Bugün iş, ekonomi, siyaset, borsa yazmayacağım. Ama yine gündem olan bir rezilliğe değineceğim!
Dün FB-BJK arasında Kupa yarı final maçı vardı. Ben FB.li bir taraftarım. Oturdum İzmir'den maçı izliyorum. Büyük kızım da İstanbul'da maçta. Futbol olarak çok zevksiz, iki takıma da yakışmayan bir futbol. İlk yarıdan BJK 10 kişi kalmış oynuyor. Beraberlik FB'nin finalist olmasına yarayacak. Maçta öyle gol atılacak gibi pozisyonlar da yok.
Saha içinde futbolcular tatlı sert bir futbol oynuyorlar ama birbirleri ile kavga yok. Hakemin futbolu çığırından çıkartacak kararları da yok.
Ama Beşiktaşın her korner atışı esnasında, bence özel amaçlı olan bazı seyirciler futbolcuya eline geleni fırlatıyor. İş çığırından çıkmaya başlarken, hakem ilk uyarısını yapıyor. Bu da seyirciyi kesmiyor hakem yardımcılarını saha ortasına toplayıp son ihtarını da yapıyor ki, bu eğer sürerse sahadan gideriz demek. FB.li futbolcuların hemen hepsi seyirciyi uyarıyor. Genelde bu tip gerilimleri başlatan Volkan bile seyirciyi sakinleştirmek için çaba sarfediyor. Ama nafile, birileri kendisinde bu hakkı nereden buluyorsa, futbolun, sportmenliğin yerin dibine sokulması için yılmadan, ısrarla maçı sabote etmeye devam ediyorlar.
Hatta bir ara, BJK'ya bizden giden Caner bile, Quresma'ya at şu korneri artık büyütme atılanları diyerek, oyun sürsün diye korneri kendisi atmaya gidiyor. Ama bizim özel amaçlılar durur mu hiç, niyetleri her şekilde maçı sabote etmek olduğu için, Caner'e de yağdırıyorlar ellerinde ne varsa.
Böyle ortamlarda futbolcu sakin olmalı. Belli işte, iş bir yerlere hızla gidiyor. BJK'nın yedek kulubesinden Tolga Zengin kendini tutumayıp, seyirciye tepki vermeye kalkınca, iş iyice çığırından çıkıyor. Yaşanan arbede esnasında futbolcularını kontrol etmeye çalışan Şenol Hoca, bu cabasına karşılık kafasına yediği bir cisim nedeniyle yere yıkılıyor. Sonra kalkınca yine olayı büyütmemek için çabalıyor. Kısacası saha içindekiler futbollarını oynamak niyetindeler. Ama oynatmak istemeyenlerin müsade etmeyeceği çok net.
Doğal olarak da, hakem bu işi sürdürebilmek artık mümkün değil diye görüp, sanırım 57. dk.da duran maçı tatil ediyor.
Yazıklar olsun diyorum! Ben bir seyircinin bu kadar akıl fukarası olacağını kabul edemiyorum. Bunlar amaçlı provakatörler. Onlarca insanın futbol zevkini bölmeye, işi bu olan futbolcu ve hocaların emeğini baltalamaya, canlarına kast etmelerine, bu sektöre milyonlarca Lira yatırım yapan yatırımcıların yatırımlarını zarara uğratmaya nasıl oluyor da cüret edebiliyorlar? Bu hakkı kendilerinde nasıl bulabiliyorlar ben anlayamıyorum.
Futbol Yasaları Çalışsın!
Teknolojinin geldiği boyut belli. Artık bunları yapanları anında bulmak mümkün. Böyle insanlığını kaybetmiş kişiler yüzünden futbol takımlarını cezalandırmak da çözüm değil ki. Daha nelerin olmasını bekliyoruz? Anında kameralardan bu olayları yapanları tespit edeceksin. O gece evlerinden alacaksın. Gerekirse hızlı spor mahkemeleri kuracak, ikinci gün bu insnaları mahkeme karşısına çıkartıp, tecilsiz en az 3 ay atacaksın hapse.
