Yeni Anneler İçin 10 Maddelik "Bizim Zamanımızda..." Rehberi

Doğum yaptınız ve bebeğinizle eve geldiniz. Tecrübeli annelerinden ağızlarından onlarca farklı bilgi duyacaksınız. Peki hangisini uygulamalısınız?

  1. Evdekiler de kim?

Hamileliğinizi öğrendiğiniz andan itibaren yüzlerce web sayfası, onlarca kitap devirdiniz. Bebeğinizi kucağınıza aldığınız anda karşılaşabileceğiniz tüm güçlüklere göğüs germeye hazırsınız. Bütün akımları ezberlediniz, iyi doktorları saptayıp doğru hastaneyi seçtiniz ve nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız. Fakat o da ne? Eve dönüşte sizi karşılayan anneniz/kayınvalideniz/komşunuz sizin bırakıp gittiğiniz insan mı? Siz doğum sancılarınıı hemen arkanızda bırakıp bebeğinizi doya doya emzirmeyi, sükunetli bir ortamda bebeğinizle baş başa kalmayı hayal etmiştiniz.

Reklam
Reklam
  1. Yanlış yapıyorsun

Okuduğunuz kitapların hiçbirinde, omuzlarınıza yargı meleği gibi çöküp ‘Onu yap, bunu yapma, emzir, az emzir, sütün mü yok yoksa, küçük ya göğsün gelmez süt,…’ diyen kadınlardan bahsetmiyordu. Eve gelip de BENİM ZAMANIMDA TEYZELERİ’nden birini karşınızda bulduysanız üzgünüm, siz de Türkiye’de anneliğin ek bir savaş gerektirdiğini öğreneceksiniz. Öyle bir savaş ki, bazen kendinizi yetersiz, güçsüz ya da büyük bir nefret içerisinde yorgun ve tükenmiş bulabilirsiniz. Yine de, çözümsüz değilsiniz elbette. İşte size, her kafadan çıkan sesle baş etmek için birkaç tüyo.

  1. Yıka ki çabuk büyüsün

Evet, göbek kordonu düştükten sonra her gün yıkamak hem bebeğin sağlığı açısından faydalıdır, hem de özellikle akşamları yapılırsa banyo-ninni-uyku gibi bir uyku rutini oluşturulabilir. İsilik, pişik, burun tıkanıklığı gibi durumlarda en basit tedavi ılık suyla yapılan banyodur. Ancak ilk günler, göbek kordonu düşene kadar pek çok doktor bebeğin yıkanmasını önermez. Suyla temas hem kordonun ıslak kalarak düşmesini geciktirecek, hem de düzgün kurulanmazsa enfeksiyon kapmasına neden olacaktır.
Ayrıca bebekler ilk doğduklarında vücutları Verniks Kazeoza tabakası denen bir sıvı ile kaplıdır. Bu sıvı vücudun dış dünya ile arasındaki bariyerdir. Son zamanlarda bu tabakanın doğumdan sonra hemen yıkanması yerine bir-iki gün deriyi korumaya devam etmesinin daha faydalı olduğuna inanılmaktadır.

Reklam
Reklam
  1. Helva yesene

Lohusa annenin başına üşüşen BENİM ZAMANIMDA TEYZELERİ’nden belki de en sık duyacağı cümle budur. Hangi tatlı ideal, hangi komposto günde ne kadar süt yapar, en azından ağzına iki kaşıkçık helva atsaydın sorularının temelinde lohusa bir süre daha hamile gibi gezsin isteği mi vardır bilinmez tabi ama art niyetsiz bakarsak; en çok süt yapan şey sudur. Bütün o sayılan tatlıları yedikten sonra haliyle damacana damacana su içeceksiniz ama bize tek faydası kilo aldırmak olan tatlılar yerine, günde en az 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin. Bol su, az stres sütün temel üreticileridir, unutmayın.

  1. Kırklı bebekle tek başına kalınmaz

Maria Montessori’ye göre, yenidoğan’ın huzuru için doğayı takip edebiliriz. Nasıl ki hayvanlar yenidoğan yavrularını belli bir süre çevreden, hemcinslerinden bile koruyor, biz de bebeğimiz dünyaya alışana kadar, en azından ilk üç ay aşırı çevresel uyaranlardan bebeği uzak tutmalıyız. Bu anlayış, bebeğin adapte olma sürecini hızlandıracaktır. Çok parlak yapay ışıklar, aşırı ses, aşırı kalabalık, aşırı sıcak/ soğuk gibi durumların bebeğinizi rahatsız ettiğini fark ediyorsanız, ona daha huzurlu, sakin ve ılık bir ortam sunmalısınız. Özellikle kolik huzursuzlukları olan bir bebeğiniz varsa az insan, çok huzur felsefesiyle hareket edin. Gelen gideni engelleyemeseniz de, ziyaretlerin akşam saatlerinde olmamasına özen gösterin. BENİM ZAMANIMDA TEYZELERİ’nin uydurduğu hurafeleri de bir kenara bırakın. Yanınızda size en çok yardımı dokunacak ve sizi en az strese sokacak insanları bulundurmaya özen gösterin.

Reklam
Reklam
  1. Aç bu çocuk!

Yeni doğan bebekler günde ortalama 30-50 gr arası kilo alırlar. Eğer kilo artışı iyi ise, günde 4-6 arası çiş yapıyorsa, kakası hardal rengindeyse bebeğinizin aç kaldığı filan yok. Seksenlerde patlayan ithal formül mama çılgınlığının ve anne sütünün ‘tü kaka’ ilan edilmesinin izlerini taşıyan sevgili annenizin, kayınvalidenizin ve bilimum teyzelerin kanınıza girmesine sakın izin vermeyin. Elbette fizyolojik bazı sıkıntılar yaşıyor ve bebeğinizi emziremiyor olabilirsiniz. Bu durumda formül mama kullanabilirsiniz. Bunun dışında anne sütünün her damlası bebek için inanılmaz faydalıdır ve emzirebildiğiniz sürece emzirmeye devam etmelisiniz. Eğer ilk günlerde meme başı çatlağı gibi sorunlar yaşıyorsanız bebeğinizi emzirirken doğru tutmuyorsunuz demektir. Bununla ilgili en yakın sağlık kuruluşundan, sağlık ocağınızdan ya da http://www.lllturkiye.org/ gibi kaynaklardan yardım alabilirsiniz.

  1. Bu çocuğun neden gazı var?

Kolik ile ilgili yanlış kanı, sadece gaz sancıları olmasıdır. Evet, bağırsak florasının tam gelişmemiş olması gaz oluşumu yapabilir ama kolik sadece gaz demek değildir. Başta da dediğimiz gibi bu bir adaptasyon sürecidir ve tam nedeni bilinmemekle beraber kolik ilk büyüme atağı sayılabilir. Öncelikle emziren annenin gazı bebeğe geçmez. Yedikleriniz içtikleriniz sizde gaz yapabilir, ama bebeğe gaz geçirme ihtimaliniz yoktur. İllaki birisi bir şey içecekse siz rezene ve kimyon içebilir, bebeğinizi dolaylı yoldan rahatlatabilirsiniz.

Reklam
Reklam
  1. Biraz su versen

Bebeğinizde gaz varsa bu, emzirirken hava yutmasından kaynaklanır. Doğru pozisyonda emzirme, ılık banyo, hafif dairesel hareketlerle masaj bu sorunla baş etmenizde fayda sağlayacaktır. Bunun dışında bebeğinize içireceğiniz bitkisel çaylar, gaz damlaları bebeğe fayda değil zarar verir. İlk 6 ay bebeğinizin sadece anne sütüne, yokluğunda ise formül mamaya ihtiyacı vardır. Henüz tam gelişmemiş bağırsaklarını yabancı cisimlerle doldurmanın hiçbir anlamı yoktur. Anne sütü alan bebeğin suya dahi ihtiyacı yoktur; su gereksinimini zaten anne sütünden alacaktır. Özellikle geçmişte kullanılan anason, muskat gibi uyuşturucu maddeleri BENİM ZAMANIMDA TEYZELERİ ne derse desin evinize bile sokmamanız gerekir.

  1. Kucağa alştırma!

İlk üç ayında bebeğinizin henüz bağımlılık geliştirme gibi bir yetisi yoktur. Size ve sizin rehberliğinize, sıcaklığınıza ihtiyaç duyduğu bu ilk üç ayda, bebek ne isterse onu yapmalısınız. Sanılanın aksine bebekler aç olduğu için saatlerce memede kalmazlar; anneleri ve dolayısıyla dünya ile kurdukları en yoğun bağ budur. Normal bir bebek 8 dakikada ihtiyacı olan sütün neredeyse tamamını emer. Geri kalan vakit ise bir tür keyif, bağlanma ve aşk ritüelidir. Sizi emzik gibi kullanmaya başladıysa kundak, sling gibi araçlarla sarmalayıp emme aralarını biraz uzatabilirsiniz ama bebeğinizi ilk üç ay sizi rahat bırakması için emziğe alıştırmamanız gerekir, yoksa emmeyi bırakabilir. Aynı şekilde hızlı akışlı biberonlar, aç kaldı endişesiyle verilen mamalar yine bebeğinizin sizi emmeyi bırakmasına yol açacaktır.

Reklam
Reklam
  1. Benim zamanımda hiç böyle şeyler yoktu, biz çocuk büyütemedik mi?

Ebeveynlik ilk defa sizin başınıza gelmiyor, ama ‘sizin başınıza’ ilk defa geliyor. Bu büyülü anları sağlıkla ve huzurla geçirebilmek çok önemli. Kolik sancılarında büyük bir etkenin de ev içi stres ve annenin ruh halinin gergin olmasının olduğu biliniyor. O yüzden mutlu ve sağlıklı bebekler yetiştirmek istiyorsak öncelikle kendi mutluluğumuzu gözetmek durumundayız. Eğer kendinizi kaygılı, mutsuz ya da huzursuz hissediyorsanız mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız. Lohusalık döneminde anneyi en çok mutsuz eden şeylerin başında eşinin ilgisizliği ve yukarda bahsettiğimiz BENİM ZAMANIMDA TEYZELERİ gelir. Elbette tecrübe önemlidir, ancak her tecrübe de kendine hastır. Eğer bebek bakımıyla ilgili bilmediğiniz konular varsa lütfen öncelikle doktorunuzdan bilgi alın. Bu hem kararlarınızı kolay almanızı, hem de binbir çeşit söylemle başa çıkmanızı kolaylaştırır. Unutmayın, BENİM ZAMANIMDA TEYZELERİ’nin tecrübeleri varsa, sizin de arkanızda koskoca tıp bilimi var! Dudaklarınıza müstehzi bir gülüş yerleştirip ‘Fakat Fatma Teyzecim, doktorumuz şöyle diyor.’ dediğinizde size karşı koyacak bir güç kalmamıştır artık.
Unutmayın, ilk üç ay bebeğin hayatında olduğu kadar sizin hayatınızda da önemli bir dönemdir. Bu süreci sağlıklı, huzurlu ve kaygısız geçirmek ilerleyen günlerde daha rahat ve mutlu bir anne bebek ilişkisi kurmanıza yardım edecektir.

Reklam
Reklam