Bazı sindirim sistemi hastalıklarının tedavisinde yoğurdun ilaç olarak kullanılmasının gitgide öneminin arttığını belirten Prof. Dr. Kılıç, "Bugün yoğurdun dünyada tüketiminin çok hızlı artışında onun besleme değeri kadar sağlığı koruyucu ve hastalıkları iyileştirici özelliklerinin çok büyük rolü vardır. 1900'lü yılların başından itibaren yürütülen çalışmalarda verem dahil yirmiden fazla mikroba karşı etkili olduğu saptanmıştı. Bu mikropların yoğurt suyu içinde en çok 24 saatte öldükleri tespit edilmiştir. Yoğurt mayasındaki bakteriler, antibiyotiklerin vücutta oluşturduğu yan etkilere engel olur. Tedavi sırasında bağırsak florasını da düzeltir" diye konuştu.
Yoğurdun birçok hastalığa, bazı böbrek ve deri hastalıklarına karşı tedavi edici etki yaptığını açıklayan Prof. Dr. Kılıç, "Zaman zaman nedeni bilinmeyen zehirlenmelerin ve bunların yol açtığı sorunların önlenmesi, vücut direncinin arttırılması için her gün belirli miktarlarda yoğurt tüketilmesi yararlıdır. Yoğurdun, yaşlıların sağlığını düzene koyduğu gibi yaşlanmayı da geciktirdiği saptanmıştır. Bunun örnekleri günlük öğünlerinde yoğurda geniş yer veren Türkiye, Bulgaristan ve Kafkaslar'daki toplumlarda görülmektedir" şeklinde konuştu.
Yoğurdun içerdiği süt asidi sayesinde kalsiyum ve fosfor gibi minerallerin vücuda alınımını artıracağını ifade eden Prof. Dr. Kılıç, "Kalsiyum, kemik ve diş oluşumunu sağlar ve bunların sağlamlığını arttırır. Kadınlarda 30 yaşından itibaren ve özellikle de menopoz devresinde kemik erimesi, kemik yapısının bozulması gibi önemli rahatsızlıklar görülmektedir. Bu rahatsızlıkların engellenmesi için yaşamın her devresinde kalsiyum yeterli miktarda alınmalıdır. Yeterli miktarda kalsiyum alınmasının en kolay yolu yoğurt tüketmektir" ifadelerinde bulundu.