Yılmaz'dan Çiller'e cevap

ANKARA (İHA) - Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, DYP lideri Tansu Çiller'in hükümete yönelik eleştirilerine cevap vererek, "İyi pazarlık edilmemiş, bedeli çok yüksek bir adım da olsa Gümrük Birliği'nin sağlanmasına katkısı geçmiş olanların bugün Türkiye'nin daha önemli bir adımı atmasında aynı katkıyı esirgememeleri gerekir. Bunu pazarlık konusu yapmamaları gerekir" dedi.

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından yapılan 'Türk halkının Avrupa Birliği'ne üyeliğine bakışı' konulu kamuoyu araştırması sonuçları Sheraton Oteli'nde düzenlenen bir toplantıyla açıklandı. Toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Yılmaz, sadece araştırma sonuçlarını değerlendireceğini belirterek sözlerine başladı. Kamuoyu araştırmalarının politikaları belirleyemeyeceğini ifade eden Yılmaz, karar alıcıların politikalarını sadece kamuoyu araştırmalarının sonucuna göre oluşturmadığını söyledi. Yılmaz, "Eğer AB'nin karar alıcıları, Helsinki zirvesinden önce kendi kamuoyu araştırmaları doğrultusunda tavır alsalardı, Helsinki'de Türkiye'ye adaylık statüsü vermemeleri gerekirdi. AB'nin genişlemesi konusunda bu anlaşmaları onaylayacak olan ulusal parlamentolar, kendi ülkelerindeki araştırma sonuçlarına göre hareket ederlerse, hiçbir ülke için bu genişleme mümkün değil. Karar vericiler, bazen kamuoyu araştırma sonuçlarının tersine risk alarak bazı kararları alma durumunda kalabilirler. Türkiye'deki yöneticiler ve karar alıcılar için böyle riske girme gereği de yoktur. Çünkü, kamuoyumuz AB'yi desteklemektedir" diye konuştu. Halkın üçte ikisinin Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini kaydeden Yılmaz, tarihte bu kadar büyük desteğe sahip olan başka bir proje olmadığını bildirdi. Yılmaz, "AB, Türkiye'nin demokratik bir sistem içinde bugün veya yarın bir gün mutlaka gerçekleştireceği bir projedir. AB, demokrasinin, halkın iradesinin üstün olup olmadığını da gösterecek bir projedir" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

AB KARŞITI ÇEVRELERİ UYARDI Türkiye'nin AB hedefini 'batılılaşma hareketinin doruk noktası' olarak nitelendiren Yılmaz, Türkiye'nin AB'ye girmesi halinde Türk halkının evrensel standartlara kavuşacağını söyledi. Avrupa Birliği'ndeki ısrarlarının diğer bir nedenini 'Türkiye'deki yapısal bozuklukların giderilmesine' bağlayan Yılmaz, üyeliğin gerçekleşmesiyle birlikte etnik ve dinsel gerilimin de sona ereceğini ifade etti. Yılmaz, "Sivil otoritenin tartışmasız şekilde üstünlüğünün tescili için AB'nin gerekliliğine inanıyoruz. AB ile ilgili tartışmalarda, hepimizin dikkat etmesi gereken husus, son zamanlarda Türkiye'de adeta gizli bir el tarafından yönetilen AB karşıtı psikolojik bir hareket yürütülmektedir. Bu harekatın en önemli argümanı AB için atmamız gereken adımları, verilecek taviz şekilde yansıtmaktadırlar. Bunun böyle olmadığını topluma yansıtmalıyız. Kültürel haklar konusunda daha çok çalışmalıyız. Kültürel hakların taviz olmadığını, Türkiye'yi bölecek bir adım olmadığını, gecikmiş bir adım olduğunu anlatmamız gerekir. Türkiye'de Avrupa'da görmek istemeyen bazı eski politikacıların sık sık dile getirdiği görüşler, Türkiye'deki AB karşıtı lobi tarafından gerçek yorumlar olarak gösteriliyor. Türkiye'nin AB üyeliği yolunda engel oluşturan buna karşı çıkan çevrelerin hareketlerinden en fazla memnun olanlar Türkiye'yi Avrupa'da görmek istemeyen Avrupalılardır. Bizi Avrupa'ya almak istemeyen Avrupa'daki bağnaz çevrelere Türkiye'deki çevrelerin sağladığı destek sözkonusudur. Bu araştırmadan herkes ders çıkarmalıdır. Dün AB'ye karşı çıkan bazı politikacılar, bugün dünkü tutumlarından dolayı pişmanlık duyuyorlarsa bugün AB karşıtı çevreler aynı duruma düşmemek için meseleyi bir kez daha düşünmek durumundadır" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam