Yıllanmış Çınar, Duayen Gazeteci Ölçer, Mersin’in 50 Yılını Anlattı

Mersin’in duayen gazetecilerinden, yıllanmış çınar Selçuk Ölçer, 50 yıldır süren Mersin sevdasını ve yarım asırlık...

Mersin’in duayen gazetecilerinden, yıllanmış çınar Selçuk Ölçer, 50 yıldır süren Mersin sevdasını ve yarım asırlık tanıklığını paylaştı. Özellikle 1960’lı ve 70’li yılların Mersin tablosunu ortaya koyan Ölçer, anlattıklarıyla kent tarihine bir not düştü.Mersin’de uzun yıllar spor muhabirliği yapan, içindeki gazetecilik aşkını son yıllarda köşe yazarlığı ile sürdüren Mersin İmece gazetesi yazarı Selçuk Ölçer, 1963 yılında yerleştiği kentte yaşadıklarını İçel Sanat Kulübü’nde düzenlenen ‘Tarih Buluşmaları’nda anlattı. Ölçer, Mersin’in renkli simalarından Lina Nasif’in yönettiği söyleşide, Mersin’e yerleşmesinden bugüne geçen 50 yılda tanık olduğu olayları, bizzat tanıdığı renkli kişileri, siyasetçileri, sporcuları, kentin renkli sosyal hayatını ve kabadayılarını, gazetecileri paylaştı.Selanik göçmeni bir baba ile Girit göçmeni bir annenin en büyük çocukları olarak 1940 yılında dünyaya gelen Selçuk Ölçer, gazeteciliğe Mersin’de 1963 yılında Yeni Asır gazetesinin Mersin spor muhabiri olarak başladı. İlk spor giriş kartını Edip Buran Spor Salonu’ndan alan, o günden bugüne kesintisiz futbol haberi yapan, Mersin Hakimiyet gazetesinin ardından Mersin İmece gazetesinde çalışmaya başlayan Ölçer, 1952 yılında babasının Mersin Çukurova Fabrikası’na muhasebeci olmasıyla Mersin’e geldiklerini belirtti. Profesyonel müzik yaşamı ve 2 yıl askerlikle birlikte sadece 7 yıl Mersin’den uzak kaldığını aktaran Ölçer, 1963 yılında tekrar Mersin’e gelerek yerleştiğini ifade etti. Ölçer, “1963 yılından bu yana geçmişin izlerini, anılarını, ilginç olaylarını ve kişilerini belleğimde muhafaza etmeyi başarırken kent yaşamını, tanıdıklarımı, dostlarımı, kaybettiklerimi yarınlara sakladım” dedi.Ortaokulu Mersin’de tamamladıktan sonra müzik yaşamına adım atan Ölçer, İstanbul ve İzmir’de ünlü müzisyen Özdemir Erdoğan ile aynı sahneyi paylaştığını, daha sonra Mersin’e döndüğünü kaydetti. Mersin yaşamının en anlamlı yıllarının 1963 tarihinde başladığını belirten Ölçer, “Sinemalarımız, esnafımız, kentin ileri gelenleri, kabadayılarımız, Ak kahvemiz, süslü faytonlarımız, Halkevi bandomuz, tek ve iki katlı bahçeli evlerimiz, delilerimiz hep bu yıllarda belleğimde yer etti. 1963 yılında Kuvva-i Milliye Caddesi üzerinde Mersin’in ilk plakçı dükkanı olarak Mersinlilere müzik hizmeti sunmaya başladım. Geniş ve yaygın bir müşteri grubum oluştu ve bu vesileyle Mersin’de yaşayan her kesimden pek çok kişiyi de tanıyıp, arkadaşlıklar kurdum. Dükkanımın karşısında Asfur Pavyonu, biraz aşağıda Mersin’in en ünlü fotoğrafçısı İlyas Yılgör’ü, Ziya Erden’i, Homurluları, Özyurtları ve Yoğurt Pazarı taksi durağını, rahmetli kitapçı Sarı Hilmi’yi, Berber İlhami’yi, Kurukahveci Arapağayı, Antalyalı kardeşleri, tuhafiyeci Ali Okay’ı, Dado Doğan’ı, Onbir Yusuf’u, Turşuculu Halil’i, gazeteci Tekgüç kardeşleri çok yakından tanıma fırsatına eriştim” diye konuştu.“ÇOK ŞIK GİYİNEN, VATANDAŞTAN SAYGI GÖREN KABADAYILARIMIZ VARDI”Mersin’in 1960’lı yıllardaki nüfusunun 60 bin civarında olduğu bilgisini de veren Ölçer, o yıllarda Kel Hasan (Mazhar) tarafından açılan ve ailelerin gittiği White Horse adlı gece kulübünün Mersin’de en çok ses getiren gelişmelerin başında geldiğini vurguladı. Mersin’de yaşayanların o yıllardaki en büyük eğlencelerinden birinin de sinemalar olduğuna işaret eden Ölçer, yazlık ve kışlık sinemaların her daim dolu olduğunu dile getirdi. Kentin çok renkli kabadayıları olduğuna da değinen Ölçer, “Mersin kenti asude bir yaşam sürmesine karşın kabadayıları ile de ünlüydü. Ben tanıma fırsatını bulduğum kabadayıların insani yönlerini çok iyi ortaya koyduklarını birçok olayda müşahede edenlerden biri oldum. Bunların pek çoğu Yeni Mahalle kökenli idi. İskarvel Ali, Benli Kenan, Yaşar Göçer, Dodo Kazım, Nedim Görman ve Fedai Mustafa, hem çok şık giyinirler, hem de kimseye pek kötülükleri olmazdı. Kendi raconlarına bakarlar, vatandaştan da saygı görürlerdi. Bunların pek çoğu o yıllarda benim plakçı dükkanımın sadık müşterileri arasında yerlerini alırlardı. Onların mekanları yaylalar ve kulüplerdi. Kendi yasaları ile birçok mahalle ve sokağı korurlardı” ifadelerini kullandı.20’yi aşkın kasabın yer aldığı Kasaplar Çarşısı’na ilişkin anılarını aktaran Ölçer, Mersin’in önde gelenlerinden de kesitler sunarak, şunları söyledi: “Mersin’den kimler geldi, kimler geçti bir bilseniz. Pozcular, Sabuncular, Arap Ağalar, Merzeciler, Karamehmetler, Oklar, Hayfaviler, Sıdalılar, Levantiler, Butroslar, Özcanlar, Turşucu Haliller, Seydaviler, Helvacı Antalyalılar, Ninolar, Budurlar, Sevimler, Arap Zekalar, Dado Doğanlar, Tekgüçler, Dumaniler, Toroğlular, Dr. Kayhan Oktarlar, Eczacı İrfan Tankutlar, gazeteci Tufanlar, Sarı Hilmiler, Kanunlar, Hayfaviler, Terzi Raşeler, Madam Olgalar, Gömlekçi Selahattinler, Mobilyacı Muharremler, Dondurmacı Haliller, Hamamcı Meşluşlar, Arabacı Tahsinler, Kebapçı Cibeyliler, Lokantacı Abdi Ustalar. Bunlar belleğimde kalabilenler.”“EN BÜYÜK AŞKLAR ÇAMLIBEL AŞIKLAR PARKI’NDA BAŞLARDI”Çamlıbel Aşıklar Parkı’nın kendisinde bitmeyen anıları olduğunun altını çizen Ölçer, “Hala 40 yılı aşkın bu semtte oturuyorum. Etrafı Levantenlerin taş ve bahçeli evlerinin sarmaladığı Çamlıbel’de, ağaçların eğilip, yola sarkıttığı yeşil dalların altında buluşurdu o yılların gençleri. En büyük aşklar orada başlardı. Etraftaki portakal ağaçlarının kokusuna yasemin de katılırdı” şeklinde konuştu.Ölçer, Uray Caddesi’ne ilişkin de şu bilgileri verdi: “Mersin’in en büyük tüccarlarının sıralandığı cadde idi. Gazioğulları, Miskaviler, Turanlar, Ergençler, Levantiler, Sorsuklar ve irili-ufaklı pek çok tüccarın yer aldığı eski taş binalar hala eskinin gizemini korumaktadır. Bu cadde üzerinde yer alan ve hala faaliyetini sürdüren Asmalı Kahve, günümüze kadar uzanan Uray Caddesi’nin son ayakta kalan ve tarihe tanıklık eden bir yerdir. Azakhan ise ne yazık ki, yıllardan beri önü tıkanmış, tarihle ilgisi kesilmiş ve sahipleri tarafından bir türlü ortaya çıkarılamamıştır.”Mersin’in simgelerinden Akkahve ve Halkevi binasına ilişkin anılarını da anlatan Ölçer, Akkahve’nin kentin en çekici yerlerinden biri, Halkevi’nin ise sineması, kütüphanesi ve Mersin’in ilk dans edilen, ailece gidilen, nişanlara, düğünlere tanıklık eden Belediye Bahçesi ile kente büyük prestij kazandırdığını sözlerine ekledi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz