği için bunların uygulanmadığını hatırlattı.
Çiçek, Bakanlar Kurulu'nun 'Kürt Sorunu' konusundaki duruşunun nasıl olduğunun sorulması ve muhalefetin eleştirileri ile Güneydoğulu bazı kesimlerden bu tanımın içinin doldurulması yönünde talepler geldiğinin hatırlatılması üzerine, muhalefetin bir değerlendirme yaptığını ancak çok da doğru bir değerlendirme yapmadığını ifade etti.
Çi cnü hatırlatarak, Türkiye'nin süreci yakından taçek, "Bazen tabir caizse hayalet taşlıyor, gölge taşlıyor. Bunun üzerinden bir şeyler söylemeye getiriyor. Hükümeti taşlayacaklarsa böylesine hassas bir konuyu değil başka konuları gündeme getirebilirler" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın hem Diyarbakır'daki konuşmasında hem de ondan önce yaptığı konuşmada genel bir çerçeve çizdiğine dikkat çeken Çiçek, bunun muhalefet tarafından pek gündeme getirilmediğini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasası olan bir devlet olduğunu vurgulayan Çiçek, anayasaların, toplumun temel mutabakatları olduğunu ifade etti. Çiçek, şunları söyledi:
"Sayın başbakan da konuşmalarında 'anayasal çerçevede' diye bir genel çizgiyi koymuştur. Tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek ülke demek suretiyle Anayasa'da ifadesini bulan bir kısım kavramları da konuşmanın içine yerleştirmiştir. Anayasa'nın 3. maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. İnancımıza göre de bu ülkedeki 70 milyon insanın mutabakatını ortaya koyan bir maddedir. Kim sayın başbakanın ya da bu hükümetin konuşmalarını değerlendirecekse bu çerçevede değerlendirmelidir. Bunun dışındaki bir değerlendirme de bizim dışımızdadır. Bu 3. madde diyor ki 'Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankara'dır'. Kim ne düşünüyorsa, ne istiyorsa evvela bu 3. maddede yazılı hususları içine sindirmesi lazım. Bunu benimsemesi gerekir. Bu, ülkenin temel mutabakatıdır. Ortak paydasıdır. Anayasa'nın 66. maddesi bu ülkedeki vatandaşlığı tarif ediyor. 70 milyon insan ülkenin neresinde yaşarsa yaşasın, kendisini nasıl kabul ederse etsin eşit haklara sahip Türk vatandaşlarıdır. Terörle bu konu karıştırılmaktadır.
Terör konusu bu ülkede yaşayan herkesin baştan reddetmesi gereken bir husustur. Kan döken, kin kusan, masum insanları katleden, Türkiye'nin kalkınmasına engel teşkil eden, birliğini, dirliğini bozan bu cinayet şebekelerine karşı birileri bir şey diyecekse evvela bunu reddetmesi lazım. 'Biz teröre karşıyız, bunu lanetliyoruz' demesi lazım. Ne söyleyecekse birinci cümle olarak bunu söyleyip ondan sonra taleplerini ortaya koyması lazım. Terör karşısında 'ama'lı, 'fakat'lı 'şunun için', 'bunun için' tarzında kimse mazeret üreterek ne bu devletten, ne bu hükümetten bir şey talep edemez. Bunun altını çok net olarak çiziyoruz."
Türkiye'nin sorunları ve zorlukları bulunduğuna dikkat çeken Çiçek, hükümetin imkanları ölçüsünde bunları çözmeye çalıştığını ifade etti. Bunları yaparken, terörden medet ummanın çok yanlış olduğunu vurgulayan Çiçek, herkesin 3. ve 66 maddeyi içine sindirmesi gerektiğini söyledi.
Çiçek, yarın yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısında terör konusunda bir rapor sunulup sunulmayacağı sorusu üzerine her MGK toplantısında terör konusunun bir gündem maddesi olduğunu belirtti. Güvenlik konularının bu toplantılarda zaman zaman ele alınan konular gibi algılandığına işaret eden Çiçek, terör konusunun bugüne kadar hiçbir Cumhuriyet hükümetinin ikinci plana attığı bir konu olmadığını vurguladı. Çiçek, konunun yarın da bu çerçevede değerlendirileceğini kaydetti.
Boğaziçi Üniversitesi'n cnü hatırlatarak, Türkiye'nin süreci yakından tain daha önce ertelenen Ermeni Konferansı'nın Eylül ayında yapılacağını duyurduğunun hatırlatılması ve bu konudaki görüşlerinin değişip değişmediğinin sorulması üzerine Çiçek, daha önce toplantı yaparken kendisine sorulmadığını, toplantı ertelenirken kendisine sorulmadığını, toplantı yeniden düzenlenirken de kendisine sorulmadığını ifade ederek, "Kim ne konuşacak göreceğiz" dedi.
Papa'nın Türkiye'ye yapacağı ziyaret sırasında Patrik'le de bir görüşme yapacağı haberlerinin hatırlatılması üzerine ise Çiçek, bazı hususların biraraya gelinerek konuşulmasında bir mahsur görmediğini söyledi. Herkesin herkesle görüşebileceğini kaydeden Çiçek, bazı konuları yüz yüze görüşmekte fayda olduğunu ifade etti.