CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, bazı üniversitelerin bölünmesine ilişkin, "Sizin bölüp parçalayıp yönetmeye çalıştığınız o üniversiteler sadece üniversite değildir. Canınızın istediği gibi yönetmek istediğiniz o üniversiteler aynı zamanda Türkiye'nin tarihidir, geleneğidir, geleceğidir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, 4'ü vakıf olmak üzere 20 yeni üniversite kurulmasını, aralarında İstanbul, Gazi, Anadolu, Karadeniz Teknik, İnönü, Selçuk, Erciyes üniversitelerinin de bulunduğu üniversitelerin bazı bölümlerini yeni kurulacak üniversitelere bağlayan Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine başlandı.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok, tasarının tümü üzerinde grubu adına yaptığı konuşmada, ülkenin ağır sorunları dururken üniversitelerin bölünmesini öngören bir yasal düzenlemenin Genel Kurul gündemine getirilmesinin izah edilemez olduğunu savundu.
Üniversitelerin kalabalıklığı nedeniyle iyi yönetilemediği, bunun için bölünmesi gerektiği şeklindeki gerekçelerin kabul edilemez olduğunu öne süren Ok, mevcut üniversitelerin sorunlarına çözüm aramak yerine, bu kurumları bölüp parçalayarak günün geçiştirilmeye çalışıldığını belirtti.
Ok, "Hükümetten ve AK Parti Grubundan ellerini vicdanlarına koyarak bir kez daha düşünmelerini istiyorum. Gençlerimize, çocuklarımıza, o üniversitelerde çalışan akademik personele bunları yapmayalım. Türkiye'nin en köklü üniversiteleri; İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, İnönü Üniversitesi ve diğerleri. Bunları bölersek elimize ne geçecek? Hiçbir şey. Bu üniversiteleri bölünce sorunlar hallolacak mı? Bizler üniversitelerin bölünmesiyle sorunların çözüleceğine inanmıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu da nüfus dikkate alındığında, Türkiye'nin varolan üniversitelerinden daha fazla ihtisas üniversitesine ihtiyacı olduğunu aktardı..
Üniversite sayısının artırılmasının önemli olduğunu, ancak bunun kadar eğitimin niteliğinin yükseltilmesinin de gerektiğini vurgulayan Topcu, özellikle küresel rekabet noktasında bunun bir zorunluluk haline geldiğini kaydetti.
Üniversitelerin eğitim kadrolarının bilimsel çalışmalar için maddi açıdan desteklenmesini, alt yapı noktasında da şartların olumlu hale getirilmesini isteyen Topcu, üniversitelerin kütüphane sahipliği ve kütüphanelere erişim noktasında da geliştirilmesinin önemine işaret etti.
Topcu, "Üniversiteler yüksek itibarlı, uluslararası çekim merkezleri haline getirilmeli. Başarılı üniversitelere sahip olmak için sihirli bir formül yok. Bunları kendimizin bulması gerekiyor. Bunlar bilinmeyen şeyler de değil." dedi.
- "Bölünmenin üniversiteleri geriye götürdüğüne dair örnekler var"
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul tasarıda bazı üniversitelerin, öğrenci sayılarının artması nedeniyle yönetilemez olduğu gerekçesiyle bölünmesinin öngörüldüğünü kaydetti.
Üniversitelerin öğrenci sayısının çokluğundan değil, yetkileri tek elde toplayan, katılımcılığı ortadan kaldıran anlayış nedeniyle yönetilemediğini savunan Toğrul, dünyada öğrenci sayısı 100 binin üzerinde üniversiteler bulunduğunu, ancak akademik sorumluluklar paylaşıldığı için yönetim sorunu da yaşanmadığını ifade etti.
AK Parti'nin tek elden yönetim anlayışını üniversitelerde de uyguladığını ileri süren Toğrul, bu anlayışla eğitim kurumlarının yönetilemeyeceğini belirtti.
-"Bilim aceleye getirilecek konu değil"
CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer ise köklü üniversitelerin bölünmesinin hiçbir yararı bulunmadığını ifade etti.
Görüşülen tasarının ciddiyetsizlikle hazırlandığını, biliminin ve eğitimin ise aceleye getirilecek bir konu olmadığını savunan Usluer, eğitim sisteminin AK Parti'nin yanlış uygulamaları nedeniyle yamalı bohça değil, artık yama dahi tutmayan bir bohça haline getirildiğini öne sürdü.
Usluer, "Şimdi üniversiteleri bölmek istiyorsunuz. Parçala ve yönet. Sizin bölüp parçalayıp yönetmeye çalıştığınız o üniversiteler sadece üniversite değildir. Canınızın istediği gibi yönetmek istediğiniz o üniversiteler aynı zamanda Türkiye'nin tarihidir, geleneğidir, geleceğidir." diye konuştu.
Öğrencilerin üniversitelerinin bölünmesine tepki gösterdiğini ve seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirten Usluer, üniversite yönetimlerinin, rektörlerin ise gençlerin bu tepkisine duyarsız olduğunu savundu.
Usluer, tasarıda bölünmesi öngörülen üniversitelerin herhangi bir ortak yanlarının dahi bulunmadığını iddia ederek, "Bu üniversiteler için 'Yönetilebilir olma zaafiyeti var' diyebilirsiniz. Ama bu zafiyet bütün üniversitelerde almış başını gidiyor. Çözüm bölmekte değil." değerlendirmesinde bulundu.