Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, son üç yılda 932 kadının öldürüldüğüne dikkat çekerek, "Bir kadın ölürse, onunla birlikte kaç çocuk ölür? Kaç gelecek karanlığa gömülür? Dünya üzerinde gördüğümüz kaç eser yok olur? Şiddet değil, sevgi toplumu olmalıyız" dedi.
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, ’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ nedeniyle basın açıklaması yaptı. Baro yönetim kurulu, Kadın Hakları Merkezi üyeleri, avukatlar ve stajyer avukatların katılımıyla Baro Odasında gerçekleştirilen programda konuşan Yeşilboğaz, dünya üzerinde yaşayan tüm kadınların ve kız çocuklarının, hayatın her alanında giderek artan cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldığını söyledi. Kadına yönelik şiddetin giderek artmasının temel nedenlerinden birinin de kadınları korumaya yönelik var olan yasaların uygulanmaması olduğunu savunan Yeşilboğaz, son üç yılda 932 kadının öldürüldüğünü ve cinayetlerde kullanılan ateşli silahların yüzde 83.9’unun ruhsatsız olduğunu belirterek, "Bir kadın ölürse, onunla birlikte kaç çocuk ölür? Kaç gelecek karanlığa gömülür? Dünya üzerinde gördüğümüz kaç eser yok olur? Şiddet değil, sevgi toplumu olmalıyız. Sevgi toplumunu da ancak hukuk devletinin, laik, bilimsel ve çağdaş eğitimin var olmasıyla sağlanabilir. Bu vesileyle kadınların şiddete uğramadığı, öldürülmediği, kadınların yönettiği barış, sevgi ve adalet dolu bir dünyada yaşamayı temenni ediyorum” diye konuştu.
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Şirin Güner ise kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu dile getirerek, “Dünyanın her yerinde bugün kadınlar, dayanışma ve mücadele ruhuyla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, aile içi ve toplumsal şiddete, ayrımcılığa karşı çıkmakta, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele çağrısı yapmakta ve çözüm önerileri sunmaktadır. Çünkü kadınlar, ne yazık ki dünyanın her yerinde hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda saldırıya maruz kalmakta ve sömürüye uğramaktadır. Ülkemizde ise kadına yönelik şiddette her geçen gün artış yaşanmakta, kadınlarımız fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalmakta ve yaşam hakları vahşice ellerinden alınmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yasal mevzuattaki tüm değişiklik ve düzenlemelere rağmen, kadına yönelik şiddetin artarak devam etmesinin nedeninin, toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanamamış olması ve şiddetin kaynağına odaklı çözümlerin geliştirilmemiş olması olduğunu savunan Güner, “Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için temel öğe, mevcut toplumsal zihniyetin değiştirilmesidir. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde, genele yayılarak etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz