Üst Kurul, 4 bakanın istifa ettiği yolsuzluk gündemini haber yapan kanalların yayınlarının “Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” ve “Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez, yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz” maddelerinin ihlal edildiğine karar verdi. Uyarı cezası verilen kanallar arasında Samanyolu TV, Bugün TV, Kanal Türk, MTV, Cem TV, Sokak TV, Halk TV, Ulusal TV bulunuyor.
TARTIŞMALI GEÇTİ
Hürriyet'teki habere göre; karara, RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen Üyesi Ali Öztunç, Süleyman Demirkan, MHP kontenjanından seçilen Esat Çıplak ve BDP kontenjanından seçilen Ahmet Yıldırım’ın muhalif kaldığı öğrenildi. Tartışmalı geçen toplantıda muhalif üyeler, daha önce Balyoz ve Ergenekon haberlerinin yayınlarına ceza çıkmadığı, yolsuzluk konusunun da haber değeri bulunduğu, bu nedenle kanallara ceza verilmemesi gerektiğini savundular. Ancak RTÜK’ün Ak Parti kontenjanından seçilen üyelerinin oyları ile kanallara ceza verilmesi kabul edildi.
Konuyla ilgili Üye Esat Çıplak şunları söyledi:
UTANÇ VESİLESİ
“Haber değeri gözönünde bulundurmadan verilen bu cezalar, RTÜK için bir utanç vesilesidir. Dünyanın neresinde olursa olsun, rüşvet ve yolsuzluk olayları en önemli haberdir. Üstelik Türkiye’de iddia edilen ve zanlı olarak gösterilen kişiler bakan, bakan çocukları ve önemli bürokratlar ise bu birinci haberdir. Haberlerde bu konu işlenmeyecekse neler işlenebilir doğrusu anlayabilmiş değilim. RTÜK geçmişte Ergenekon, Balyoz gibi subayların casusluk davalarında, kaset operasyonlarındaki görüntüler, yapılan ev baskınları ve zanlılara ilişkin her türlü iddialar televizyonlarda suçlanarak, aşağılanarak verilmesine rağmen bugün gelinen nokta ibret vericidir.
ÖNYARGILI KARAR
Olayın savcıları ve hakimlerine yönelik yapılan suçlama, yargıya yönelik saldırılara ilişkin bir çok kanalda yapılan yayınların es geçilmesi de HSYK’ı benzetmek istedikleri RTÜK’ün iktidar kanadından seçilen ve tamamen önyargı ile alınan kararlar herkese gerçeği gösterir umarım. Gelinen bu noktada, gerçek de şudur. HSYK’nın RTÜK benzeri bir modele dönüştürme önerisi adaletin ölümü demektir. RTÜK’te adaletin (a)sı, vicdanın (v)si, merhametin (m)si, insafın (i)si, hakkın (h)si yok ki, sistem HSYK’ya uygulansın. Oy çokluğu ile seçilen RTÜK üyeleri gibi bir yapı, yargıyı tamamen siyasallaştırır. HSYK adalet sisteminin düzenleyicisi konumunda. Ekonomik bir piyasanın düzenlendiği RTÜK ile kıyaslama yapılması, doğrusu şaşkınlıkla izlediğim bir durum.”