Dün akşam İnönü Stadı'nda oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi solukları kesti. Ezeli rakipler arasındaki karşılaşmada gülerek ayrılan taraf Fenerbahçe oldu. İnönü'ye lider olarak gelen Fenerbahçe, 2-1 kazandığı karşılaşma ile rakibi Beşiktaş'a şampiyonluk yolunda ağır bir darbe vurdu.
Ezeli rakipler arasındaki derbiyi spor yazarları işte şu satırlarla özetledi:
Alex'in gazabı - Ömer Çavuşoğlu (Bugün)
İnönü Stadı'nda F.Bahçe, beklenenin üstünde tempolu başladı maça. İlk 15 dakikada Beşiktaş'ı kendi sahasına adeta hapsetti. Ondan sonra oyunda denge kurulmaya başladı. Dün gece beni en çok yanıltan oyuncu ilk yarıdaki oyunuyla Colin Kazım oldu. İnanılmayacak bir tempo tutturdu, rakibini darmadağın etmesini bildi. Tello, İbrahim Üzülmez, Kazım'ı adeta seyretti.
Alex farkı - Can Bartu (Hürriyet)
BEN derbilerden şunu beklerim. Gol pozisyonuna giren atmalı. Gol tribündeki adama da seyredene de keyif ve zevk verir. Bu kadar acemice oynayan üst düzey iki takım, böylesine goller kaçırmamalı.
Fenerbahçe ilk yarı çok iyi mücadele etti. Çabuk ve süratli oynadılar, istediklerini yaptılar. Alex, akıl dolu bir gol attı, takımını öne geçirdi. Bu golde Beşiktaş defansının büyük hatası var. Gökhan, Cisse ve Baki gibi üç uzun adamın arasından Alex kafayı vurdu, Rüştü'yü avladı. Şampiyonluğa oynayan bir takım böyle gol yerse sonucu hüsran olur.
Penaltı ve sarı kart - Bülent Yavuz (Akşam)
Müsabakanın sonlarına doğru Colin Kazım ceza alanı içinde topu eliyle göstere göstere oynuyor. Sağdan baksan soldan baksan, yerden baksan bunun adı bilerek elle oynamadır ve karşılığı da penaltıdır ve sarı kartı da gerektirir.
Hakem Yıldırım'dan iki büyük hata. Derbi maçta futbol yine geride kaldı. Hakemin fahiş hataları maçın neticesine de tesir etti. Fenerbahçe'nin 1. golü öncesinde Colin Kazım topu taç çizgisi kenarında sürerken topun tamamı çizgiyi terk etti. Hakem atladı, bu normaldi. Yardımcı hakem de atladı. Bu anormaldi.
F.Bahçe Zico'ya rağmen kazandı - Ömer Üründür (Sabah)
F.Bahçe çok önemli derbide Zico'nun çok büyük hatasına rağmen maçı kazanmayı bildi. F.Bahçe ilk 15 dakika organize ve tempolu bir futbolla oyunu karşı alana yıkıp etkili ve yoğun bir baskı kurdu. Bu bölümde Beşiktaş ne savunma yapabildi ne de top kullanabildi. Bilhassa Kazım'ın sağ kulvardaki performansı rakibe beklemediği bir şok yaşattı. İlk 15 dakikada 3 pozisyon oluştu ve gol de geldi.
Alex faktörü maçın aktörü - Ali Sami Alkış (Star)
Oyunun ilk 20 dakikası içinde, Beşiktaş kendi sahasında değilde; sanki ilk defa maça çıktığı yabancı bir statta oynar gibiydi. Fenerbahçe, başlama vuruşu ile birlikte oyuna hakim olmuştu. Güzel, uyumlu, sakin ve organize ataklarla bindirip duruyordu. Bu yüzden golün gelmesi sürpriz olmadı.
Ya tutmasaydı... - Altan Tanrıkulu (Hürriyet)
İKİ takımın da oyunun temposunu yükselteceğini, hızlı adamlarıyla sonuca gitmek isteyeceğini düşündüğüm bir derbiydi..
Fenerbahçe, bu anlayışı oyunun başında istediği gibi oturtup, erken bir golle de öne geçince rahatlayan taraf oldu..
Sahasında Liverpool, Marsilya, Galatasaray, Trabzonspor gibi zorlu takımları yenen Beşiktaş ise sürpriz bir ismin ilk 30 dakikadaki etkili futboluyla sol kanadı çökünce golü yedi. Bu isim sezonun flaşı Deivid'in yerine forma giyen Kazım'dı.. Uzun süre sonra ideal onbirde sağ kulvarda yer bulan Kazım, Deivid'den daha üstün yanlarını sergileyerek, çok kolay adam geçti ve oyunun rakip sahaya yıkılmasında en önemli futbolcu oldu..
Bu Alex var ya... - Onur Belge (Bugün)
Alex golü attığında 10. dakika henüz dolmuştu. O ana dek birbirlerini tartan iki ekip belirgin bir üstünlük kuramamıştı. Beşiktaş, bu sezon joker olarak kullandığı İbrahim Toraman'ı savunmanın sağına yerleştirmişti. Hızlı Uğur Boral'a karşı bu bir önlemdi. Ancak Uğur'un çabukluğu İbrahim Toraman'ın ağırlığı, önlem dengesi yarattı. F.Bahçe belirgin bir üstünlükle pozisyonlar buldu.
Alex'in takımı - Gürcan Bilgiç (Sabah)
Fenerbahçe, tüm önemli maçlardaki özelliğini hemen devreye sokarak, daha ilk dakikada İnönü çimenlerinde, "Burada iyi olan benim" mesajını verdi. Hem rakibine, hem de tribünlere bunu öyle bir hissettirdi ki, Beşiktaş'ta ne sahasında oynamanın avantajı kaldı, ne de galibiyetten başka skorun tatmin edemeyeceği anlayış farkı.
Maçın doğası gereği agresif başlayacak olan Beşiktaş'ın duvara çarpıp, sersem olan atak anlayışına, Kazım'ın sergilediği şovla kontra da yaptılar. Beşiktaş sol kanadı bir topun ve bir oyuncunun peşine düşüp, dönme dolap parası vermeden, neye bindiklerini anlamaya çalışıyordu.
Haklı galibiyet - Selçuk Yuğla (FotoMaç)
Fenerbahçe bu galibiyeti kesinlikle hak eden taraf oldu. İstediği zaman tempoyu yükseltti, istediği zaman Chelsea maçını düşünerek tempoyu indirdi, istediği zaman da golü bulan taraf oldu. Beşiktaş'ın 3 puana daha çok ihtiyacı vardı. O yüzden de hepimiz siyah-beyazlıların oyuna daha hızlı ve istekli başlayacağını zannediyorduk. Ertuğrul Sağlam'ın çıkardığı kadronun ofans ağırlıklı olduğunu gördüğümüzde de bu kanıya kapıldık. Ama işin rengi öyle değildi. Zico baskın atak taktiğini yeğledi.
Polis nezaretinde - Ercan Saatçi (Hürriyet)
MAÇIN Fenerbahçe açısından zayıf kanadı Deivid'in yokluğuydu. Yani Kazım'ın oynadığı kanat... Kazım'ın nasıl bir performans segileyeceğimerak konusuydu. Üstelik böylesine önemli bir karşılaşmada. Ama Colin Kazım, herkesin tahmininin tersine maça müthiş başladı.
Belki de bu başlangıç Beşiktaş'ın işini bozdu diyeceğim ama Beşiktaş oyunun tüm dakikalarında iyi oynayamadı. Stresi üzerlerinden atamadıkları her hallerinden belliydi.
Fenerbahçe ise bu maçı almaya gelmişti. Yani bu duygu tüm futbolcuların yüzünden ve sahadaki mücadelerinden okunuyordu.
Öyle de oldu...
Fenerbahçe, üstelik İnönü'de çok önemli bir karşılaşmayı daha kazanarak şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı.
17 dakika vardı teslim oldular - Kazım Kanat (Sabah)
Büyük derbinin özetinin özeti şudur: Beşiktaş sadece üç puan kaybetmedi, şampiyonluğu kaybetti. F.Bahçe üç puan kazanmadı, şampiyonluğun kapısını sonuna kadar araladı.
Derbinin üç noktası çok önemliydi:
A-Zico'nun maç planlaması mükemmeldi. F.Bahçe, müthiş savunma yaptı. Kenarları kullanarak hücuma çıktı. İkinci yarıda farkı korumak yerine fark için savunmayı riske etti.