Yeşilçamın emektarı İhsan Gedik: Bizi tamamen dışladılar, iş vermediler

Yeşilçam filmlerinin kötü oyuncusu olarak bilinen ve bine yakın filmde rol alan Türk sinemasının emektar oyuncusu İhsan Gedik, yeni jenerasyona sitem ederek “Bizi tamamen dışladılar, iş vermediler” dedi.

Yeşilçam filmlerinin “kötü oyuncusu” olarak bilinen ve mesai yaptığı dönemde çok sayıda filmde rol alan 78 yaşındaki 2 çocuk babası İhsan Gedik, Konya'nın Hüyük İlçe Belediye Başkanı Mehmet Çiğdem’in daveti üzerine Hüyük ilçesine gitti. Çavuş Mahallesinde sanatçılara ait kerpiç evlerin bulunduğu Sonsuz Şükran Köyü’nü ziyaret eden İhsan Gedik, ilçede iştirak ettiği bir söyleşiden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Yeşilçam’da bine yakın filmde rol aldığını anımsattı.

Sinemaya başlangıç hikayesi anlatan İhsan Gedik, ilk önce teknik çalışan olarak girdiği sinema dünyasında, daha sonra bir arkadaşının üstlendiği rolü yapamaması üzerine sinemanın bu alanında serüveninin başladığını ifade ederek, “Memduh Ün vardı patronumuz. İlk önce teknik olarak girdim. Bir arkadaş rolü yapamadı, yani iki tane yumruk atacaktı, atamadı. ‘İhsan, git bir ceket giy’ dedi. Dedim, ‘Abi ceketim yok.’ ‘Bul bir tane ceket, gel’ dedi. Ceketi giydim tabi karşımda da dev gibi bir adam var: Ayhan Işık. Ama ne yaptım, o zaman boyum kısaydı, gene de kısa da. Takozlar vardı bizde, 10’luk, 20’lik takozları yere koydum ki Ayhan abinin dengesine geleyim diye. Boy olarak yapacağım iş ne? Kabadayıca geleceğim, yumruğu sallayacağım. Bir daha koyacağım, ben yerde, hemen orada yevmiyemizi aldık tabi. Sinemaya öyle başladım” dedi.

"YENİ JENERASYONDA HERKESİN GRUBU VAR"

Sinemaya teknik olarak girse de arkadaşları içerisinde biraz aktif ve kabiliyetli olmasının rolleri kapmasında mükafatını gördüğünü anlatan Gedik, her insana nasip olmayacak çok sayıda sinema filmi çevirmesine rağmen Yeşilçama neden veda ettiğini şu şekilde anlattı:
“Yani anlayış kabiliyeti bu. Sinema dediğin zaman, fazla kültüre gerek yok. Yeter ki, içinden gelsin, yaşayabil. Yaşadığın zaman o işte muvaffak oluyorsun. Biz muvaffak olduk. Ne var ki, seneler geçti 1978-1979’larda ben sinemayı bıraktım. Memlekete gittim. Allah’tan öyle oldu da, çoluk çocuğa girdim. Benim aile durumum iyiydi. Çiftçi çocuğuyum ben. 100 metre yer sattım, kahve açtım. Sonra hanımı istedim, vermediler. Kaçırdım, İstanbul’a geldim. Allah razı olsun Fatma Girik analık yaptı, beni evlendirdi. Bir hafta kadar uğraştı, o zaman yıldırım nikahı zor kıyılıyordu. Şimdi iki tane çocuğum var. Ben okumadım, iki çocuğumu okuttum. Ne var ki, mutluyum. Yani onları okuttum.”

Duayen oyuncu Gedik, sinemayı bıraktıktan sonra artık o günlerin kendisi için geride kaldığını, ilerleyen yaşına rağmen yazdığı kitapları satarak geçimini sağladığını da söyledi.

Yeni jenerasyondan gazetecilerin sorusu üzerine artık sinemaya dair teklifler almadığını dile getiren ve bu konuda sitem de eden ancak özeleştiri yaparak bu duruma anlayış da gösteren Gedik, “Yeni jenerasyonda herkesin grubu var. Kimisi alaylı, kimisi okullu. Ama ne var ki, bir de ezber işi var. Şimdi doğruya doğru konuşalım. Bizim ezberimiz yok, biz alaylıyız. Yani onlar ezbere okuduğu için 6-7 yaprağı okuyabiliyor. Ama ben okusam okusam bir yaprağı okurum. İkinci yaprağı okuyamam. O yüzden bizim biraz noksanlığımız var. Ama 4 kelimeyle işi bağlayabilirsiniz. O yüzden yeni jenerasyon bizi tamamen dışladı. Yani iş vermediler, herkes grup yaptı, grup kurup. Ne var ki ben de hiç babama minnet etmem. Büyüğümü severim, küçüğüme saygı gösteririm. Bir kitap hazırladım. Bu kitabı da satıyorum. Geçimimi sağlıyorum. Allah’tan başka kimseye de ihtiyacımız yok. Ama güzel abilere ihtiyaç var. O da Mehmet abim işte. Onu ve sizleri de çok seviyorum” şeklinde konuştu.