Rock’tan Türk sanat müziğine oradan popüler kültür eserlerine müzik oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Müziğin iyileştirici etkisi sayesinde tarih boyunca tedavi amacıyla dahi kullanılmıştır. Severek dinlediğiniz ancak hikayelerini bilmediğiniz şarkıların ortaya çıkış süreçlerini derledik. Hazırsanız başlayalım.
Bir baba ile oğlu trenle seyahat etmek için yola çıkar. Çocuk seyahat boyunca gördüğü şeylerden ister ve alınmaması durumunda ise ağlamaya başlar. Bu sırada çocuk tren garındaki satıcıların birinde bir şapka görür ve babasından ister. Babası da çocuğunun ağlamasını önlemek ve rezil olmamak için şapkayı satın alır. Yeni şapkasıyla mutlu olan çocuk tren sürekli olarak kafasını camdan çıkartır.
Babası da tabi uyarır durur “evladım şapkan uçacak gir içeri” diye. Çocuk dinlemez yine babasını ve babası çocuğa bir ders vermek için, birden şapkasını alır arkasına saklar. Şapkasını bulamayan çok derin bir üzüntü yaşar. “Baba baba şapkam gitti” diyerak ağlamaya başlar. Babası da “Ben sana dedim dinleseydim sözümü” demiş ve devam etmiş “Eğer bir daha benim sözümden çıkmazsan sana şapkanı geri getiririm. Söz ver bana ve gözünü kapat” der.
Babasına söz veren çocuk gözünü kapatır ve babası usulca şapkayı çocuğun kafasına koyar. Çocuk gözünü açtığında sevinçten gözleri parlar ve bir heyecanla alır şapkayı camdan dışarıya atar ve babasına “Hadi baba gene yap” der.
Fuat Edip, 19-20 yaşlarında iken rüyasında çok güzel bir kız görür. O gördüğü kıza gönlünü kaptırır. Yıllarca o kızı bulma hayaliyle yanıp tutuşur. Hiç kimseyi gözü görmez olur. Yılların hızlı bir şekilde akmasıyla birlikte ailesi de ona baskı kurar ve zorla evlendirilir. Fuat Edip, çaresiz bir şekilde, rüyasında gördüğü kızı yüreğinden silemediği halde istemeye istemeye bir kızla evlenir. Bir bahar akşamı Fuat Edip'in yolu, Acıbadem'deki Çamlıca Kız Lisesi'nin önünden geçer. Okul zili çalmış ve öğrenciler evlerine gitmek üzere dağılıyorlardır. Tam bu sırada Fuat Edip'in gözüne bir kız ilişir. Bu kız, yıllar önce rüyasında gördüğü kızdır. Şair, adeta donakalır, kendinden geçer. Onun bu halini fark eden öğrenci de mahcubiyetten boynunu eğer. Fuat Edip, artık yaşlanmış haliyle kıza bakar kalır. Fakat artık her şey bitmiştir.
Gerçek bir hikayesi olan Barış Manço tarafından araştırıldıktan sonra yazılmış bir eserdir. Köy ağası olan Mehmet Ağa köylünün babası gibi yardımsever bir insandır. Şehirde tüm esnaf tarafından tanınır ihtiyaç sahipleri esnaftan alışveriş edip Mehmet Ağa adına yazdırır. Ayın belli günleri de ağa şehre inip esnafa olan borçlarını öder. Öyle ki yeni evlenenlere toprak veren bir insandır. Mehmet ağa ölürken beş parasız ve fakir bir şekilde hayatını sonlandırır.
Atilla İlhan orta yaşlarında üniversiteli sarışın güzel bir bayanla tanışır. Sadece telefon ile görüşürler ve konuşmaları sıklaşır. Bu konuşmaların sonunda birbirlerini daha fazla tanımaya başlarlar. Bir gün bu konuştuğu kadın telefonda, “Ben senin neyinim?” diye sorar. Atilla İlhan, "Sen benim hiçbir şeyimsin" diye cevap verir. Bu şiiri yazar ardından bu şiiri Ahmet Kaya yorumlar.
Şarkı, solist Harun’un "Şafak" adlı sevgilisine yazılmıştır. "Ş", alfabenin 23.harfidir, şarkının adı da bu yüzden 23 olarak belirlenmiştir.
Duman grubunun solisti Kaan Tangöze ilk albümünün çıkacağı gün uzun süredir sevgili olduğu Ahu ile tartışır. Akşamki konserde sevgilisine yazdığı şarkıları söyleyerek kendisini affettirmeyi düşünür. Konser başlar, Kaan Ahu'ya yazdığı şarkıları birer birer okur. Bir yandan da konser alanını dikkatli gözlerle araştırır. Ahu’yu bir türlü göremez ancak orada olduğundan neredeyse emindir. Konser biter, Kaan sevgilisini kuliste beklerken grubun diğer üyeleri acı haberi Kaan'a söylerler. Ahu, rivayete göre Kaan Tangöze'nin sahnede sevgilisine yazdığı 'Bal' şarkısını söylediği esnada evinde kendisini dolabın demirlerine asarak intihar etmiştir. Duman grubu bu şarkıyı hiçbir konserinde söylemez. Bir keresinde de şarkı arasında “Bal” diye bağıran seyircilere döner Kaan, yüzünde buruk bir ifadeyle iki parmağıyla gökyüzünü işaret eder.
Kaan intihar olayından sonra evine kapanır. Uzun bir süre kimse onu evinden dışarı çıkartmayı başaramaz. Grubun o zamanki menajeri Murat Akad Kaan'ın koyu bir Fenerbahçeli olduğunu bilir. Ve arkadaşlarıyla birlikte Kaan'ı zorla 2002'deki Fenerbahçe Galatasaray derbisine götürür. İntiharın üzerinden geçen süreler ve içe kapanıklık Kaan'ı değiştirmiştir. O maçı Fenerbahçe 6-0 kazanmıştır. Kaan ise biraz daha gün ışığına çıkmaya başlamıştır. Duman grubunun ikinci albümü onların çıkış yaptığı albümdür. Bu albümdeki “Her Şeyi Yak” şarkısıyla grup geniş bir hayran kitlesine ulaşmayı başarır.
İkinci albümdeki tüm şarkılar Kaan Tangöze'ye aittir. Bu albümdeki Kırmış Kalbini, Ah, Manası Yok, Elimdeki Saz Yeter Canıma, Haberin Yok Ölüyorum şarkıları Kaan tarafından Ahu'ya yazılmıştır.
Çakıcı Efe, Ege Bölgesi’nde halk arasında dilden dile dolaşan bir kahramandır. Osmanlı Devleti’nin çöküş döneminde devlet idaresi iyice kaybolur. 1800-1900’lu yıllarda halk kendi kahramanlarını yaratmaya başlar. Ege Bölgesi’ndeki kahramanların ortak özelliği ise efe olmalarıdır.
Çakıcı Efe de İzmir, Denizli, Aydın civarında hüküm sürmüş bir kahramandır. O zamanlarda yaşadığı bölgede o kadar güçlenmiş ki Osmanlı ile egemen olduğu bölge konusunda resmi anlaşma yolları bile aramıştır. Çakıcı çoğu zaman dağlarda, kimi zamanda halkın yanına inerek zalimi durdurmuş, adalet dağıtmış, zenginden alıp fakire vermiştir. Bu sebeple halkın gönlünde de taht kurmuştur. Cesur hareketleriyle halkın gözüne girmiştir. Kimi zamanda düşmanla işbirliği yaptığı söylentisi çıkmışsa da halk onu hep sevmiş ona yapılan bu türküyle ismi ölümsüzleşmiştir.
Bu şarkının ortaya çıkışına ilişkin birçok rivayet vardır. Bir rivayete göre, İlhan İrem askerden döndüğünde sevgilisi en yakın arkadaşıyla nişanlanmıştır. Bu olayın üzerine İrem şarkıyı yazmıştır.
Şebnem Ferah’ın oldukça duygusal olan bu şarkısını ablası komadayken yazdığı söylenir. Ayrıca "Ben Şarkımı Söylerken" şarkısının da uğradığı tecavüz sonucunda yazıldığı iddia edilir.
Barış Manço'nun abisi Savaş Manço, bu şarkının hikayesini şöyle paylaşmıştır: "Barış kol düğmeleri şarkısını 1962'de nişanlandığı Semra adlı çok cici bir kızıl topraklı genç kız için yazmıştı. Barış 1963 yazı sonuna doğru okumak için Belçika'ya gelince o nişan bozuldu ve Barış yaşadığı hüznü o şarkıya döktü. kol düğmeleri de Semra'nın armağanıydı.”