Beslenme, sağlıklı bir bünyenin temel taşıdır diyebiliriz. Alkol ve sigaradan uzak, dengeli bir beslenme sayesinde hayatınızı hastalıklardan uzak bir şekilde geçirebilirsiniz.
Topraktan yetişen her besinin farklı farklı özellikleri oluyor. Kimi vücuda zarar verirken kimi ise faydalı içerikler barındırıyor. Ama bazı besinler var ki vücutta garip etkiler yaratabilir!
Başta DSÖ olmak üzere doktorlar, uzmanlar, sağlık kuruluşları her bir ağızdan fazla tuzun zararlarını anlatıyorlar. Fazla tuz, vücutta su tutulmasına neden olur ve bu da şişkinliğe yol açar. Özellikle ayaklarda ve ayak parmaklarında şişlikler ortaya çıkar. Günde 5 gr tuz tüketimini önermektedir.
Mantarlar çiğ veya az pişmiş yenildiğinde, vücudun her yerinde toksik dermatite neden olarak şiddetli kaşıntıya ve kızarıklığa neden olabilir.
Kuşkonmaz yemek, idrarda pişmiş lahana gibi kokabilen keskin bir kükürtlü kokuya yol açabilir. Bu, kuşkonmazdaki uçucu hale gelen kükürt bileşiklerinin sindirimi ve parçalanmasının sonucu ortaya çıkar. Kuşkonmaz yedikten 15-30 dakika sonra idrarda kötü koku alınabilir.
Olgunlaşmamış böğürtlen yemek hazımsızlığa ve halüsinasyonlara neden olabilir.
Havuç ve balkabağı cildinize turuncu bir renk verme özelliğine sahiptir. Çok fazla havuç veya beta karoten içeriği yüksek diğer yiyecekleri yemek, özellikle avuç içlerinde ve ayak tabanlarında cildin sarı-turuncu renk almasına neden olabilir.
Pancar ve böğürtlen gibi birçok kırmızı sebze ve meyve idrarınızın pembeye dönmesine neden olabilir. Bu, bu gıdalarda bulunan bitki pigmentlerinden gelir. Renk pembeden kırmızıya değişebilir, ancak bu sağlık için tamamen zararsız bir durumdur.
Acı sosun ötesinde, baharatlı yemekler genel olarak uykuyu etkiler. Yapılan çalışmalar, bunun termoregülasyondan kaynaklandığını gösteriyor. Bu, uykuya dalabilmeniz için vücut iç sıcaklığını düzenleyen süreçtir. Baharatlar vücut ısısını artırıcı ve gece huzursuzluğuna neden olan etkiye sahiptir.
İstiridye, çilek, çikolata... Bu afrodizyak yiyecekler libidoyu harekete geçirir. Bu besinler hem erkeklerde ereksiyon hem de kadınlarda rahmin gevşemesi için gerekli olan damarların genişlemesini ve kan akışını destekler.
Çalışmalar, soyanın erkeklerin üreme yetenekleri üzerindeki etkisini ortaya koymuştur. Bu, soyada bulunan izoflavonlardan gelir. Doğurganlık üzerindeki etkisi kadınlarda da aynıdır. Soya bir endokrin bozucudur ve üreme sistemini değiştirebilir.