Sağlıklı bir cinsel hayat için en önemli kural, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı alınan önlemlerdir. Güvenli seks olarak da adlandırabileceğimiz bu durum partnerlerin karşılıklı olarak daha rahat hareket edilmesini sağlıyor. Çiftler arasındaki görüş ayrılıkları, tartışmalar ve kırgınlıklar ister istemez cinselliği de olumsuz anlamda etkiliyor.
Düzenli cinsel ilişkinin hem fiziksel hem de ruhsal açıdan pek çok faydası bulunuyor. Partnerle ten teması, teslimiyet ve tutku sağlıklı cinsel yaşamın yapı taşlarıdır. Performans kaygısı ve zaman baskısı olmadan kendini bırakmak önemlidir, çünkü cinselliğin olumlu etkileri de ortalama 20 dakikalık bir aktivitede kendini gösteriyor. Dopamin salgısı ve endorfinlerin salgısı bu sürede gerçekleşiyor.
Genellikle önerilen haftada 2-3 kez düzenli bir cinsel ilişki olmasıdır. Ancak yaşam koşulları, iş hayatı, stres gibi faktörler ilişki düzenini etkileyebilir. Birlikteliğin devamını ve ahengini besledikten sonra aslında her ilişki, ideal cinsel birliktelik sıklığını kendi belirler.
Çiftlerin uyum sorunu en başta gelen nedenlerden biridir. Uyumsuzluk günlük yaşamda, ilişkinin genel yapısında olsa da bununla bağlantılı olarak cinsel yaşamda da mutsuzluğa yol açar. Stres, kendinden mutlu olmama, kişinin kendine duyduğu güvensizlik, vücudundan hoşnut olmama da cinsel yaşamdaki mutsuzlukların kaynağı olabilir.
Düzenli cinsel ilişkinin hem fiziksel hem de ruhsal pek çok faydası bulunuyor. Kalp hastalıkları, kronik ağrılar, stresi azaltma yanında, kaliteli bir uyku, daha dinç görünme gibi etkileri bilimsel çalışmalarda da gösterilmiş. Orgazm sırasında kalp atımları ve solunum sayısındaki artışın dolaşıma olumlu etkisi bulunuyor. "American Journal of Cardiology" dergisinde yayınlanmış bir çalışmada cinsel aktivitenin 85-250 kalori kaybı sağladığı ve kardiyolojik olarak rahat bir yürüyüşle eşdeğer bir performans olduğu bildirilmiştir.
Seks sırasında salgılanan oksitosin ve endorfinler kişinin kendisini daha mutlu ve gevşemiş hissetmesini sağlayarak baş ağrısı, yorgunluk, gerilim ağrısı gibi yakınmaların azalmasını sağlıyor. Orgazm sırasında hipofizden salgılanan prolaktin hormonu da uyku sırasında salgılanan bir hormondur ve daha kaliteli bir uykudan sorumludur. Aslında kadınlarda orgazm olmadan sadece partnerle ten tene temasın da gerginliği çözmede oldukça etkin olduğunu söylemek mümkün.
Orgazm ve cinsel ilişki sırasında salgılanan testosteron, östrojen gibi hormonların özellikle menopozal geçiş dönemindeki kadınlarda genital bölge ve vajinanın da kanlanmasını ve canlılığını artırarak sağlıklı kalmasına yardım ettiğini biliyoruz. Cinsel yaşamın aktif olarak devam etmesi postmenopozal vajinal kuruluk ve ürogenital sendroma karşı da koruyucudur. Testosterondaki artış, doygunluk hissi, leptin salgısı ve yağ yakımına da yardımcı oluyor.
Çağımızın en büyük sorunu olan stres, orgazm olamamanın en önemli nedenidir. İlk yapmanız gereken gevşeme tekniklerini öğrenmek ve uygulamak olmalıdır. Bunun yanında pelvik taban kaslarının düzenli olarak çalıştırılması, Kegel egzersizlerinin düzenli olarak yapılması bu bölgedeki uyarılma noktalarının daha çabuk harekete geçmesini sağlar. İlişki sırasında sadece o ana konsantre olmak önemli. Günlük problemleri düşünerek orgazm olmayı beklemek mümkün değil çünkü. Uygun pozisyonu ve doğru partneri bulmak ise zannedildiğinden çok daha önemli.