Yılmaz Vural teknik direktörlüğü bıraktığını açıkladı

33 yıllık kariyerinde 28 takım çalıştıran ve en son Giresunspor macerası 3 hafta süren Yılmaz Vural, flaş bir kararla teknik direktörlüğü bıraktığını açıkladı.

33 yıllık teknik direktörlük yaşamının 28’inci takımı Giresunspor’u geçtiğimiz ay sadece üç maç çalıştıran ve yönetimle anlaşamayıp ayrılan Yılmaz Vural, “Tövbe, bundan sonra bu işi bıraktım. Zaten şu 32 yıl içinde 20 milyon liradan fazla param kulüplerde kaldı” diyor.

Hocam nereden çıktı bu Giresunspor teknik direktörlüğü?

Vallahi İsmet (Yılmaz Vural’ın Almanya’daki eşi) istedi. Bana, “Babam ölmeden önce senin hep Giresunspor’u çalıştırmanı isterdi. Hiç olmazsa şimdi bu isteğini yerine getir. Git Allah aşkına Yılmaz” deyince emir demiri kesti. Enteresandır, Giresun’un plakası 28, benim de gittiğim 28’inci takım. Gittik ve döndük anlayacağın.

Reklam
Reklam

Peki neyle karşılaştın gittiğinde?

Takım zaten yaşlı. Bir de kaleci Ahmet benim geleceğimi duyar duymaz hemen kulise başlamış. “Gelirse toplantı üstüne toplantı yapar. Bizi rahat bırakmaz. Futbol manyağıdır” diye.

Nasıl bir manzarayla karşılaştın?

Takımın çoğu sakat, hem de adale sakatlığı. Başka bir tehlike daha vardı... Ne yazık ki Türkiye’de kulüp başkanları başka bir düzende çalışıyor. Çoğu futbolcunun kucağına oturmuş. Başkana bundan bahsettim. Takımdan uzak durmasını, topçu ile daha mesafeli olmasını arzu ettim. Ama bu kolay olmayacaktı elbette. Nitekim olmadı da...

Üç maçta sıfır çektin hocam. Bunu nasıl açıklarsın?

Denizlispor maçından sonra yardımcım Mehmet’i çağırdım. Burada durmamızın bizim açımızdan hayırlı olmayacağını söyledim. Sonra eşyalarımı toplayıp İstanbul’a döndüm.

KALP KRİZİNDEN ZANK DİYE GİDECEĞİM

Soyadım Yılmaz ama artık yıldım, teknik adamlık hayatımı noktalamaya karar verdim. Ya kafayı yiyeceğim ya da kalp krizinden zank diye gideceğim. En iyisi başka bir işte uğraş veririm.

Reklam
Reklam

Futbolcu profesyonel değil. Başkan ve yöneticilerin hepsi değilse de çoğu yukarıda bahsettiğim sınıftan. Ben neyi düzelteceğim? Don Kişot gibi yeldeğirmenleriyle çok savaştım. Gücüm kalmadı. Almanya Futbol Akademisi’ni birincilikle bitirdim. Bu başarı bana doğrudan teknik direktör olma kapısını açtı. İlk deneyimime Türkiye’de başladım. Burada da noktalamak varmış.

(POSTA)