Yrd. Doç. Dr. Okur, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yılan sokması durumunda yapılacak emme işleminin doku tahribatı ve enfeksiyonlara neden olduğuna bildirerek, yılanın soktuğu kişinin, hareketlerini mümkün olduğunca kısıtlayıp, zehirli bölgenin kalp seviyesinde veya daha aşağıda tutulması gerektiğini ifade etti. Dr. Okur, bu tür durumlarda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Zehirli bölgenin üzerine elastik bir bandaj sarılır. Bandaj en fazla, burkulan ayak bileğine uygulanan sıkılıkta olmalıdır. Bandaj hastaya antiserum verilene kadar çıkarılmaz. Ülkemizdeki zehirlenmelerin çoğunda görülen engerek türü yılanın zehiri, büyük moleküllerden oluştuğundan, lenf yoluyla vücuda yayılır. Bu nedenle yaranın üzerini sarmak, zehrin genel dolaşıma katılmasını geciktirdiği için faydalıdır. Atardamar akımını kesen turnike uygulamaları yapılmamalıdır. Hareket ile zehrin vücuda yayılması hızlanacağından yaralanan kol veya bacak hareket ettirilmemelidir. Kesme ve ağız ile emme işlemi, buzlu soğuk uygulaması yapılmamalıdır."
Bahsedilen uygulamaların tedavi amacıyla zaman zaman yapıldığı, ancak çoğu kez yarar yerine zarar getirdiği, doku harabiyeti ve enfeksiyonlara yol açtığını kaydeden Yrd. Doç. Dr İhsan Okur, yılan sokmasında verilecek olan antiserumun, zehirlenmenin etkisini giderdiğini ve kişinin en yakın hastaneye götürülmesi gerektiğini söyledi.
ELAZIĞ (İHA)