Yemek borusunun alt ucunda, midenin içini kaplayan özel bir zar vardır. Yemek borusunun alt kısmını bu tabaka kaplar. Ancak üst kısmını skuamöz adı verilen, ciltte bulunan yüzey tabakanın aynısı vardır. Sonuçta yemek borusunun iki ayrı türü vardır.
Yemek borusu kanserleri, özellikler ileri yaşlardaki erkeklerde gözükür. Erkeklerde ve yaşı 60 üzeri olanlarda çok görülür. Bunun haricinde bazı baş ve boyun kanserlerinin varlığında daha sık gözükür. Yemek borusunun bir iç hastalığı vardır, bu hastalık durumunda fazla gözükür. HPV virüs enfeksiyonunda karşılaşılabilir. Alkol ve sigara alımında yemek borusu kanserleri daha sık görülmektedir.
Reflü hastalığında, özellikle yemek borusunun adenokanserleri daha fazla görülür. Çölyak hastalarında, yemek borusu kanseri görülme sıklığında artış vardır. Radyoterapi alanlarda daha sık görülmekte, obezitede daha fazla olmaktadır.
Bazı deterjanlar, çamaşır suları ve kimyasal maddeler yemek borusu kanserini tetikler. Bunlar yemek borusunda yanıklar meydana getirir. Bu yanıklar tedavi edilse dahi, bu gibi hastaların sık sık takip edilmesi gerekir. Çünkü ilerleyen yıllarda bu gibi kişilerde oluşan yanıklar kansere sebebiyet verebilir.
Reflü demek, mide muhtevasının içeriğinin yemek borusuna kaçması demektir. Reflüsü olan hastalarda midenin iç yapısını oluşturan zar, biz buna mukoza deriz, yemek borusunun içerisine doğru yükselir. Buna da barret mukozası deriz. Bu yemek borusuna da barrett özofagusu deriz. arrett özofagusu olanlarda sonraki yıllarda yemek borusunda adeno kanserlerin görülme sıklığı artar. Bu kişilerden yüzde 3 ile 7'si arasında yemek borusu kanserinin ortaya çıktığı görülür.
Sıcak içecekler yemek borusu kanseri riskini tetiklemektedir. Özellikle Türkiye'nin doğusunda ve İran'da çok fazla miktarda sıcak çay içilmektedir. Bu kişiler çay soğuyacağı için içine şeker atmaz, karıştırmazlar. Bu şekilde içmekten hoşlanırlar ancak sıcak çay içmek yemek borusunda tahribat meydana getirir ve ilerleyen yıllarda yemek borusu kanserinin görülmesine sebep olur. Ülkemizin doğusunda yemek borusu kanseri sıklığı, belirgin biçimde batıya oranla yükseklik göstermektedir.
HPV virüs enfeksiyonunun bazı tiplerine kansere dönüşüm vardır. Eğer ki HPV virüsleri bir kütle oluşturmuşsa ve sitopatik denen tipte ise, çok dikkatli bir biçimde çıkartılması lazımdır. Çünkü HPV virüsü enfeksiyonu, yemek borusu kanseri oluşumunu arttırmaktadır.
Sigara ve alkol kullanımı, yemek borusu kanseri riskini kesinlikle arttırmaktadır. Uzun yıllar sigara içenlerde, beraberinde alkol de varsa, yemek borusu kanserinde artış gözlenmektedir.
Yemek borusu kanserinin en önemli belirtisi yutma güçlüğüdür. Kişiler yutarken katı gıdalara takılma yaşıyorsa, ilk akla gelenlerden bir tanesi yemek borusu kanseri olmalıdır. Bir diğer belirti ise ağrılı yutmadır. Bir kişi yutarken ağrı varsa, yemek borusu kanserinin varlığı akılda tutulmalıdır.
Bunların haricinde ilerlediği zaman, yemek borusunun arkasında bulunan nefes borusunu delerek yenilen gıdaların akciğere gitme ihtimalini ortaya çıkarır. Bu durumda kişide öksürük, sık geçirilen akciğer enfeksiyonları, nefes darlığı gibi şikayetler olacaktır. Büyüdükçe çevre organlara baskı yapacaktır. Büyük damarların kalbe doğru akmasına engel olacak, bu durumda vücudun üst kısmında şiddetli bir ödem ortaya çıkacaktır.
Öncelikle yutma güçlüğü olan kişilere yapılan endoskopilerle konulur. Endoskopi yapmak, en önemli tanı yöntemlerinden tekidir. Ancak bunun olmadığı yerlerde de yemek borusunun röntgeninin çekilmesi çok yardımcıdır. Tabii öncelikle bir de bundan şüphelenmek gerekir. Kişide risk faktörü varsa mutlaka tarama yapılmalıdır.
"Yemek borusu kanserinin tedavisinde öncelikle evresi belirlenir. Son derece lokalize bir tümörse, yemek borusunun ilk 3 katmanından kaynaklanıyorsa, endoskopik olarak çıkartılması esas tedavi yöntemlerindendir. Endoskopik olarak çıkartılması iki yöntemle olmaktadır. Tümörün bulunduğu doku özel bir jel enjekte edilerek yükseltilir ve daha sonra çevresine kement atılarak çıkartılır. 12 mm. altındaki yemek borusu kanserlerinde yapılmaktadır. 12 mm. üstündeyse ve yine lokal yayılım göstermişse, altına enjeksiyon yaparak yükseltir, özel bıçaklarla keserek sıyırmaktayız.
İlk 3 katmanı geçmiş ve dördüncü katmana uzanmışsa, o zaman hastayı cerrahiye verebiliriz. Uzak yayılım varsa o zaman cerrahi operasyon yapılmaz. Bu hastalara radyoterapi ve kemoterapi uygulanmaktadır. Bazı hastalar radyoterapi ve kemoterapiye cevap veremeyebilir. O durumda da var olan sorunu çözmeye yönelik çözümler geliştirilir. Yemek borusu tıkandığı takdirde, yerleştirilen ufak tüplerle yemek borusu açılır. Bu sayede yenen gıda mideye geçer, bu hayat konforunu arttırıcı bir çözümdür.
Kişi erken evre yemek borusu kanserine yakalanmış ve endoskopik olarak tedavi edilen hasta grubuna girmekteyse, bu hastalara sık sık endoskopik kontroller yapmaktayız. Çünkü lokal olarak nüks etme ya da başka bölgelerde yeni bir kanser oluşma ihtimali vardır. Operatif olarak çıkartıldığı zaman sık sık endoskopik takipler yapılmaktadır.
Radyoterapi gören hastalarda yaklaşık 12- 24 ay arasında darlıklar görülebilmektedir. Bu durumda yutma güçlüğü ortaya çıkabilmektedir. Yemek borusu genişletilmelidir.