Yorulan kalbinizin sesine kulak verin

İnsanlarda doğuştan bulunan sinus ritmi denilen dakikada 60 ile 100 arasında olan kalp ritminin çeşitli çevre etkileriyle bozulması sonucu meydana gelen ritim bozukluklarının, ihmal edilmesi halinde kalbe ciddi hasarlar verdiği bildirildi.

Acıbadem Bursa Hastanesi Başhekimi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek, kalpte çarpıntı hissinin birçok kişinin sıkça yaşadığı bir sıkıntı olmasına rağmen, strese, aşırı kahve ya da alkol dozunu biraz aşmaya bağlandığını belirterek, "Bu problem kalp hastalıkların habercisi olabiliyor. Üstelik tedavi edilmediğinde inmeye yol açma riski 5 kat artıyor. Sakın 'benim kalbim sağlamdır' diye düşünüp kalp sağlığınızı ihmal etmeyin. Kalp ritim bozuklukları en sık rastlanan kalp hastalıklarında biri. Sadece Amerika'da yılda 2 milyon insan bu şikayetle doktora başvuruyor. Türkiye'de de nüfusun 3'te 1'i bu hastalıktan muzdarip. Ve maalesef bu rakam sadece eldeki istatistik verilerden oluşuyor. Belki de bu riski taşıyan çok daha fazla kişi var. Ve siz de bu riskle beraber yaşıyor olabilirsiniz" dedi.

Reklam
Reklam

"KALBİN NASIL ÇALIŞTIĞINI BİLMEK GEREKİYOR"

Kalp ritim bozukluğunun ne olduğunu anlamak için öncelikle kalbin nasıl çalıştığını bilmek gerektiğini anlatan Prof. Dr. Sertaç Çiçek, "İnsan kalbi son derece kompleks yapıda ve içerisinde elektriksel bir yapı var. Bu sayede kalp atımları belli limitler içinde ve düzenli olarak gerçekleşiyor. Peki nasıl bozukluklar oluyor? Sinüs ritmi dakikada 60 ile 100 arasındadır ve önce atrium dediğimiz kulakçıkların kasılması, daha sonra kanın karıncıklara boşalmasını sağlayacak bir ritimdir. Kalp atımları düzensiz olur ise ortaya ritim bozuklukları çıkıyor ki bu ciddi bir problemdir. Farklı düzeylerde ritim bozuklukları vardır. Bunlardan en sık görüleni de insanlarda artriyal fibrilasyon dediğimiz kalp kulakçıklarının düzensiz atması nedeniyle ortaya çıkandır. Türkiye'de yaklaşık yüzde 3 oranında görülüyor ki bu ciddi bir rakamdır. Kalp ritim değişikliği teşhisi kondu. Bu durumda hiç vakit kaybetmeden tedavi yoluna gitmelisiniz. Çünkü kalp ritim bozukluğunun en önemli riski inme hastalığı. Kalp atımları düzensiz olduğu takdirde kalp içerisinde kan akımının normal boşalması sağlanamadığından kan akımında tıp dilinde 'staz' diye adlandırılan bir durağanlık oluşuyor. Bu da pıhtılaşmayı arttırıyor. Pıhtılaşma artınca da inme riski o oranda artıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

İNME RİSKİNE DİKKAT

Harvard Medical School'dan Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Sary Aranki, "Düzensiz atımlar veya durağanlık nedeniyle kalp içinden kalkan pıhtıların özellikle de sinir sistemi ve beyine gitmesi sonucunda inme denilen insan hayatını çok ciddi etkileyen tablolar ortaya çıktığına dikkat çekerek, "Bu hastalarda inme riski normal ritimli hastalara göre, özellikle de ileri yaşta yaklaşık 5 kat daha artıyor. Tedavi alternatifleri arasında en yaygın olarak ilaçla tedavi uygulanıyor. Ancak bazı hastalarda bu seçenek yeterli olmuyor. Bu durumda 'kardiyoversiyon' adı verilen elektrik şokuyla atımların normale çevrilebilmesi işlemi yapılıyor. Daha komplike vakalarda bozuk elektrik akımlarının düzeltilmesi gerekiyor. Bu durumda cerrahi tedavi tercih ediliyor. Artrial fibrasyon evdeki bozuk bir elektrik kablosu gibidir. Nasıl ki kabloda bir kısa devre olursa televizyonunuz çalışmaz. Bir elektrik kablosundaki sorun gibi kalbin de elektrik akımında sorun olduğunda kalp atımları düzensiz hale gelir. Cerrahi olarak kısa devreyi ortadan kaldırmak ve iletiyi normal hale sokarak düzenli atımlara kavuşmak mümkün olur. Bu sebeple ileri safhalarda cerrahi müdahale şart olmaktadır" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

(İHA)

Anahtar Kelimeler: