"Koşuya başla…. Sigarayı bırak… Daha sağlıklı şeyler ye…" Yeni yıla ilişkin kararlar sezonu resmen başlamış durumda. Bunlar birçok kişi için "yapılacaklar listesinde" yazılı kalıyor. Ancak aldığı kararları hayata geçirme konusunda kararlı olanlar teknolojiden de yardım alabilir.
Bilim dünyası, insanların yaptığı şeylerin yüzde 45 ila yüzde 95'inin alışkanlıklardan oluştuğunu değerlendiriyor. İrlanda'nın başkenti Dublin'deki Trinity Üniversitesi'nde psikiyatri profesörü Brendan Kelly, bilim insanı olarak kendisinin üst dilime yakın duranlardan olduğunu belirtiyor.
ABD'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) nörobilim uzmanı Ann Graybiel da "Sabah rutinlerinden aksam yatış rutinlerine kadar" alışkanlıklarla hareket ettiğimizi söylüyor. Graybiel'ın araştırmaları, alışkanlıklarımızı beynin striyatum adı verilen bölümü ile ilişkilendiriyor. Onun çalışmasına göre, bu bölge, beynin ödül sistemi ile ilişkili ve alışkanlıkların tatmini ile kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan dopamin salgılanıyor. Nörobilim uzmanları, mobil uygulamalar aracılığıyla, alışkanlıklarımızı yeniden programlayabileceğimizi ve daha mutlu olabileceğimize inanıyor.
SnapHabit, Habitica ve Strides gibi uygulamalar bunlardan bazıları…
Örneğin SnapHabit, kişiye iki yeni alışkanlık kazandırmayı amaçlıyor: günden bir kez yürüyüş yapmak, bir arkadaşı aramak gibi…
Siz kendinize göre farklı alışkanlıklar da seçebilirsiniz. Örneğin ben, "bir saat koşmayı" ve "iki kutu boyamayı" seçtim ve bunları başarmak gerçekten çok tatmin ediciydi.
Profesör Kelly, beynin ödül mekanizmasını harekete geçiren bu gibi yeni alışkanlıkların, alışkanlıklarımızın değişmesinde önemli olduğunu savunuyor.
Ancak Kelly, yalnızca sağlıklı olmak isteğiyle yapılan fiziksel egzersizin "kalıcı alışkanlık olamayabileceği" uyarısında bulunuyor:
"Yeni bir alışkanlık kazanmak ya da var olan bir alışkanlığı değiştirmek için değişim küçük olmalı. Ya da daha ideal olarak var olan bir alışkanlığa bağlanmalı ve kısa vadede ödül hissedilmeli."
Bu noktada telefon uygulamalarının kısa vadeli ödül hedefine katkı sağlayabileceğine ve hatta alışkanlıkları birbirine bağlayabileceğine inanılıyor.
Hayatımızdaki insanlara, alışkanlıklarımızı değiştirmeye çalıştığımızı söylemek de bu değişim çabası üzerine daha sıkı çalışmamız sonucunu doğurabilir. Çünkü bu kez onlar, bize başarıp başarmadığımızı soracaktır.
Uygulamalardaki durum da buna örnek.
Habitica ve SnapHabit uygulamalarındaki arkadaş sayısının, alışkanlıkların değişmesi başarısı üzerinde etki oynadığı tespit edildi.
Habitica CEO'su Vicky Hsu, "Eğer bir gün içinde yapmayı taahhüt ettiğiniz hiçbir şeyi yapmazsanız, uygulama sizden ve sizinle bu değişim yolculuğuna katılan herkesten puan kesiyor" diyor.
SnapHabit'teki kullanıcıların yüzde 32.7'si, ki bu en büyük grup, daha fazla egzersiz yapma hedefinde. İkinci sırada ise yüzde 15.9 ile daha fazla öğrenme ve çalışma hedefi bulunuyor.
Şirketin kurucusu Jake Bernstein, "mastürbasyon yapmama" gibi bazı şaşırtıcı hedeflerin de bulunduğunu söylüyor.
Bu uygulamaların göreceli başarısının arkasında, davranışsal prensiplerimize uygun programlanmış olması yatıyor.
Bilişsel yük, yeni bir şey öğrenirken ya da bir görevi tamamlarken uygulanan mental çaba.
Bu yükün hafif olduğu durumlarda yeni bir alışkanlık edinmek daha mümkün. Uygulamada hedeflerin "tamamlandı" olarak işaretlenmesi ile yük görünür şekilde azalıyor ve bizim bunun alışkanlık haline gelmesi kolaylaşıyor.
Bir diğer durum ise "Zeigarnik etkisi", yani bitmeyen işlerin, bitenlere göre daha fazla akılda kalması.
Uygulamalar bu noktada, barlar ve yüzdelik dilimler halinde, bize devam eden işleri hatırlatabiliyor.
SnapHabit kurucusu Bernstein, uygulamayı "kendi problemlerini çözmek için" yarattığını söylüyor:
"Nelerden hoşlandığımı, bana nelerin tatmin verdiğini biliyordum. Bu nedenle bunlarla uğraşırken geçirdiğim zamanı nasıl verilendirebilirim diye düşündüm"
Kyle Richey'in kurucusu olduğu Strides da benzer bir şekilde ortaya çıktı.
Richey, "Günlerimi planlamak için yapılacak işler listeleri ve takvim kullanıyordum. Ama bir şeyin eksik olduğunu hissettim" diyerek kuruluş fikrini anlatıyor:
"Bir hedefe ünlem işareti koymaktan daha fazlasını yapmak istedim. Doğru şeyleri öncelemek için bir yola ihtiyacım vardı ve motive olabilmek, odaklanabilmek için de davranışsal bilimi kullandım."
Bernstein, yeni bir alışkanlığı kaç gün yaptığınızı gösteren uygulamaların, müthiş etkili olduğunu ancak bırakılmaları halinde de büyük düşüş yarattığı uyarısını yapıyor.
"Başarısızlık durumunda kendinize karşı şefkatli olmak önemli" diyen Bernstein, "sizi nelerin motive ettiğini öğrenmenin" de bir kazanç olduğunu savunuyor.
Dublin Üniversitesi'nden Shubhangi Karmakar, "Bir uygulama size hiçbir zaman 'bir ara ver ve kendine bak' demeyecektir" uyarısını yapıyor ve ekliyor:
"Önemli olan, yalnızca bir alışkanlık edinmek değil, sağlıklı bir alışkanlık edinmek"
Bernstein de, yerleşik davranışları değiştirmenin "en zor iş" olduğunu söylüyor ve kendisininki gibi uygulamaların ancak bir noktaya kadar etkili olabildiğini belirtiyor.