YÖK Başkanı Özcan: Dünyadaki değişiklikler, yükseköğretimde reforma zorluyor

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, tüm dünyada yükseköğretim sistemi ile ilgili ciddi değişiklikler olduğunu belirterek, “Biz de bu değişikliklerden uzak kalamayız. Çünkü onları reform yapmaya zorlayan faktörler, aynı şekilde bizi de reform yapmaya zorlamakta.” dedi. Özcan, yükseköğretimin halen 30 yıl önce kurulmuş bir sistemle idare edildiğine dikkat çekti.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Hacettepe Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Araştırma Görevlileri Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, dünyada yükseköğretim değişirken Türkiye’nin bu değişimlerden uzak kalarak, kapalı bir kutu gibi davranmasının mümkün olmadığını söyledi.
Yükseköğretimde çok iyi durumda olan Japonya’da son yıllarda rektörlerin mütevelli heyetleri tarafından seçildiğini kaydeden Özcan, yükseköğretimin başka alanlarında da çok ciddi reformlar olduğunu belirtti.
Özcan, “Yapısal bulduğumuz, değişmeyeceğini düşündüğümüz Almanya’da bile fevkalade değişiklikler var… Rusya’da özelikle yükseköğretime giriş sistemini bizimkine benzer bir şekilde organize etmek durumundalar. Bugünlerde öyle bir çalışma içindeler. Çin, yükseköğretimde çok hantal olan bürokrasisini hafifletmek için bugünlerde büyük çaba içinde. Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde yükseköğretim ile ilgili çok ciddi değişiklikler olmakta. Biz de bu değişikliklerden uzak kalamayız. Çünkü onları reform yapmaya zorlayan faktörler, aynı şekilde bizi de reform yapmaya zorlamakta.” diye konuştu.
Türkiye’de üniversite sayısının 103’ü devlet, 62’si vakıf olmak üzere 165’e ulaştığını dile getiren Özcan; 2003 ile 2011 arasındaki rakamları da karşılaştırmalı olarak sıraladı.
Özcan, şöyle devam etti:
“2003 yılında Türkiye’de 77 tane üniversite vardı. Bugün 88 tane ilave edilerek 165’e ulaştı. 2003 yılında 70 bin küsur öğretim elemanımız vardı. Bugünkü rakam 105 bindir. 2003 yılında bu ülkede 1,9 milyon öğrenci vardı. Bugün öğrenci sayımız 3.5 milyondur. 20 yıl önce 17 bin civarında yabancı öğrenci vardı, bu süre içerisinde U şeklinde bir trend izleyerek azaldı. 2000’li yıllarda neredeyse sıfır olacaktı. Ondan bu yana toparlanarak bugün 24 bin 500 sayısına ulaşmıştır. 2000’li yılların başında 8 bin civarında yayın varken, bugün 3 misli artarak 26 bin küsurlara gelmiştir. Ama siz hala 30 yıl önce kurduğunuz bir kanunla ve yükseköğretim sistemi ile idare edilmektesiniz. Bu ister istemez sorunlar yaratıyor.”

"SORUNLARIN FARKINDAYIZ, MEVCUT SİSTEMİN KÖKLÜ REFORMLARA İHTİYACI VAR"
Bu sorunların farkında olduklarını kaydeden Özcan, bugüne kadar nokta atış denilen çözümle uğraştıklarını söyledi.
Özcan, “Yani en fazla neresi aksıyorsa orayı düzeltelim, sistemi böylece reforme edelim görüşündeydik. Ancak bu nokta atışlarla çok bir olumlu sonuç alacağımızı söyleyemeyiz, zor olur. Şimdi Türkiye’de yeni bir siyasi hava, yeni bir ekonomik gelişmişlik… Daha güzel bir ivme yakaladı Türkiye son yıllarda. Yeni bir anayasanın yapılacağından bahsediliyor. Bu iyi bir fırsattır diye düşündük. YÖK’te uzun zamandır bölük pörçük yaptığımız çalışmaları daha sistematik hale getirelim diye bir komisyon kurduk.” şeklinde konuştu.
Komisyon çalışmalarının uzun süredir devam ettiğini kaydeden Özcan, “Oldukça iyi bir yere geldiğimizi düşünüyoruz. Sizlerin de katkısı ile bu yasa taslağı çok daha iyi bir şekil alacaktır.” dedi.
Araştırma görevlilerinin görüşlerine de ihtiyaç duyduklarını söyleyen Özcan, “Çünkü siz temel taşlardan birisiniz. Bugüne kadar belki bizim hatamızdır, sizinle çok organik bir ilişki içine giremedik. Ama bu demek değil ki sizin sorunlarınızı unuttuk.” diye konuştu.
Yüz yüze konuşmanın, fikir alışverişi yapmanın çok büyük önem taşıdığını belirten Özcan, “Onun için siz buradasınız. Yarın yardımcı doçentlerimiz ile aynı görüşmeyi yapacağız. Rektörlerle paydaşlarımız ile ayrıca görüşmeler yapıldı. Sizlerinki de onları tamamlar nitelikte olacak.” ifadelerini kullandı.
Özcan toplantıya girişi ve çıkışında gazetecilerin ÖSYM Başkanı Ali Demir ile ilgili sorularını ise görüşlerini daha önce açıkladığını, artık konuyla ilgili konuşmayacağını belirterek yanıtsız bıraktı.