İsrail'in Gazze'ye saldırıları sonrası Türkiye'de birçok ürüne ve şirkete yönelik boykot başlatılırken, birçok alanda olduğu gibi kartlı ödeme sistemlerinde de yerli ve milli ürünlerin kullanılması için çağrıda bulunuldu. Bu kapsamda ülke genelinde Türkiye'de geliştirilen ve kartlı ödeme sistemleri alanında Türkiye'nin markası olan TROY ödeme sistemine ilgi arttı.
Ekonomi Koordinasyon Kurulunun (EKK) 19 Şubat'taki toplantısının ardından yapılan açıklamada da TROY'un kullanımında düzenli bir artış gözlendiği, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının öncülüğünde bu sistemin kullanımının yaygınlaştırılacağı ifade edilmişti.
Bilgetekin, Türkiye'nin finansal teknoloji alanında hızla büyüdüğünü ve Avrupa'nın çok önünde olduğunu belirterek, hem zamandan hem maliyetten tasarruf sağlayan çok farklı inovatif çözümler geliştirdiklerini aktardı.
Finansal teknolojilerin Türkiye'de hızla büyüyen bir ekosistem olduğunu vurgulayan Bilgetekin, "Dijital para konusunda Merkez Bankası çok uzun bir çalışma yürüttü. Çalışmaya başlamadan önce dünyada birçok örnek araştırıldı. AR-GE'si yapıldı. Çok yakın zamanda dijital lirayla alakalı bir öngörü açıklandı. Bu öngörüyü okuduğumuz zaman aslında birçok şeyin başlangıcı noktasında bize umut veriyor." değerlendirmelerinde bulundu.
Dijital liranın hayata geçirilmesi noktasında daha çok yol olduğunu ifade eden Bilgetekin, şunları kaydetti:
"Bunun olmaması için hiçbir sebep yok. Dünya zaten dijitale gidiyor. Mevcuttaki ödeme sistemlerinin birçoğu dijitale kaymış durumda zaten. Bugün belki dijital liramız yok ama dijital cüzdanlar var. Bugüne kadar alışık olmadığımız sanal POS, uluslararası para transferinde kullanılan barkodlu ödemeler, dolayısıyla hayatımızın aslında tamamının içerisine girmiş durumda."
Ufuk Bilgetekin, salgının finansal teknoloji sektöründe bir milat olduğunu, özellikle ödeme alışkanlıklarında ve kullanılan kartlarda önemli değişiklikler yaşandığını anlatarak, Türkiye'nin fintek üssü olmaması için hiçbir sebep bulunmadığını ifade etti.
Fintek sektöründeki yatırımların ve faaliyetlerin hızla arttığını aktaran Bilgetekin, "TROY, bizim milli kart şemamız. Kredi kartı kullanan her birey TROY logolu kartları çalışmış olduğu bankalardan istiyor. TROY kart kullanımı şu anda çok düşük seviyede. Ülkemize yıllar önce giren Visa ve Mastercard şu anda pasta payının büyük bir oranını alıyor. Gelecek dönemde TROY teşvikleriyle beraber bunun terse döneceğini ve gelecek 5 yıl içinde ciddi bir büyüme sağlayacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Bilgetekin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın kart şemalarında oluşturduğu etkiye işaret ederek, TROY kartın milli bir değer olduğunu vurguladı.
TROY logolu kart kullanmanın ülke ekonomisine katkı sağlamak anlamına geldiğini ifade eden Ufuk Bilgetekin, "Kendi kart şemamıza sahip çıkmamız gerekiyor." dedi.
Her bankanın TROY anlaşmasının olduğuna dikkati çeken Bilgetekin, "TROY logolu kart istiyorum" diyebilmenin çok kıymetli olduğunu söyledi.
Bilgetekin, "Kendi milli değerimizdir bu. TROY'un Discovery ile anlaşması var ve dünyanın birçok ülkesinde de bu anlaşmayla aslında TROY logolu kartlarımızı da kullanabiliyoruz. Aslında Visa ve Mastercard'dan çok geri kalır bir yanı yok." şeklinde konuştu.
Bilgetekin, TROY'un son 10 yıldır konuşulduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"7-8 yıldır çok daha net konuşmaya başladık. TROY'un ön plana çıkması aslında hepimizin vazgeçilmez emeli olmalı. Tamamen yerli ve milli. Kart üzerindeki bütün harcamalar kendi ülke ekonomik sisteminde kalıyor. Başka bir ülkeye komisyon, kazanç olarak gitmiyor. Bu bile kıymetli, başlı başına TROY'u kullanmak bile bu ekosisteme, bu ekonomiye katkı sunmak anlamına geliyor."