Yılmaz Güney’in tartışmalı vatandaşlığı

1992’de dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin tarafından hazırlanan yasayla Yılmaz Güney’in vatandaşlık hakları iade edilmiş oldu.

Ancak bazı hukukçular, Güney öldüğü ve ailesi de başvuruda bulunmadığı için vatandaşlığı alamadığı görüşünde...

Nâzım Hikmet’in Türk vatandaşlığına kabulünün ardından Yılmaz Güney’in durumunun ne olacağı tartışılmaya başladı. Dünkü gazetelerde çıkan “Sıra Yılmaz Güney’de” ifadesinin yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yaptığı “Yılmaz Güney’in de vatandaşlığı ile ilgili sorunlar varsa düzeltiriz” açıklaması kafa karışıklığı yarattı. Çünkü, 12 Eylül sonrasında vatandaşlık hakkını kaybeden ve 1992’de dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin tarafından hazırlanan yasayla hakları iade edilen 209 kişi içinde Güney de yer alıyordu. Bu durumda Yılmaz Güney, bugün Türk vatandaşı sayılmaz mıydı?

Reklam
Reklam

Fatoş Güney: Önemsemiyorum
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney, “Benim için zaten vatandaşlıktan çıkarılma olayı, sadece kâğıt üzerinde bir işlemdi. Hiçbir zaman önemsemedim. Şimdi de önemsemiyorum” dedi. Peki ama 1984’te ölen Güney, bu haktan yararlanmış mıydı, yararlanmamış mıydı?
Görüşüne başvurduğumuz İsmet Sezgin, 1992’deki ilgili yasayla Yılmaz Güney’in vatandaşlık haklarının iade edilmiş olduğunu belirtti: “Yılmaz Güney de bu yasa kapsamındaydı. Yasa çıktığında eğer sağ olsaydı ve Türkiye’ye gelseydi vatandaş olacaktı. Ama sağ olmadığı için yasadan yararlanamadı. Bu durumda eşi başvuruda bulanabilirdi ama bulunmadılar. Vârisleri de herhalde lüzum görmediler.”

Avukat Çetin: Ölümle kişiye bağlı hak sona erer
Sezgin’in sözünü ettiği yasaya göre herhangi bir başvuru olmaksızın kişinin vatandaşlık hakkının iade edilmesi gerekiyor. Yılmaz Güney’in buna rağmen Türk vatandaşı olamamasını ise avukat Fethiye Çetin şöyle açıklıyor: “Haksız bir kararla vatandaşlıkları kaybettirildiği için tekrar yasa çıkarıldığında herhangi bir başvuru olmaksızın, bu kişileri vatandaşlığa kabul etmek lazım.

Reklam
Reklam

Çünkü siz bir haksızlığı gideriyorsunuz. Ama tabii ki vatandaşlık gibi haklar kişiye sıkı sıkı bağlı haklardır. Kişi öldüğünde bu haklardan yararlanamaz. Ölümle birlikte kişiye bağlı haklar sona eriyor. Nüfusta artık düşmüş, haklardan yararlanacak bir kişi ortada yok. Ama ailesi başvurabilirdi.”

Anahtar Kelimeler: