Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Haber siteleri, bundan sonra internet medyasının Basın Kanunu içerisine uyarlanmasıyla bu haklardan istifade edecek" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nce (TOBB) Bolu Gazelle Resort Otel'de düzenlenen "Yeni Yüzyılda Medya ve İletişim Arama Konferansı"nda konuşan Arınç, yayıncıların zarar görmemesi konusunda iyi niyetli olduklarını belirterek, ezici bir rekabetin yaşandığı sektörde, mevcut kanalların hepsinin Türkiye için bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
Arınç, TRT'nin 15 kanala sahip olarak kamu yayıncılığı yaptığını ifade ederek, özel kanalların hepsinin frekans sahibi olması konusunda aynı zamanda gruplara tahsis edilecek sayılar dikkate alındığında eksiklik yaşanmayacağını ümit ettiğini kaydetti.
Gelecek yıl mart ayına kadar, kanunun ön gördüğü 2 yıl içinde ihalelerin yapılacağını dile getiren Arınç, yerel ve bölgesel televizyonlar içinde hazırlandıkları yeteri kadar kanal olacağını ve bunların da ihalelerinin yapılmış olacağını bildirdi.
Arınç, 1994'te yasa çıkarılırken ne amaçlandıysa 20 yıl sonra kendilerinin bunu yapma konusunda muvaffakıyet kazanacaklarını düşündüğünü belirterek, Basın İlan Kurumu'nun bir kanun teklifinin meclise verildiğini dile getirdi.
Basın İlan Kurumu'nun yapılanmaya gittiğini ifade eden Arınç, "Bu süreci mecliste takip edeceğiz. İnternet medyasıyla ilgili RTÜK Kanunu çıkardıktan sonra hedefimizin bu olduğunu söylemiştim. Bu söylememin üzerinden neredeyse 1,5 yıl geçti. 1,5 yıl paydaşlarla konuyu tartıştık. Hatta kendi internet sitemize koyduk. Tartışılmasını da istedik. Ama Türkiye'de şöyle bir durum var, bir kısım insanlar ilgisiz davranıyorlar. Tam iş konuşulacak noktaya geliyor düğmeye basacağız. Bir feryad-ı figan. 'Aman böyle olmasın'. Kardeşim 1 yıldır neredeydin sen. Biz ilan ettik, bir zahmet okusaydınız da bu şikayetlerinizi bize o zaman bildirseydiniz, biz bunu hemen çıkartacaktık."
-Basın Kanunu'ndaki haber siteleri düzenlemesi-
Yeni yasama yılı başladığında internet medyasıyla ilgili kanunu çıkaracaklarına dikkati çeken Arınç, taslağının kendisinde olduğunu ve paylaşımının yapılacağını söyledi.
Arınç, konuyla ilgili 3 itirazla karşılaştıklarını ifade ederek, internet medyasında hedeflediklerinin, haber portalları olduğunu kaydetti.
Haber siteleriyle ilgili bir düzenleme yapmak istediklerini belirten Arınç, "Bunu, Basın Kanunu çerçevesinde, kanunun gazetecilere tanıdığı hakların tamamından istifade edeceği noktaya getirmek. Bunun içine reklamı, ilanı, basın kartı ve diğerlerini koyabilmek. Basın kartı ve diğerlerini de gazetecilik yapan bu arkadaşlarımızın hakları olduğunu düşündük. Burada bir itiraz yoktu. Haber siteleri, bundan sonra internet medyasının Basın Kanunu içerisine uyarlanmasıyla bu haklardan istifade edecek" diye konuştu.
Arınç, yazılı medyada bazı itirazların olduğunu kaydederek, bunun, "köşe yazarları veya gazete çalışanlarının emeklerinin, onlardan habersiz internete aktarım olduğu" konusunda olduğunu bildirdi.
Diğer tarafın dinlendiğinde ise bu haberin kamuya mal olduğunun ifade edildiğini dile getiren Arınç, onlara da hak verilecek bazı noktalarda olduğunu bildirdi.
Basın Kanunu'nun 14. maddesinin aslında bu sistemi getirdiğini ifade eden Arınç, "Onu biraz daha revize edip, 'bu hakları da koruyabilecek bir noktaya gelebilir miyiz-' diye düşündüm. Bunu da bir düzenleme maddesi olarak getirdik. Maalesef ancak getirebildik" dedi.
-"Paylaşım sitelerinde insanlara hakaret edilmesi herkesi rahatsız ediyor"-
Bilişim yoluyla işlenen suçlara ilişkin 6 veya 7 yıl önce çıkan bir kanunun olduğunu anlatan Arınç, bu kanunun yürürlükte olmasına rağmen fazla bir etkisinin olmadığını söyledi.
Arınç, internetteki paylaşım çeşitli yollarla hakaretler yapıldığını ve bunların herkesi rahatsız ettiğini vurgulayarak, bundan keyif alan kişiler ve grupların bulunduğunu kaydetti.
"Daha işler bir ceza sistemi olabilir mi-" diye düşündüklerini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"Ben bu işin sahibi bir bakan olarak itiraz ettim. Dedim ki biz bir pozitif düzenleme yapıyoruz. Bu düzenleme internet medyasındaki haber sitelerini Basın Kanunu içine almak ve onlara hak vermektir. Ama siz bir ceza hükmü getirmek istiyorsunuz, onu ayrıca yapacaksanız onun sahibi Adalet Bakanlığı olsun. 'Bu yolla işlenen suçlar nedir, nasıl cezalar veriliyor, bunun istatistiği nedir, ne kadar etkili olmuştur', bütün bunları da negatif bir ceza sistemi içerisinde tartışacaksanız 'onun yeri farklıdır' diye düşünmüştük. Biz kendimize göre hazırlığımızı bitirdik. Bazı müeyyidelerle 15 maddelik bir kanun taslağı hazırladık. Önümüzdeki günlerde tekrar Bakanlar Kurulu'na sunacağız.
Basın özgürlüğü veya bu konudaki hukuksuzluklar, içeride olmak üzere yargılananlar bütün bunlar Türkiye'nin bu günlerde bir gerçeği. Mesela bizim Basın Kanunu'nda, Radyo Televizyon Üst Kurulu Kanunu'nda veya internet medyasıyla ilgili yapacağımız düzenlemede şahsi hürriyeti bağlayıcı bir ceza yok. 'Ben bundan dolayı zarar gördüm, bu kadar hapse mahkum oldum' diyemez kimse. Peki nereden ceza görüyorlar. Bir, mutlaka Türk Ceza Kanunu'ndan, ikincisi, Terörle Mücadele Kanunu'ndan bir de özel müeyyidesi olan ceza içeren maddeler var. Ama tecrit sınırları içerisinde olduktan sonra yine şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza gündeme gelmeyebiliyor."
(Sürecek)
Muhabir: Kadir Yıldız
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz