Antalya - Fatih Akın'ın 60. Cannes Film Festivali'nde en iyi senaryo ödülü alan ve Almanya adına Oscar'a aday gösterilen filmi "Yaşamın Kıyısında", Türkiye'de ilk kez 44. Altın Portakal Film Festivali'nde seyirciyle buluştu.
44. Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda ödül arayan "Yaşamın Kıyısında"nın gala gösterimi, Antalya Kültür Merkezi'nde (AKM) yapıldı. AKM'de düzenlenen gala gösterimine sanatseverler büyük ilgi gösterirken, "Yaşamın Kıyısında" festivalde en yoğun katılımla izlenen film oldu.
Filmin galası için Antalya'ya gelen Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth da, Fatih Akın'ı tebrik etti.
Gala gösterimine Yönetmen Fatih Akın ile oyuncular Nurgül Yeşilçay, Tuncay Kurtiz, Baki Davrak ve Nurgül Köse katıldı.
Almanya'da başlayan ve İstanbul ile Karadeniz'in küçük bir kasabasında devam eden, birbirine kesişen hayatların anlatıldığı filmin gösterimden önce seyirciyi selamlayan Fatih Akın, "Bu film bir Türk filmidir.
Filmin Türkiye'deki ilk gösterimi Antalya'da yapılıyor. Benim için önemli bir gün" dedi.
-Bob Dylan'dan Trabzon'a-
"Duvara Karşı" filminden sonra kendisi için bir boşluk olduğunu, kirasını da o dönemde "İstanbul Hatırası" belgeselini çekerek ödediğini belirten Akın, "Yaşamın Kıyısında" filmine ulaşan yolculuğunun Hanna Schygulla ve Tuncay Kurtiz için bir senaryo yazma isteğiyle doğduğunu söyledi. Bu sırada dünyaca ünlü Bob Dylan'ın müziğiyle tanıştığını ve okuduğu biyografisinde onun ailesinin Trabzon kökenli olduğunu öğrendiğini anlatan Akın, "Ben de Trabzonlu'yum. O biyografiyi okuduktan sonra babamı da alarak ilk kez Trabzon'a gittim" dedi.
Senaryonun böylece şekillendiğini ifade eden Akın, filmin çekimleri sırasında yapımcı ortağı ve en yakın arkadaşı Andreas Thiel'i kaybettiğini vurguladı. Filmini çok kişisel ve özel olarak değerlendiren Akın, "Yani hikaye bitmiyor, devam ediyor" diye konuştu.
Arkadaşını kaybetmesi nedeniyle filme ayrı bir duygusallıkla baktığını belirten Akın, ölüme başka türlü yaklaşmak istediğini kaydetti. Akın, Thiel'in son 6 çekimde beyin kanaması geçirdiğini, ancak çekimler tamamlandıktan bir kaç saat sonra kalbinin durduğunu anlattı.
-"Senaryo depresyona soktu"-
Fildeki kesişen öyküleri ilk senaryoda eş zamanlı yazdığını ve daha sonra tümüyle senaryoyu değiştirdiğini vurgulayan Akın, "Böyle bir şeyi ilk kez yaşadım. Depresyona girdim. 'Kabiliyetsizmişim' diye düşündüm ve bu bana ders oldu. Hep öğrenci kalmak gerekiyormuş" dedi.
Filmi çok beğendiğini ifade eden bir seyircinin, "Ama Nejat İşler, Erkan Can gibi ünlülerin küçük de olsa rollerde karşımıza çıkması gerekli miydi? İlle de ünlüler mi gerekiyor" sorusu üzerine Akın, filmlerinin sadece Türkiye'de değil, birçok ülkede gösterildiğini ve o ülkelerde bu sanatçıların tanınmadığını kaydetti. Akın, Nejat İşler'in son yıllardaki performansını çok beğendiğini ve tanışmak için filmde kullandığını dile getirdi. Bu durumun bir tür "Cast çalışması" olduğunu vurgulayan Akın, sonraki yıllarda bu sanatçıyla başka projelerde birlikte olabileceğini ifade etti.
Türkiye'de çok yetenekli sanatçılar olduğunu belirten Akın, bu nedenle sık sık Türkiye'de film çektiğini söyledi.
-Senaryoyu bir kaç kez okumuş-
Filmin başrol oyuncusu Nurgül Yeşilçay da senaryo eline geldiğine önce anlayamadığını ve birkaç kez okumak zorunda kaldığını söyledi. Yeşilçay, canlandırdığı yasadışı örgüt üyesini oynamadan önce araştırma yapıp yapmadığı yönünde soru üzerine, "Bazı karakterler hayatın içindedir.
Biz çok yorgun bir ülkeyiz. Hiçbirimiz kör, sağır değiliz. O yüzden araştırma yapmadım" dedi.
Tuncay Kurtiz de, filmin çalışmalarına büyük bir heyecanla başladığını, Fatih Akın'ın diyaloglarla ilgili kendilerinden fikir aldığını ve bazı bölümlerin doğaçlama geliştiğini söyledi. Kurtiz, "Filmde zevkle çalıştım. Fatih ile çalışmaktan çok memnunum" diye konuştu.
AA