Yazıcı'dan, 'E-posta iddiası'na sert cevap!

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, ÖSYM başkanına mail attığı yönündeki iddiaların CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin planı olduğunu öne sürdü.

İddiada adının geçtiğini öğrendiği gün suç duyurusunda bulunduğunu belirten Yazıcı, ÖSYM’nin de olayı kendisine bildirmediğini söyledi. Yazıcı, "Sordum, ’Hoca bunu bana niye bildirmedin?’ dedim. ’Değerlendirdik. Sahte ve saçma olduğu belli. Saçma ve sahte olduğu çok açık anlaşılır durumda olan bir evrak nedeniyle işleri yoğun bir kişiyi rahatsız etmek istemedik’ dedi. Her şeye rağmen bunun taktirini bana bıraksalardı" dedi.
Bakan Yazıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, "AKP’li bir bakan yeğeninin üniversiteye yerleştirilmesi için ÖSYM’ye mail attı" iddiasıyla ilgili olarak, seçim çalışmalarını sürdürdüğü Rize’nin Pazar İlçesi Ak Parti İlçe Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısı yaptı. Türkiye’de özellikle ana muhalefet partisi ve genel başkanından kaynaklanan tuhaf şeyler olduğunu iddia eden Yazıcı, muhalefetin genel başkanının iftira atmayı, mesnetsiz konuşmayı, kara çalmayı bir siyasi üslup haline getirdiğini belirterek, "Bunun pek çok örneği var. Başbakana bir arkadaşıymış gibi hitap eder olması bizim alıştığımız kamu görevi ve siyaset düzeyi ile bağdaşmayan bir durum. O sanıyor ki ben böyle dedikçe millet ’Bravo, aferin. Ne güzel ettin’ diyecek. Bizim aile değerlerimiz son derece önemli. Analarımızın yeri son derece önemli. Anaya hitaben o gariz sözcükleri kullanabiliyor. Arkasından da sırıtarak, ’neyse’ deyip geçiştirebiliyor. Ondan da bir pay edindiği kanaatinde. Kılıçdaroğlu’nun bu söz ve davranışı elbette ki yaşını başını almış bir genel başkana yakışmaz. Üzülerek ifade ediyorum. Beklerdim ki ana muhalefetin sayın genel başkanı bu tür konularda hassas olsun, kılı kırk yarsın ve incelesin. Elbette ki önüne gelmiş bir bilgi varsa onu değerlendirmek hakkı. Ama değerlendirme yaparken siyaset üslubunu düzeysiz bir duruma getirmesin" dedi.
**ÖĞRENDİĞİM GÜN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM**
Yaşanan gelişmeyi kişilik haklarına saldırı olarak değerlendiren ve bu nedenle de açıklama yapmanın hakkı olduğunu savunan Yazıcı, Kılıçdardaroğlu’nun çevresinde toplanmış 3-5 kişinin yönlendirmesi ile önüne geleni hiçbir akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden kullandığını ifade etti ve şunları söyledi:
"Bazen de bunları senkronize ediyor. Çok önemli bilgilere erişmiş gibi kamuoyunu yönlendirmeye, germeye yelteniyor. Son mail olayı bunun tipik örneklerinden biridir. Ben hiç dönüp bakmadım. Ama 10 Mayıs tarihinde Hürriyet Gazetesi’ne yaptığı açıklamada ’Bunda bir bakan var’ deyince, nedir, ne oluyor diyerek bu sahtekarlık belgesine eriştim. O gün avukatıma talimat verdim ve savcılığa suç duyurusu yapıldı. Bu eninde sonunda bulunacak."
**SAHTEKARLIĞI YAPANLARI BİLİYORLAR**
"Bu bir yorum ve bu yorumu yapmak benim de hakkım diye düşünüyorum" diyerek konuşmasını sürdüren Bakan Hayati Yazıcı, "Kılıçdaroğlu ve çevresindekiler bu sahtekarlığı yapanları biliyorlar ki süreçleri bu şekilde takip ediyorlar. Bir plan dahilinde bunu belli bir hedefe erişmek için aracı olarak kullanıyorlar. Anladım ki bu gerçekten bunların bir projesi. Partide yetkili konumda bulunanların ve Kılıçdaroğlu’nun kalkıp, ’Evet doğru. Ben yanılmışım. Herkesten özür diliyorum’ demesini beklerdim. Bu da bir erdemlilik işidir. Bu erdemliliği göstermedi, tam aksine ’Niye o gün suç duyurusu yapmamış?’ diyor" diye konuştu.
Bakan Yazıcı, "Üzülüyorum. Bir ana muhalefet partisinin daha kaliteli ve içerikli bir üsluba sahip olması lazım. Daha sorumlu davranması lazım. İnsanın kafası neyle dolmuşsa onu çıkarıp yerine başka şeyleri ikame edemezsiniz. Bir insanın kafasında ya fikir vardır, ya küfür vardır. Ya kalite, ya kalitesizlik, ya düzey ya da düzeysizlik vardır. Hele hele insanların belli bir yaşa geldikten sonra bu değişim sürecine girmeleri mümkün değil. Bu şeyler keşke yaşanmasaydı" dedi, sonra da soruları yanıtladı.
**YEĞENİM YOK**
Bir soru üzerine yeğeni olmadığının anlatan Yazıcı, " 3 kız, 3 erkek 6 kardeşiz. Kız kardeşlerimden biri evlenmiş, eşi vefat etmiş. Çocuk yok. Diğer iki kız kardeşim evlenmemiş. Erkek kardeşlerimden biri halen bekar, diğerinin ikiz çocuğu var. Ben keşke yeğenim olsa, dayısı olsam" dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Devleti yönetmiş, genel müdürlük yapmış. Hatta dünkü konuşmasında, ’Ben uzmanlık sınavına girdim. 3 bin kişi arasında bilmem ne oldu. O sınava girmekten bile korkan’ diyerek Başbakanımıza sataşıyor. Bu düzey mi? Sen icraatınla ölçülür biçilirsin. Devlette o kadar görev yapmış birinin bu tür bir yazışma olmayacağını, bir makamın böyle bir üslup ve yöntem kullanmayacağını ve bunun bir sahtecilik ürünü olduğunu bilmesi lazım. Bana gelse, ben muhalefette olsam, ’Bunu bir bakan yazmaz’ derim. Benim öyle bir mail adresim yok. Mail adreslerimiz resmi adreslerdir. Hotmail adresim yok."
**ÖSYM KEŞKE DURUMU BANA BİLDİRSEYDİ**
ÖSYM’nin durumu kendisine bildirip bildirmediği yönündeki bir soruyu da yanıtlayan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, "Ben onu dün sordum. Ekim 2010’da gitmiş. Keşke o zaman bunu bana bildirselerdi. O zaman müdahale ederdim, suç duyurusu yapardım. Daha önce benim adımı kullananlarla ilgili suç duyurusu yaptım. Sordum, ’Hoca bunu bana niye bildirmedin?’ dedim. ’Değerlendirdik. Sahte ve saçma olduğu belli. Saçma ve sahte olduğu çok açık anlaşılır durumda olan bir evrak nedeniyle işleri yoğun bir kişiyi rahatsız etmek istemedik’ dedi. Her şeye rağmen bunun taktirini bana bıraksalardı. ÖSYM Başkanı bu durumu bana bildirmemiş diye, gitsin diyecek durumda değilim. ÖSYM Başkanı görevini yapıyor. Bana atfedilen sahte mail olayı bir kurgu olduğuna göre acaba ondan önceki iddialarda bir kurguya mı dayanıyor? Bir planın ürünü mü? Bunun sorgulanması gerekiyor. Bir kamuoyu oluşturuldu. 1 milyon 700 bin öğrenciyi ilgilendirildiği iddia edilen o şifre var mı yok mu? O şifre olayları da bu projenin önemli parçalarından biri mi? Sanırım bunun da sorgulanması lazım. Bunun kullanıyorlar olmaları bir proje olarak tasarlandığı kanaatini veriyor. Bu da benim bir yorumum" diyerek sözlerini noktaladı.
DHA