O, yılın taraftarı. Çünkü, bütün bir yıl hiçbir maçı kaçırmadı. Maçların sonuçları, dakika dakika goller, kaçan pozisyonlar ondan sorulur. Takımı yenince formasıyla uyuduğu, yenilince gözyaşlarına boğulduğu sıklıkla görülmüştür. Gerçek bir taraftarın yapması gerektiğini her zaman yaptı ve iyi gününde kötü gününde takımını sevmekten hiç vazgeçmedi. “Takımım sokakta oynasa, kaldırımda desteklerim” dedi hep.
Diğer takımlara sevgi beslemese de saygılı ve centilmendir aynı zamanda. Maçı statta izliyorsa (ki çoğu zaman böyle yapar) coşkusu görülmeye değerdir. Tribünde de olsa ofsaytı yan hakemden önce görüp, faulu orta hakemden daha iyi bilir, düdüğü hakemden önce çalar. Hop oturur hop kalkar, 90 dakika yeşil sahaya kitlenir. Uzatmalarda nefesini sımsıkı tutar. Maç bitince sonuç ne olursa olsun takımına duyduğu aşkı da yanına alarak evinin yolunu tutar. Böyle bir taraftara sahip takımın sırtı yere gelir mi hiç?