Kalın bağırsak kanserleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi sağlık sorunları oluşturuyor. Her yaşta görülebilmesine rağmen, en sık 50 yaşından sonra gözlenir. Ortalama görülme yaşı genellikle 63'tür. Kadın erkek arasında görüme sıklığı açısından pek bir fark yoktur. Kalın bağırsak kanseri; bağırsak duvarının dışına çıktığında önce çevresindeki lenf bezlerine, daha sonra da karaciğer başta olmak üzere diğer organlara da yayılabilir.
Tedavinin başarısı için 50 yaşından sonra, düzenli aralıklarla bağırsakların incelenmesi gerekir. Erken evrelerde hastalıktan kurtulmak mümkün olduğu halde geç kalındığında maalesef yaşamı tehdit eden sorunlarla da karşılaşılabilir.
Kalın bağırsak kanserini önlemek için, pişirme yöntemi de çok önemlidir. Özellikle; mangal gibi pişirme yöntemlerinde etin yanması sonucu kanserojenler oluşabilir. Bu kanserojenler; mide, pankreas ve kalın bağırsak kanserinin gelişmesini tetikleyebilir. Bu nedenle etin ateşe 15 cm'den yakın mesafede olmamasına dikkat edilmelidir. Etin mangalda kalma süresi uzadıkça kanserojen madde oluşma riski de artar.
Kalın bağırsak kanserlerinden korunmada, tarama yöntemlerinin yanı sıra riski azaltıcı bazı basamaklar da mevcuttur. Örneğin; fiziksel egzersiz, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara ve alkol kullanmamak, yüksek lifli, düşük yağ içerikli gıdaları tüketmek; bunlardan birkaçıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO); 2015 yılında salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojenler arasına dahil etmiştir. Aşırı kırmızı et tüketilmesinin de özelikle kalın bağırsak kanseri riskini artırdığı aynı duyuruda belirtilmektedir.
Kusma