YÖK dünyayı mı etkiledi?

AK Parti'nin 'Türkiye Bülteni' isimli dergisine konuşan Babacan, ekonomideki song gelişmeleri değerlendirdi. Babacan, dövizin inmesinin ya da çıkmasının asla kriz işareti olmadığını belirterek, "Ekonomimizde kötü sürprizlere yer yok. İç siyasi gelişmeler ekonomi üzerinde minimal etki yapıyor" mesajını verdi.

Türkiye'yi bazı kesimler ekonomiyi oldukça dar bir perspektiften yorumladığına işaret eden Bakan Babacan, zaman zaman yapılan bazı yorumların da ciddi bilgi eksiklikleri içerdiğini kaydetti. Ekonominin tüm parametreler dikkate alınarak yorumlanması gerektiğini ifade eden Babacan, "Küresel ekonomi sözkonusu. Ekonomiyle ilgili konuşurken tüm dünya ekonomilerini izliyorn olmanız gerekiyor. Bu tür yorumları yapanlar aynı zamanda ciddi bir kriz paranoyası içindeler" dedi. Babacan, Türkiye ekonomisinde 18 ayda çok büyük değişiklikler olduğunu, geçmişte Türkiye ekonomisi denildiğinde akla gelen kavramların bugün geçerliliğini yitirdiğini anlatan Babacan, kriz, yolsuzluk, kırılganlık, israf, belirsizlik gibi kavramların artık geride kaldığını dile getirdi. Bugün Türkiye ekonomisine güven, istikrar, kararlılık, tutarlılık, şeffaflık gibi kavramların hakim olduğunu belirten Bakan Babacan, kriz söyleminin artık unutulmasını istedi.

Reklam
Reklam

İç siyasi gelişmelerin yaşanan dalgalanmadaki etkisinin oldukça az olduğuna dikkati çeken Babacan, "Türkieye ekonomisi, Anayasa kitapçığı fırlatılınca dengelerin altüst olduğu dönemleri çok geride bırakmıştır. 18 aylık süreçte yaşadıklarmıza bir bakın Irak savaşı, İstanbul'daki terör olayları, İmar Bankası, seçimler, Kıbrıs. Türkiye ekonomisi bunları atlattı. İç siyasi tartışmalar ekonomi üzerinde minimal etki yapıyor. Çünkü programımız belli, kararlılığımız ortada. İstikrar ve güven ortamı sarsılmadan devam ediyor. Dolayısıyla kötü sürprizlere yer yok" mesajını verdi.

Son günlerde Amerikan Merkez Bankası'nın faizleri arttıracağını duyurması nedeniyle esen bir küresel rüzgar olduğunu vurgulayan Bakan Babacan, yükselen piyasa ekonomilerinin tamamında dalgalanmaların yaşandığını kaydetti. Dalgalanmaların yalnızca Türkiye'ye özgü olmadığını dile getiren Babacan, dalgalanmaların boyutuna bakıldığında tam bir paralellik görüldüğünü ifade etti. Dünya paralarının birbirleri karşısında değer kazanması ve petrol fiyatlarının artması karşısında Türkiye'nin bu dalgalanmadan etkilenmesinin çok doğal olduğunun altını çizen Babacan, Türkiye'nin içine kapalı bir ekonomi olmadığını ve dünyadaki gelişmelerden kendisini soyutlayamayacağını hatırlattı.

Reklam
Reklam

'DALGALANMA YÖK'TEN KAYNAKLANMIYOR' YÖK Yasası ile ilgili tartışmaların ekonomiyi etkileyip etkilemediği yönündeki bir soru üzerine Babacan, "Bu nasıl bir YÖK tartışmasıdır ki ta Brezilya'yı, Meksika'yı, hatta dünyanın en güçlü ekonomisi sayılan ABD'yi etkileyebiliyor? Onların piyasalarına bakın, aynı dönemde bire bir paralellik arzeden dalgalanmalar var. Türkiye bunları çoktan aştı. Türkiye ekonomisi artık çok sağlam bir yapıda ve kararlı bir yolda" karşılığını verdi. Babacan, muhalefetin bu yöndeki eleştirilerini de cevaplayarak, "Sanırım onlar da gerçeği gördü. Küresel dalgalanmanın iç siyaset malzemesi yapılmayacağını anladılar. Buradan onlara ekmek çıkmaz. Sokaktaki vatandaş özellikle dövizin iniş çıkışını çok yakından takip ediyor. Döviz çıktığı zaman kriz var gibi algılıyor. Ekonomik programımız serbest kur rejimi üzerine kurulu. Bundan taviz vermemiz, vazgeçmemiz mümkün değil. Kur iner, çıkar. Devlet buna müdahale etmez. Sokaktaki vatandaş da, işadamı da artık projeksiyonunu buna göre yapmak zorunda. Dövizin inmesi ya da çıkması asla kriz işareti değildir. Serbest kur rejiminde bu normaldir" değerlendirmesini yaptı.

Reklam
Reklam

AK Parti hükümetinin en önemli dayanağının karşılıklı güven olduğunu, hiçbir kabine üyesinde siyasi hırs ve koltuk sevdasının bulunmadığının altını çizen Babacan, "Hepimiz sokaktan geliyoruz, halkın içinden geliyoruz. Biz Türkiye'nin acılarını ta derinlerinde hissetmiş kişileriz. Yıllarca kötü yönetimin, beceriksizliğin faturasını ödedik. Bu siyasi gelenek tamamen tarihte kaldı. Eğer zam gerekiyorsa bunu yapıyoruz. Gizlemeden, saklamadan lafı döndürüp, dolaştırmadan açıklıyoruz. Seçim ekonomisi diye birşey var. Muslukları açacaksınız, disiplini bozacaksınız, bol keseden dağıtacaksınız, tedbirleri ed seçim sonrasına erteleyip seçimden sonra acısını çıkaracaksınız. Türkiye bunu çok yaşadı. Oysa 28 Mart seçimlerinin hemen öncesinde gerekli bazı zamlar vardı, yaptık. Seçim sonrasına da erteleyebilirdik ama dürüst bulmadık. Halkın bize özgüveni var, bunu sarsmamak için azami özen gösteriyoruz" dedi. Babacan, 2003 yılında tarihi başarılar ve rekorlar elde ettiklerini kaydederek, ekonominin yüzde 5.8 oranında büyüdüğünü, faizlerin yüzde 70'lerden yüzde 20'lere indiğini, ihracatta 48 milyar dolarla rekor kırıldığını, dış ticaret hacminin 10 milyar doları aştığını ve enflasyonda tarihi başarılar elde edildiğini hatırlattı. Babacan, artık yurtdışında Türkiye'ye bakışın da değiştiğine işaret ederek, yurtdışındaki Türk vatandaşlarının artık 'Türküm' demekten her zamankinden daha fazla gurur duyduğunu kaydetti. "Uluslararası sermaye Türkiye'yi keşfetti" diyen Bakan Babacan, Türkiye'nin genç, dinamik iş gücü, stratejik konumu, zenginlikleriyle merkez olacağını kaydetti.

Reklam
Reklam

Türkiye-IMF ilişkilerini de değerlendiren Bakan Babacan, Türkiye olarak IMF ile normal bir üye ülke gibi çalınde etti. Dünya paralarınınşmak istediklerini kaydetti. Stand-by anlaşmasının 2005 yılı başında sona erdiğini kaydeden Babacan, bu yılın ortasında oturup yeni dönemi konuşacaklarını açıkladı. Şu anda seçeneklerin üzerinde iki tarafın da çalıştığını hatırlatan Babacan, Türkiye'nin çıkarına uygun bir seçeneğin belirleneceğini ve yakında açıklanacağını belirtti. Babacan, Türkiye ekonomisinin çok sağlam temellere oturmaya başladığını ve kolay kolay sarsılmasının mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.