Görsünler bakalım bu işler bu kadar mı kolay. Kafalarına estiği gibi insanların canlarına kast edemeyeceklerini, milyonlarca seyircinin spor keyfine çomak sokamayacaklarını, bu alanda milyonlarca, hatta milyarlarca yatırım yapan takımları da, bir bilet parası ile bu duruma düşüremeyeceklerini net bir şekilde görmelerinin zamanı geldi de geçmiyor mu artık?
Artık sahaya bile paso lig midir nedir kartlarla giriliyorsa, demek ki kişilerin sahadan futbol izleme haklarını artık çok rahat kontrol edebiliyoruz. O zaman bunları yapanların kimliklerine de işleyeceksin, ömür boyu bir daha tribünlere alınmayacaklar.
Ama artık yeter. Yahu bu nedir! Bu ne kepazelik, bu ne densizliktir. Kafasına, gözüne elinize geçenleri fırlattığınız sporcuların, hocaların, hakemlerin de aileleri var. Çocukları, anneleri, eşleri onları izliyor. Siz kendi çocuk, eş ve yakınlarınızın başına bunların gelmesini ister miydiniz?
Zamanında İngiltere'de de bu holiganlık alıp başını gitmiş, artık yurt dışı maçlara yansımaya başlamıştı. En sonunda hükümet baktı ki, artık iyice kontrolden çıkıyor. Yurt dışında da holiganları tarafından her maçta olaylar yaşanıyor. Kendi kendine Ülke olarak sanırım bir yıl için uluslar arası maçlara katılmama kararı bile aldı. Seyirci suçlarına çok ciddi cezalar getirdiler. Hapis ve seyirden men cezaları geldi. Katı uygulamaya aldılar. Maç esnasında adı listelenip, seyirden men cezası almış taraftarların (ki, bunlara taraftar bile denmemeli. Çünkü kendi takımına zarar veren insandan taraftar mı olur) polis merkezlerine gelerek imza vermeleri şartı getirdiler. Yani bu tip suça karışmış kişileri her şekilde kontrol altına aldılar.
Biz daha neyi bekliyoruz? Basket maçına gidiyorsun, parkeler seyircilerin eylemlerine şahit oluyor. Futbola gidiyorsun aynısı oluyor, voleybolda böyle. Yeter arkadaş ya. Lütfen artık çok katı spor yasaları ve cezaları getirilsin. Bu suçlarda davaları uzatmaya gerek yok. Bir günde görülüp hüküm hemen verilsin. Karışanlar üç aydan az olmamak ve tecil edilmemek üzere hapis ve uğrattığı maddi cezalara çarptırılsın.
Ülke zaten her alanda yeterince gergin iken, hiç olmazsa spor keyfimiz korunsun.
Şimdi karar ne olacakmış? Ya ne olursa olsun. İster FB hükmen mağlup ilan edilsin, ister maç kaldığı yerden ya da baştan tekrar edilsin. Eğer biz bu işleri kökünden bitirecek kararları, yasaları çıkartmaz ve uygulamazsak, bu maç ile ilgili karar ne olursa olsun, bu olaylar sürer gider.
Ben sponsor firmaların yerine olsam, tüm sponsor firmalar olarak bir araya gelir, basını toplar deklarasyon yayınlarım. Bu tip olaylar sürdüğü müddetçe spora sponsor olmayacağız derim. Bu olayları teşvik eden, kışkırtan, organize eden takımlar ve yöneticileri tespit edilirse, filanca yıl boyunca bu klüplere hiç bir alanda sponsorluk yapmayacağız derim.
Artık bu iş çözülmeli. Ama hiç gecikmeden çözülmeli .
Kusura bakmayın, bugün ekonomi, borsa yazmadım. Zaten o alanda binbir gelişmenin steresini yaşarken, ağız tadı ile bir maç izleyelim dediğimde, onda da bu görüntüleri görmeye artık isyan ettim.
Pazartesi 23 Nisan tatili olduğu için salı günü görüşmek üzere, hepinize sakin, huzulur bir hafta sonu dilerim.
Şimdiden 23 Nisan Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
Twitter: @_Stratejist_