Medipol Mega Üniversite Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Lütfü Hanoğlu yaptığı açıklamada, özellikle öğrencilerin tüm çalışmalarından sonra kaliteli bir uyku uyumasının önemini anlattı.
Hanoğlu, uyku ve ders arasına farklı bir aktivitenin sıkıştırılmaması gerektiğini aktararak "Sebebi ise öğrenme sonrası direkt uykuya geçtikleri için öğrenilen bilgilerin hızla uzun belleğe transferinin mümkün olmasıdır. Dolayısıyla hatırlamaları bu anlamda daha kolay olacaktır. Yalnız araya başka bir bilgi girmemelidir" diye konuştu.
Hanoğlu, uykunun dinlendirici ve düzenleyici etkisi olduğunu vurgulayarak "Uykusuzluk öncelikle dikkat ve uyanıklığı sürdürebilme yeteneğinden başlayarak belleğe ilerleyen sonra tüm akli melekelere etki eden ciddi bozucu etkilere sahiptir. Organizmamız yaşanan uykusuzluğu hemen telafi etmeye çabalıyor. Kronik uykusuzluk durumlarında dikkat ve bellek üzerinden bilişsel performansımız belirgin biçimde düşüyor" bilgisini verdi.
Kronik uykusuzluk durumunun önemli sebeplerinden birinin de "uyku apne sendromu" olduğunu dile getiren Hanoğlu, şunları kaydetti: "Bu durumda kişi gece uykusu sırasında solunumunun durması sebebi ile bilinçli olmasa da uyanma atakları yaşıyor ve uyku derinleşip olması gereken tüm dönemleri ile gerçekleşemiyor. Bunun sonuçlarından biri dikkat ve uyanıklık sorunları iken, bir diğeri yukarıda bahsettiğimiz belleğin pekiştirme süreçlerinin etkilenmesine bağlı ortaya çıkan gerçek bir hafıza zayıflığı. Bu hastalarda yakın zamanda yaptığımız bir araştırmada Polisomnografi ile kanıtlanmış, gerçekten ciddi uyku apne sorunu olan insanların 'hızlanmış unutma'dan da muzdarip olduklarını gösterdik."
FAZLA UYKU SÜRESİMİGREN ATAĞIYLA SONUÇLANABİLİR
Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu "hızlanmış unutma" kavramının bilimsel terminolojiye son yıllarda girdiğini belirterek, "Kabaca anlamı şu; kişi belleğin oluştuğu ilk basamaklarda bir sorun yaşamaz ve standart hafıza testlerinde bir sorun göstermezken, öğrenmiş olduğu şeyi ya da kendi başından geçen olayları (biz buna otobiyografik bellek diyoruz) normale göre çok daha fazla hızla kaybediyor, unutuyor. Yani hafıza dayanıksız hale geliyor. Bunun temel sebebinin özellikle uykuda hüküm süren pekiştirme süreçlerindeki sorunlar olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu.
Son yıllarda yapılan çalışmaların Alzheimer hastalığındaki bellek bozukluğunun en erken dönemlerinde ilk bozulmanın bu tür bir "hızlanmış unutma" olduğunu düşündürdüğünü aktaran Hanoğlu, şu bilgileri verdi: "Uyku ve Alzheimer hastalığı üzerine söylememiz gereken son ve önemli bir nokta yine son yıllarda öğrendiğimiz bir durum ile ilgili. Beyinde 'glinfatik' ismi verilen ve uyku sırasında aktifleşen toksik maddeleri filtreleme, beyinden uzaklaştırma sistemi olduğu keşfedildi. Bu bilgi yetersiz uyuyan yaşlılarda Alzheimer hastalığının ortaya çıkma riskinin arttığını bildiren araştırmalar ile uyumlu görünüyor.
Son olarak hafta içi yeterli uyuyamayan kişilerin hafta sonu fazla uyumaları ile ilgili soru bu çerçevede değerlendirilirse; bunun mecbur kalınan uykusuzluk dönemlerini telafi edici, yararlı bir tarafı olacağı ama sürekli/kronik bir hafta içi uykusuzluk/yetersiz uyku durumunun uygun olmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca migren yatkınlığı ya da migreni olan kişilerde rutin alışkanlığın dışında fazla uyku süresi migren atağı ile sonuçlanabilir."
AA