Yaygın anksiyete bozukluğu

İSTANBUL (İHA) - Türkiye Hastanesi'nde görevli Psikiyatri Uzmanı Dr. Aytül Gürbüz Tükel, psikolojik bir rahatsızlık olan anksiyete bozukluğunun, sinsi bir hastalık olduğunu belirterek, "Kontrol edilemez bir endişeyle ortaya çıkıyor, genç yaşta oluşuyor, ancak geç fark ediliyor" dedi.

Dr. Tükel, genellikle 20 yaş civarında ortaya çıkan yaygın anksiyete bozukluğunun erken yaşlarda başladığına dikkat çekerek, bu hastalığın sinsi olduğunu vurguladı. Bedensel belirtiler ön planda olduğundan, hastaların önce dahiliye kliniklerine başvurduğunu belirten Dr. Aytül Gürbüz Tükel, "Psikiyatri kliniklerine geç başvurulması, hastalığın tanısının geç ve zor konulması, hastalığın kronikleşmesine ve iyileşme oranlarının düşmesine sebep oluyor" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

Psikiyatrik bir hastalık olan yaygın anksiyete bozukluğunun, son zamanlarda, özellikle de kadınlarda ve gençlerde çok sık görüldüğünü söyleyen Dr. Tükel, hastalığın klinik belirtilerini şöyle sıraladı: "En az 6 ay boyunca, günlerinin çoğunda, belli sayıda olay ve faaliyetle ilgili (iş ya da okul başarısı gibi) aşırı endişe (kötü bir şey olacakmış hissi) duyulması, bu endişeyi kontrol etmede kişinin zorlanması, huzursuzluk ya da uçurumun kenarında gibi hissetme, kolay yorulma, yoğunlaşma zorluğu ya da zihin boşalması, irritabilite, çabuk irkilme hali, seslere karşı aşırı duyarlılık, kas gerginliği, uyku bozukluğu (uykuya dalma ya da uykuyu sürdürmede güçlük veya huzursuz, verimsiz uyku), çarpıntı ya da kalp hızında artma, terleme, titreme ya da seğirmeler, ağız kuruluğu, nefes almada zorluk, boğulma hissi, göğüs ağrısı ya da rahatsızlık, bulantı ya da mide, bağırsak yakınmaları, başta sersemlik hissi, bayılacakmış gibi hissetme, kontrolünü yitirme, çıldırma korkusu, sıcak ya da soğuk basması, hissizlik ve karıncalanma hissi, huzursuzluk, yerinde duramama ve gevşeyememe"

Reklam
Reklam

Psikiyatri uzmanı Dr. Tükel, yaygın anksiyete bozukluğunun en fazla panik atakla benzeştiğini, hatta sıklıkla bu iki hastalığın birlikte görüldüğünü veya hastalığın panik bozukluğuna dönüşebildiğini kaydetti. Bu iki hastalık arasındaki farklara da değinen Dr. Aytül Gürbüz Tükel, "Panik atakta belirtiler, beklenmedik bir zamanda birden ortaya çıkan ataklar olarak seyreder. Yaygın anksiyete bozukluğundaysa bu belirtiler, daha yaygındır ve özellikle huzursuzluk, yerinde duramama, irriabilite, uykuya dalma bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu, seslere karşı irkilme ve gevşeyememe hali, hayat olaylarıyla ilgili aşırı endişe duyma olarak ortaya çıkar" şeklinde konuştu.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Tükel, hastalığın başlamasında; genetik, nörobiyolojik nedenlerin yanı sıra psikososyal nedenlerin de etkili olduğunu açıklayarak ebeveynleri uyardı:
"Anksiyete bozukluklarının gelişmesinde, aile ilişkilerindeki bozukluklar önemli rol oynamaktadır"
Bu bozuklukları; anne babanın çocuğun ihtiyaçlarına duyarsız kalması, anne babanın çocuğa karşı heyecan duymaması, onu reddetmeleri, anne baba çocuk ilişkisinin ters olması, yani çocuğun anne babanın duygusal ihtiyaçları için görevlendirilmesi olarak açıklayan Dr. Aytül Gürbüz Tükel, "Bir kişide anksiyetenin fazla olmasında, çocukluğunda aile tarafındın yetersiz bakılması kadar aşırı koruyucu tutumun da etkisi vardır" dedi.

Reklam
Reklam

Dr. Tükel, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde, anne babanın erken ölümüne sık rastlandığını, boşanma, evlilik sorunları, iş kaybı, okul sorunları ve maddi sorunların da hastalığı tetiklediğini belirtti.
Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde bir çok ilacın etkili olduğunu söyleyen Dr. Tükel, "Hastalık erken yaşlarda başladığı için uzun süreli tedavi gerekmektedir. İlaç tedavisiyle birlikte psikoterapi, özellikle de kognitif davranışçı terapi, tedavinin başarısını artırmaktadır" diye konuştu.