Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki toplantıda, ekonomik gelişmeler, enflasyonla mücadele çalışmaları, İran-İsrail krizi, Rusya ve Ukrayna savaşına dair gelişmeler ele alındı. Toplantı sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yaptı.
İşte Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:
Gerek yollarımızın kalitesi, gerekse emniyet birimlerimlerimizin aldığı önlemlerle bu yılı az geçen senelere kıyasla az kazayla atlattık. 9 günlük bayramda Osmangazi köprüsü araç geçişi 941 bin'den fazla, İstanbul Havalimanı yolcu sayısı 2 milyon 213 bin kişi seyahat etti. Antalya Havalimanımızın pazar günü 2024'ün en yüksek rakamına ulaştı. YHT 1 milyon insanımız seyahat etti.
Bayramın 3. günü meydana gelen teleferik faciasıyla hepimiz sarsıldık.
Kurtarma çalışmalarını büyük titizlikle sürdüren 2.200 personelin her birine teşekkür ediyorum. 174 kişinin tamamı kurtarıldı. Yaşanan olayla ilgili sorumluluğu olan kişiler yargılanıyor. 5 kişi tutuklanmış, 8 şüpheli hakkında adli kontrol şartı verilmiştir. Muhalefetin sorumluları koruma çabası gözden kaçmadı.
Ana muhalefetin olayın ilk anından itibaren hadiseyi sulandırma çabası gözden kaçmadı. aynı vicdansızlık Beşiktaş'taki yangın faciasında da sergilendi. Hiç kimse siyası kimliğini öne sürerek sorumluları yargıdan kaçıramaz.
Hak,hukuk ve adalet adına Van'a koşanlar, Beşiktaş'taki iş yerinde can verenler için hiçbir adım atmadılar.
Sorumluları kimse adaletten kaçıramaz. Hem Antalya hem Beşiktaş'taki faillerinin yargıya hesap vermesi için üzerimize düşeni yapacağız. Benzer acıların tekrar yaşanmaması için tedbirlerimizi ve denetimlerimizi yoğunlaştıracağız. Hayatını kaybeden vatandaşlarıma başsağlığı diliyorum.
31 Mart mahalli idareler yerel seçim maratonunu suhuletle tamamladık. Bu başarı tablosunda hizmeti geçen kamu görevlilerini ve siyasi partilerini tebrik ediyorum. Göreve gelen belediye başkanlarına başarılar diliyorum. Yarınki grup toplantısında seçim sonuçlarını tüm yönleriyle kapsamlı bir şekilde değerlendireceğiz. 31 Mart seçimleri son 20 yıldaki 18. demokrasi bayramı olarak tarihimize geçmiştir. Seçimlerin ilk kazananı sandıktır.
Bir süredir istisnasız her seçim öncesinde tedavüle konulan “son seçim” propagandasının, 31 Mart’la beraber tamamen safsatadan ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Bugün 7. yıl dönümünü idrak ettiğimiz 16 Nisan halk oylamasıdır. Türkiye yaklaşık 200 yıllık bir tartışmaya noktayı koymuş cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminden vazgeçmemiştir.
Parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları milletimiz tarafından kapatılmıştır.
Seçim tarihi boyunca gidiş gelişler artık asıl meselelere son verilme sebebidir. Acil sorunlarımıza odaklanmamız gerekiyor. Kovid ile başlayan küresel ekonomik kriz hala devam ediyor. Üretim istihdam yatırım ve enflasyonu kontrol alma konusunda herkes ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye olarak bu olumsuzlukların yansımalarını hissediyoruz. Bir taraftan bölgesel krizleri yönetirken diğer taraftan ekonomideki yol haritamıza sıkı sıkı bağlı kalıyoruz.
OVP'nin müsfet sonuçlarını görmeye başladık. Büyüme oranımızın yıl sonunda yüzde 4'e yaklaşacağına inanıyorum. Enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları biliyoruz. Günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışı hedefliyoruz. Seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik.
Orta Vadeli programın güçlendirilmesinde 3 temel önceliğimiz var;
-Kamuda tasarruf artışı,
-Yatırım önceliklendirilmesi,
-Yapısal reformları hızlandırmak,
Dün açıklanan şubat ayı rakamlarına göre istihdam mevsim etkilerinden arındırıldığında 32.4 milyona ulaştı. Bizim de sorunumuz enflasyon baskısıdır. Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun yol açtığı sıkıntıları biliyoruz. Bu konuda tavrımız enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır. Seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik. Bu kararlı duruşumuzun Türkiye ve Türk ekonomisi için ne kadar kıymetli olduğunu zamanla hep birlikte iyi göreceğiz. Yıllık enflasyonun senenin ikinci yarısından itibaren düşüşe geçmesini bekliyoruz. Uyguladığımız politikaların etkisiyle cari açıkta daralma başladı. Ocak ayında yıllık cari açık 15 milyar dolar azaldı. Altın ve enerji hariç tutulduğunda 34,6 milyar dolarlık cari fazla gerçekleşti.
Sene sonunda cari açığın milli gelire oranla yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Kendi enerji kaynaklarımızı devreye aldıkça bu oranlar daha da iyileşecek. Gabar petrolü ve Karadeniz doğal gazı keşiflerimizde bu sektörde özgüven kazandık. Günlük 40 bin varilin üzerine çıkmayı başardık. Hedef günlük 100 bin varile ulaşmak. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Van ve Hakkari'de yapacağımız keşiflerle üretim rakamlarını çok daha yukarı taşıyacağız. OVP'yi güçlendirecek adımlar atacağız. Ekonomi ekibimiz bununla ilgili hazırlıklarını yaptı. Yakında kamuoyuyla paylaşacağız.
Türkiye'nin geleceği yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla şekillenecektir. Hedeflerimize ulaşacağız. Dünya savaşların, çatışmaların, sosyal çalkantıların kıskacında adeta kıvranırken Türkiye bölgesinin istikrar adası olma vasfını korumaktadır. Bunun gerisinde dengeli ve ilkeli siyaset ile savunma sanayi alanında elde ettiğimiz tarihi başarılar vardır.
Türkiye, bugün yola çıkan 3 bin 774 tonluk 9'uncu iyilik gemisiyle birlikte Gazze'ye en fazla insani yardım yapan ülke konumunu perçinlemiştir. 7 Ekim'den sonra İsrail'e ihracat kısıtlamasına öncülük eden ülke Türkiye'dir. Buna rağmen hükümetimiz haksız ithamlara maruz kalmıştır. Jet yakıtı konusunda Türkiye'ye iftira atanları unutmayacağız. Türkiye katliamların çok öncesinde İsrail'e savaşta kullanılacak hiçbir malzemenin satışına izin vermemiştir.
7 Ekimden bu yana İsrail Ateşi bölgeye yaymak için provokatif adımlar atmaktadır. İsrail'in Şam'daki İran Büyükelçiliğini hedef alması bardağı taşıran son adım oldu.
Gazze'de zulüm ve soykırım durmadıkça bölgemizin yeni gerilimlere gebe olduğu açıktır. Sorumluluk sahibi herkes artık sesini daha fazla yükseltmelidir.