BIST için dokuz aylık bilançoların yoğunlaşacağı bir haftaya giriyoruz. Devamlı tekrar ediyorum, benim için esas olan bilançolardır. Çünkü bilanço verileri gerçek gidişatı gösterir. FED tahvil alımı gibi suni likidite ise geçici yalancı baharlara neden olur. Dolaşıma çıkan bol para geçici süreler için kendisine en fazla getiriyi getirecek ülke ve alanı seçer. Ancak bu bol likiditenin sona ereceği anlaşıldığı zaman, bu takdirde geçici mola verdiği duraklardan aynı hızla kendi asıl ülkesine dönmeye kalkar. Bu durumda, gerçek bilanço ederleri nedeniyle değil de, sadece likidite fazlalığı nedeniyle yükselen ülke borsaları ve sektörel hisseler varsa, bu alanlar bu geri dönüşler esnasında geçicide olsa biraz hırpalanırlar.
Bu nedenle ''Kötü Veri Piyasalar İçin İyidir'' söylemini bırakmamız lazım! Ya da en azından ''ABD için kötü veri, geçici piyasa rehaveti yaratır'' şeklinde düzeltmemiz lazım diye düşünüyorum. Çünkü ABD dünyanın en büyük ekonomisidir. Dünya tüketiminin de en büyük pastası bu ülke tarafından gerçekleştirilir. Eğer ABD verileri kötü gelmeye devam ediyorsa, dünyanın ABD ekonomisinin bu durumuna rağmen çok iyi olma imkanı kolay kolay olamaz.
ABD ekonomisi için gelen kötü veriler nedeniyle, FED piyasaları canlandırmak için tahvil alımı yaparak piyasaya likidite sürüyor. Ancak bu likiditenin adresi tamamen üretim alanları olmayabiliyor. Ciddi bir kısmı da, üretimde yeterince canlanma görmediği için, diğer ülkelere yöneliyor. Avrupa bölgesi de benzer bir ekonomik-finansal durgunluk içinde olduğu için, daha canlı olan gelişmekte olan ülkelere yöneliyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin borsaları ve tahvilleri bu geçici likiditenin geçici duraklarından olabiliyor. Bu nedenle de suni balonlar oluşuyor.
İşte sorun burada, eğer FED tavhil alımını sürdürürse bu durum devam edeceği için iyi diye görülüyor. Ancak ben buna katılmıyorum. Benim için asıl iyi olan gelişmiş dünya ekonomilerinin düzelmesidir. Çünkü şuan taşıdığımız riskler, gelişmiş ABD ve Avrupa ekonomilerindeki durgunluk nedeniyle yaşanıyor. Bu büyük ekonomiler düzelmeye başladığı zaman, likidite kendisine yeniden ABD ve Avrupa ekonomilerinde yer arayacak. Geri dönüş esnasında da gelişmekte olan ülkelerden çıkacak sıcak para tabir edilen geçici fırsatçı likidite, bu geri çıkış esnasında ülkelerin kurlarının ve faiz düzeylerinin yükselmesine neden oluyor. İşte biz de BIST için sorunu bu noktada yaşıyoruz. Ya da yaşayacağız! Bu çıkışlar nedeniyle kur ve tahvil faizlerinde yükselişler yaşanırsa, bundan en çok yurt dışından sağladıkları sendikasyon kredileri nedeniyle bankalar olumsuz etkileniyor. Daha düşük faiz ve kur düzeyinden TL'ye çevirerek piyasaya verdikleri sendikasyonlar nedeniyle maliyetleri ve riskleri artıyor. Bu durum sonraki dönem bilanço karlarının azalmasına neden oluyor.
BIST'in yaşadığı sorun budur. Bankalar BIST'in hesaplanmasında çok büyük bir etkiye sahip oldukları için, banka hisseleri düşerse BIST de düşüyor. Ya da bankaların bu olumsuz etkisi geçene dek, yeterince yükseliş yaşayamıyor. Aslında diğer sektör hisselerinde ciddi yükselişler olabiliyor, ama bankaların negattif etkisi yüzünden diğer sektör yükselişleri yeterince farkedilemiyor.
FED'in tahvil alımını azaltmaya başlamasının asıl nedeni ABD ekonomisinin düzelmeye başlaması ise, aslına bakarsanız bu korkulduğu kadar kötü bir gelişme değildir. Hatta benim için çok da iyi bir gelişmedir. Çünkü ilk anda yukarıda izah etmeye çalıştığım etkileri nedeniyle borsalarda olumsuz yansıma yaratsa bile, sonrasında ABD ekonomisi büyüme ve büyüyen ekonomi de tüketmeye başlarsa, bu durum altı ay-bir sene içerisinde Avrupa ekonomilerine de yansımaya başlar. ABD ekonomisi sonrasında Avrupa ekonomileri de toparlanmaya başladığı takdirde, bizim gibi Avrupa ile çok ciddi ticareti olan ekonomiler için de olumlu bir süreç başlar.
Kısacası şuan yaşadığımız durum aslında kötü olanıdır. Kendimizi ABD ve Avrupa ucuz parası ile afyonluyoruz. Bu büyük ekonomiler tüketmediği için, bu likidite üretimden ziyade finansal araçlar üzerinden rant elde etme peşine düşüyor. Bu da geçici iyimserliklere neden oluyor. Bence geçici olumsuz etkilerinden çok korkmadan bir an önce ABD başta, Avrupa gibi gelişmiş ekonomilerin düzelmesini dilemeliyiz. Çünkü bu sağlanırsa, emin olun ilk andaki para çıkışlarından olumsuz etkilenecek olan borsalar, sonra yeniden pozitif bir sürece girecektir. Hem de bu kalıcı bir pozitif süreç olacaktır. Bu nedenle gelin artık şu iyiyi kötü, kötüyü iyi görme hatasından kurtulalım. Yorumlarımızı da ona göre yapalım. Lütfen piyasadaki yorumları bu izahını verdiğim çerçevede değerlendiriniz.
Gap'ler kapanıyor.
BIST ve bankalar için geçen hafta dikkat çektiğim gap'ler kapanıyor. Henüz kapanmamış olan BIST'in gap'i de bugün kapanır diye düşünüyorum. Hatta devamında Destek-Direnç Tablosunda verdiğim seviyelere kadar geri çekilme de sürebilir. Ancak bankaların baskısı nedeniyle oluşacak bu duruma rağmen, bilançoları iyi gelmeye devam edecek diğer sektör hisselerinde yine de yükselişlerin olabileceğini bilmek lazım. Bu nedenle haftaya olumsuz başlangıç yapılmasını bekliyorum. Ancak sonrasında bankalar da uygun alım seviyelerine inmiş olacakları için, alımların görülmesini bekliyorum.
Dış Haberler Önemli Olacak
Bu hafta Cuma günü ABD tarım dışı istihdam verisi açıklanacak. İyi gelmesi halinde yukarıda anlattığım nedenlerle borsalara kötü yansıması olabilir. Kötü gelmesi halinde ise, FED'in tahvil alımını azaltma süreci geriye kalacaktır diye iyi yansıyabilir.
Hafta içi Avrupa Merkez Bankası'nın faiz kararı açıklanacak. Faiz indirimi kararı çıkar mı bilemiyorum. Ama en azından bu düşük faiz sürecinin uzun süreceğinin altı bir kez daha çizilebilir.
Ekim Enflasyonu Açıklanacak
Enflasyondaki gidişatı göreceğiz. Ama önümüzdeki dönem bizim için daha etkili olacak olan gelişmenin, Türkiye'nin enflasyon datasından daha çok, ABD FED tahvil alım kararları olacaktır diye düşünüyorum.
Hepinize iyi bir hafta dilerim.
NOT: Yazı 08:58'de borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır.
Aydın Eroğlu
Stratejist