'Yeşil'den bana bahsetmemişti'

Güldal Mumcu’nun geçtiğimiz hafta yayımlanan kitabına Ceyhan Mumcu’dan mektupla eleştiri geldi. Ceyhan Mumcu, kitaptaki bazı bölümlerin yanlış olduğunu söyledi, bazı bölümleri de eleştirdi.

Faili meçhul bir suikaste kurban giden gazeteci Uğur Mumcu’nun avukat ağabeyi Ceyhan Mumcu, Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’nun geçtiğimiz hafta yayımlanan “İçimden Geçen Zaman” adlı kitabı hakkında Mumcu ailesine ve kamuoyuna hitaben bir mektup yazdı. Mumcu, 17 sayfalık mektubunda kitapta yer alan bazı bölümleri eleştirirken bazı bölümlerin de yanlış olduğunu belirtti. Mumcu, Uğur Mumcu cinayetinden sonra Yeşil’in Güldal Mumcu’yu ziyaret ettiğine dair iddiaya ilişkin ise “Bana bundan bahsetmedi. Önemli bir fırsat kaçırıldı” dedi.
**'Düzeltmek zorundayım'**
Ceyhan Mumcu, mektubunda “kitaptaki yanlış anlamaya yol açabilecek bazı açıklamaları cevaplamak ve düzeltmek zorunda kaldığını” belirterek, “Tarihe ve arşive doğru biçimde geçmesi için yapacağım açıklamaları ifade ederken, büyük bir sıkıntı ve üzüntü duyuyorum. Uğur Mumcu’nun ağabeyi Ceyhan Mumcu ile eşi Güldal Mumcu’nun kamuoyu önünde tartışmaları, her şeyden önce kardeşim Uğur Mumcu’nun kemiklerini sızlatacağı gibi, O’nun dostlarının da içine sindiremeyeceği bir gelişmedir. Bizim kenetlenmemiz gerekirken, benimle birlikte Uğur Mumcu’nun kimi gerçek dostlarının eleştirilmelerini de şu aşamada doğru bulmuyorum” dedi. Ceyhan Mumcu’nun yazdığı mektuptan bazı bölümler şöyle:
- “Sayın Güldal Mumcu’nun, Doğan Güreş’in suikasttan bir yıl sonra gecikmeli taziye ziyareti yaptığı yolundaki eleştirisini doğru bulmuyorum... (sf.86 ve devamı) Doğan Güreş, taziye ziyareti yapan devlet yetkililerinin en önündeydi.”
**'Ben de oradaydım'**
- “Kitabın 59. sayfasında bahsedilen Devlet Bakanı Şerif Ercan’ın taziye ziyareti sırasında ben de oradaydım. Ercan konuşmasında ‘Uğur Bey de ihtiyatsızlık yapmış Güldal, keşke kontrol etseydi, uzaktan kumanda ile kilit taktırsaydı’ anlamına gelecek hiçbir şey söylemedi. Şerif Ercan, Bakanlar Kurulu toplantısında bakanların suikastla ilgili değerlendirmelerini sundu ve ‘Uğur Mumcu bu millet ve devlet için çok gerekli kimseydi, O’nu bizim korumamız gerekirdi, ancak biz özensizlik yaptık, koruyamadık. Sorumlu benim de üyesi olduğum Bakanlar Kuruludur’ dedi. Sayın Mumcu, Şerif Ercan’la böylesine bir tartışma yapmadı.”
**'Özden iddiası yalan'**
- “25 Ocak 1994 günü, Genelkurmay Başkanı ile birlikte ziyarete gelen Yekta Güngör Özden’in, ‘İmran Öktem’in cenaze namazını kıldırmayan grubun ileri gelenlerinden olduğu’ iddiası da (sf.84-89) tümüyle gerçek dışıdır. Yekta Güngör Özden’in o cenaze töreni sırasında İmran Öktem’e karşı hiçbir saygısızlığı olmamış, namazı kıldırmamak isteyenlere karşı direnenlerden biri olmuştur. Anılan cenaze töreninde Uğur Mumcu ile Yekta Güngör Özden’in basına da yansıyan bir biçimde tartışmaları doğrudur, ancak bu tartışmanın sebebi cenaze töreni ile hiç ilgisi olmayan bir başka konudur. Sayın Özden hakkında yanlış bir anlam çıkarılmaması için bu açıklamayı da yapmak zorundayım.”
**'Yeşil’i söylemedi!'**
- “Sayın Güldal Mumcu, avukatı olduğum süre içinde bana bundan (Yeşil’in kendisini ziyaret ettiğinden) bahsetmedi. Bu konuda da zamanında hareket etmiş olsaydı, bana ya da hemen hemen Devletin en tepe noktasındaki Emniyet Genel Müdürü, MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na söylemiş olsaydı, Mahmut Yıldırım’a ulaşılır, ne amaçla Güldal Mumcu’yu ziyaret ettiği, nasıl ve kime ne mesaj vermeye çalıştığı öğrenilebilirdi.
Bu konuda da geç kalınmış olması, Mahmut Yıldırım’ın ölü mü kayıp mı olduğu bilinmediğinden, soruşturmaya hiçbir fayda ve katkı sağlayamayacaktır. Ben bir fırsatın kaçırıldığından dolayı üzüntü duyuyorum. Güldal’ın benim dışımdaki avukatlarıyla bir araya geldiğimiz zamanlarda da hiçbiri bu konuda bir şey söylemediler.”
**YENİ BİR KİTAP BEKLİYORUM**
Bundan sonra yapacakları önemli
“Güldal Mumcu’nun kitapta anlattıklarının çoğu kamuoyunca da bilinmektedir. Mektubuma son vermeden evvel, Uğur Mumcu dostlarının ve okuyucularının şimdi merak ettikleri husus, Sayın Güldal Mumcu’nun milletvekili ve TBMM Meclis Başkanı olmasından sonra, eskiden olduğu gibi kimlerle ne konuştuğu, bu cinayetin çözümlenmesi konusunda herhangi bir çaba gösterip göstermediğidir. Asıl okuyucuların beklediği kitap, bundan sonraki yaşananlardır. Ben, Sayın Güldal Mumcu’nun iki dönem Meclis’te ve Cumhuriyet Halk Partisi içinde yaşananları da bilmek ve öğrenmek hakkımız adına çok yakın tarihte yeni bir kitapla açıklayacağını umuyor ve bekliyorum. Birbirimizi dışlamadan, suçlamadan, Uğur Mumcu ismini ve mücadelesini yaşatmak için kenetlenmek dileğiyle ve büyük üzüntü ile saygılar sunar, Güldal, Özge ve Özgür’e de başarılar dilerim.”
Anahtar Kelimeler: