Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, “2019 yılsonunda yüzde 14,6 olarak gerçekleşeceğini, 2020 yılsonunda yüzde 8,2’ye 2021 yılsonunda yüzde 5,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını varsayıyoruz” dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, düzenlenen "Enflasyon Raporu 2019-II" bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, enflasyon tahminlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Çetinkaya, “Enflasyonu düşürmeye odaklı bir politika duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakın seyredeceğini öngörmekteyiz. Bu çerçevede enflasyonu 2019 yılsonunda yüzde 14,6 olarak gerçekleşeceğini, 2020 yılsonunda yüzde 8,2’ye 2021 yılsonunda yüzde 5,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını varsayıyoruz” dedi.
Enflasyon olasılıklarına değinen Çetinkaya, “Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2019 yılsonunda orta noktası yüzde 14,6 olmak üzere yüzde 12,1 ile yüzde 17,1 aralığında 2020 yılsonun orta noktası yüzde 8,2 olmak üzere yüzde 5,1 ile yüzde 11,3 aralığında gerçekleşeceğini öngörmekteyiz.
Hedeflenen patika ile uyumlu bir sıkı para politikası altında çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşme, çıktı açığındaki genişleme ve yönetilen yönlendirilen fiyat artışlarına ilişkin aşağı yönlü güncelleme yukarı yönlü etkileri telafi etti. Söz konusu etkilerin birbirini dengelemesi nedeniyle 2019 ve 2020 yılına ilişkin enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmedik. Bu doğrultuda Ocak enflasyon raporunda yüzde 14,6 olarak açıklanan 2019 yılsonu tüketici enflasyon tahmini mevcut rapor döneminde de korundu” şeklinde konuştu.
Gerekirse ilave sıkılaştırma yapılabileceği ifadesinin çıkarılması
Çetinkaya, son PPK karar metninde gerekirse ilave sıkılaştırma yapılabileceğine dair ifadenin çıkarılmasına ilişkin “Son PPK karar metninde gerekirse ilave sıkılaştırma yapılabileceğine dair ifadeyi çıkarıp enflasyonun hedeflenen patika ile uyumunu gözeten bir parasal duruş sergileyeceğimizi vurgulamıştık. İfadelerdeki bu değişiklik kısa vadeli bir yön sinyalinden ziyade yapısal bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Enflasyonun projeksiyonlarla uyumunu sürekli gözetecek şekilde parasal duruşun belirlendiği bir çerçeveyi esas alıyoruz” dedi.