Münci İnci İHA'ya yaptığı açıklamada, "Bugüne kadar aktif siyasette olan tüm siyasiler 'ben' merkezli siyaset yaptılar, 'lider' merkezli siyaset yaptılar. Halbuki lideri lider yapan kadrolarıdır" dedi.
Başbakan Bülent Ecevit'in hastalanmasını normal karşıladıklarını ifade eden İnci, "O hastalık eğer lider kadro anlayışı ile beslenen bir siyasi yapının üzerine oturmuş olsaydı, kimsenin aklına Ecevit'in aleyhine başlatılan kampanyayı desteklemek gelmeyecekti" ifadelerini kullandı. Kendisinin siyasetçi olmadığını kaydeden İnci, "Partinin genel başkanı seçilmemi tesadüf olarak görüyorum. Ben hayatım boyunca aktif siyaset yapmayı düşünmedim. Ancak, aktif siyasetçilerle beraber oldum" diye konuştu.
"Yürürlükte olan Seçim Kanunu siyasi liderlerin kendi saltanatlarını devam ettirmek için uzlaştıkları bir kanundur" diyen Münci İnci, "Bu sistem liderin iki dudağının arasından çıkıyor. Delegeler, genel merkezi, genel merkez de genel başkanı seçiyor. Siyaset halkın eğilimlerinin katılımı ile oluşur. Siyaset aşağıdan yukarıya doğru oluşur. Genel başkanın iki dudağı arasında vekil ve bakan olan insanlar günü geldiğinde, 'Bizim neyimiz eksik. Biz de bunları yaparız' diyerek yeni partiler kuruyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Seçime girememenin üzüntüsü içinde olduklarını dile getiren İnci, "6 ay önce kurulan bir parti Hazine'den yardım alabilecek ve seçime girebilecekler. Biz partimizi kurduk. Biz yıllardır siyaset yapmamakla beraber birikimi olan insanlarız. Seçime giremememizin hesabını bu siyasilere sonuna kadar soracağız. 20 milletvekilini alırsınız ve seçime rahatlıkla girebilirsiniz. Bu etik mi?" diye sordu.
Avrupa Birliği'nin temel kriterleri itibariyle kurumsallaşmış siyasi bir yapı olduğunu kaydeden İnci, "Türkiye bu yapıyı kanıtlamadıkça liderler ve TBMM tatile girmemelidir. Kurumsallaşmış siyasi yapının oluşturulması için bütün sivil toplum örgütlerini ziyaret edeceğiz. AB tesadüfen ortaya çıkmış bir yapı değildir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden başlayıp Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Kopenhang Kriterleri, Mastrit Anlaşması'nı bünyesinde toplayan bir yapıdır. Bu çerçevede sadece 3 konuyu siyasi amaçlı olarak gündeme getirmeniz doğru değil. Mühim olan uygulamayı yapacak hakim, savcı ve polis kadrolarının anlayışıdır" diye konuştu. İnci, şunları söyledi:
"Bugüne kadar siyasi anlayışı itibariyle belli bir formata girmiş olan bu siyasetçilerle dünyanın en iyi yasalarını çıkarsanız bile mutlaka bir boşluk bulup halktan kaçarlar. Azınlığın çoğunluğu iktidarını açık seçik görüyoruz. Bu nedenle ekonomik krizler doğmakta. Halk gerçek anlamda yönetime hakim olursa dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı olmaz. Bugün seçilme yaşı nedeniyle nüfusun yüzde 40'ı sistem dışında tutuluyor. Parçalanmışlığın temelinde lider oligarşisinin devamlılığı yatıyor. Bugüne kadar siyaset yapmış olan insanlara fırsat eşitliği tanınmalı."
Hiçbir zaman sanal ortamda siyaset yapmayacaklarını belirten Münci İnci, "İletişim araçlarını en iyi şekilde hızlı kullanan geleceğin Türkiye'sini dünya devletlerinin ön gördüğü e-Devlet, e-parti, e- adalet bünyesi içerisinde harekete geçirecek birikimli bir kadro hareketiyiz. Bu seçimlerde mutlaka iktidara ortak olacağız. Onun yöntemlerini biliyoruz. 81 il ve 500 ilçede teşkilatlanmayı tamamladık. Seçim kanunlarını kim Meclis'e sevk ederse, onların yeni yüz ve yeni siyasetçi olduğunu anlayacağız" diye konuştu.
Kemal Derviş'in siyasete yaklaşım anlayışını prensipte kabul ettiklerini de anlatan İnci, "Ancak bir siyasi görüşün mutlaka bir kimliği, ideolojisi olmalı.
Siyasette başarılı olmak için Bill Clinton, Margaret Teacher ve Toni Blair'in yaptıklarının iyi tahlil edilmesi gerekir. Siyasetle devlet yönetmek arasındaki bağı en iyi kuracak olanlar, mesleğinde başarılı olan iş adamlarıdır" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA