Iğdır’ın Süveren Köyüne bağlı Ağrı Dağı eteklerindeki Kavaktepe yaylasında geçtiğimiz ilkbahar mevsiminde arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan kavganın husumeti şehir merkezinde devam etti. İki aşiret arasında husumete dönen arazi meselesinden dolayı 5 haneli 40 nüfuslu Kabalak ailesi, karşı tarafın baskı ve zulmüne dayanamadıklarını ileri sürerek, kent merkezine 3 kilometre uzaklıktaki Yeni mahalledeki evlerinden ve yerlerinden zorla kovulduklarını iddia ettiler.
“TAPULU ARAZİLERİMİZİ ELİMİZDEN ALMAK İSTEDİLER”
Terör nedeniyle 1992 yılında köyleri boşaltıldığı anlatan Abdulmecit Kavalak, bu nedenle kendilerinin hayvanlarının satarak şehir merkezine yerleşmek zorunda kaldıklarını söyledi. Bu süre içerinde aynı mahalleyi paylaştıkları komşularının arazilerini otlatmaya ve daha sonra da sahiplenmeye çalıştıklarının ileri süren Kavalak “Ortam normale döndükten sonra tekrar hayvan satın alıp yazları yayla amacı ile köyümüze döndük. Burası bizim tapulu arazimiz olmasına rağmen burada bize zor kullanmaya başladılar. Yaklaşık dört yıl boyunca her yaz bu nedenle kavgalar çıkmaya başladı. Son olarak yazbaşı arazilerimizi silah kullanarak kaba güç kullanarak ellerimizden almaya çalıştılar. Jandarma ve valilik olay müdahale etti. Yayladan bunları indirdikten sonra bize karşı kin gütmeye başladılar” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZI OKULA GÖNDEREMİYORUZ”
Karşı tarafın aşiretinin güçlü olduğunu, baskılarına güçlerinin yetmediğini, Iğdır şehir merkezinde can güvenliklerinin olmadığının iler süren Kavalak, “Yayladan döndükten sonra bir türlü huzurlu bir ortam bulamadık. Onlarının ailesi çok kalabalık gücümüz yetmiyor. Çarşıya çıkamıyoruz. Berbere, hastaneye, pazara çıkamıyoruz. Çocuklarımız okula gönderemiyoruz. Tamamı ile sosyal yaşamdan koptuk, sağlık ihtiyaçlarımızı gideremiyoruz, çocuklarımızın eğitimleri yarıda kaldı” dedi.
“İŞ YERİM BASILDI DARP EDİLDİM”
Kurban Bayramına bin gün kala Arife günü iş yerinin 11 kişi tarafından basıldığını anlatan Osman Galitekin, “Giyim mağazası olan iş yerime gelen kişiler ellerindeki satırlar ile bıçak ve sopalar ile beni çeşitli yerlerimden darp ettiler. Aylarca hastane de yattım. Kurban Bayramı için aldığım kurbanımı bile kesemdim. Hastaneden taburcu olduktan sonra ölümden kurtulduğum için fakir fukaraya sadaka niyetine kesip dağıttım. Bir akrabanın da fırınını bastılar, o da can güvenliği olmadığı için fırınını şimdi açmıyor kapalı tutuyor” şeklinde konuştu.
“DAYAK YİYEN BİZ EVİNDEN OCAĞINDAN SÜRÜLEN BİZ”
Hem dayak yediklerini, hem de evlerinden, ocaklarından zorla sürüldükleri ileri süren Galitekin, “Şimdi evimizden olduk. Zorla bizi sürdüler, biz eşyalarımız bile almamıza izin vermediler. Sayıları 40’ı aşan çoluk çocuk kışın bu soğuğunda dışarıda kaldık” dedi.
Şu anda konaklayacak yerleri olmadığını ifade eden Abdul Mecit Kavalak, “Yaylada devam eden husumet Yeni mahallede devam etti. Yapacak bir şeyimiz olmadığı için mecbur evimizi terk ettik. Burada bir boş ev bulduk artık yerleşmeye çalışıyoruz ama sığamıyoruz. Vatanımızda, yurdumuzda yaşayacak bir yer bırakmadılar. Hayatımız zehir zıkkım ettiler, yaşayacak bir yerimiz yok. Burada yetkililerden yardım bekliyoruz” diye konuştu.
Öte yandan aileler; konu ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını da belirttiler.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz