Yemek Müzelerini Gezip Acıkmaya Hazır Mısınız?

Bu müzeler aşırı lezzetli... Yiyeceğe benzeyen oturma gruplarından bir kültür haline gelmiş lezzetlere. Her şey bu müzelerde!

Noodle denince akla hemen onun adı gelir Yokohoma!

Ülkemizde de son yıllarda tadından yenmeyen, Japon mutfağının vazgeçilmezi olan noodle 45 yıldır tüketilen bir lezzet.

Kağıt kaplara konularak, üzerine sıcak su döküldüğünde yalnızca üç dakikada hazır lan bu enfes lezzet, 1971 yılında Nissin firması tarafından geliştirildi. Tokyo'ya 30 dakika uzaklıkta bir müzede de sergilenmeye başlandı.. Müze ziyaretçileri, gezileri sırasında noodle tarihi hakkında fikir sahibi olurken, dev noodle kaplarının içlerinde, yapımı hakkında da bilgiler edinebiliyor. Çocuklar için de interaktif uygulamalar var. Anne-babalar müzeyi zevkle gezerken, çocuklar aşçılardan noodle yapımını öğreniyor. Ne de olsa hazırlaması onların bile yapabileceği kadar kolay.

Reklam
Reklam

Nissin firmasının açtığı Tokyo'daki Noodle Müzesi ziyaretçi akınına uğruyor.


Zeytinyağını kimlerden bilirsiniz? Elbetteki İtalyanlardan...

Dünyada zeytinyağı üretiminin öncülerinden olan İtalya’da 1992 yılında kurulan Museo dell Olivo, zeytin ağaçlarının tarihinden, zeytinlerin nasıl yetiştirildiğine ve yağın nasıl üretildiğine uzanan bilgiler vererek müze ziyaretçilerini bir zeytinyağı gurmesine dönüştürüyor. Müzenin dışında zeytinyağı yapımında kullanılan değirmenlerle ilgili de bilgi ediniyorsunuz. Ayrıca Zeytinyağı Müzesi, 1993 yılında Avrupa Müzeler Topluluğu tarafından ‘Yılın En İyi Müzesi’ ödülüne layık görüldü.


İtalya'da bulunan Zeytinyağı Müzesi görenleri gerçekten büyülüyor.


Hardalı en çok hangi ülke tüketiyor dersiniz? Tabii ki Amerika!

ABD, Wisconsin eyaletinde yaşayan emekli bölge savcı yardımcısı Barry Levenson’un taraftarı olduğu beyzbol takımı Red Sox, 1986 yılında dünya serisi maçını kaybetti. Levenson tabii ki üzgündü. O akşam bir markete gitti, hardalların önünde bir an durdu. Uzun uzun kavanozlara baktı. Kendi deyimiyle “Hardallar sanki ona bir şey anlatmaya çalışıyordu.” Ve o günden sonra hardal koleksiyonu yapmaya başladı. 1992 yılında Middleton’da Hardal Müzesi’ni açtı. Müze o kadar büyük ilgi gördü ki, artık her yıl ağustos ayının ilk cumartesi günü Middleton’da ‘Ulusal Hardal’ günü olarak kutlanıyor. Müzede bugün 60 farklı ülkeden 5 bin 300 hardal çeşidini bulmak mümkün.

Reklam
Reklam

Ayrıca Hardal Müzesinde damak zevkinize uygun hardalları bulabilmek için tadımlara da katılabiliyorsunuz.


Türkiye'de de bir yemek müzemiz olduğunu biliyor muydunuz?

Türkiye'de mutfak kültürünü anlatan ilk müze konumundaki Emine Göğüş Mutfak Müzesi, Gaziantep'in yöresel yemeklerini gelecek nesillere de aktarılması adına açılmış ve Gaziantep mutfak kültürü anlatılmaktadır. Yuvalama yemeğinin yapılması, kış aylarında tandır başında sucuk, ceviz yenmesi anlatılmıştır ve bunun yanı sıra müzede Gaziantep'in sofra düzeni de yansıtılmıştır.


Her ne kadar adı Mutfak Müzesi olsa da Emine Göğüş Müzesinde enfes Antep yemeklerine dair her şeyi bulabilirsiniz.


Amsterdam'da ağız sulandıran bir müze! Peynir müzesi

İnek sütünden yapılan geleneksel Hollanda peyniri ‘gouda’yu tadanlar bilir Hollanda'nın peynirleri efsane güzeldir. Kentte 1982’de açılan Peynir Müzesi’nde peynir ve tereyağı yapımı hakkında ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. İçerideki 24 tablo ise 16. yüzyıl Hollandası konusunda size çok şey anlatacak.

Reklam
Reklam

Peynir Müzesini gezerseniz mutlaka erimiş peynirle hazırlanan içine kıtır ekmek bandığınız fondülerden deneyin!


Fransa'da Mantar Müzesi var ve hala gitmiyor muyuz?

Fransa’nın ünlü Loire Vadisi’ndeki müze, mantarseverlerin ziyaret etmekten çok hoşlanacağı türden bir mekan. Müzede, pek çok yabani ve az bulunan mantar türünün tadına bakmak da mümkün.


Yanık Yiyeceklerin Müzesi Amerika'da!

ABD’nin Virginia eyaletindeki müzede pek çok yiyeceğin yanık halleri sergileniyor. Müzeye giden süreç, küratör Debroah Conant’ın arkadaşları için hazırladığı yemeğin altını yakmasıyla başlamış.