YSK gerekçeli karar: İstanbul seçimi iptalinin gerekçeleri ve muhaliflerin şerhi ne?

Yüksek Seçim Kurulu gerekçeli kararını açıkladı. YSK, 6 Mayıs'ta verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptalini hangi gerekçelere dayandırdı, muhalif üyeler hangi gerekçelerle karşı çıktı? Ayşe Sayın inceledi.

Yüksek Seçim Kurulu gerekçeli kararını açıkladı. YSK, 6 Mayıs'ta verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal kararının gerekçelerini ve muhalif üyelerin bu karara hangi gerekçelerle karşı çıktığını gösteren metni yayımladı.

YSK'nin 4 üyesinin muhalefet şerhiyle birlikte 250 sayfayı bulan gerekçeli kararında, seçimin iptali için "seçim sonuçlarına müessir (etkileyici)" olay ve hal olarak, "Sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olması zorunluluğuna uyulmaması" gösterildi.

Reklam
Reklam

YSK kararında ayrıca 108 sandıkta oy sayım cetvellerindeki usulsüzlük ve 706 kısıtlı/ölü/zihinsel özürlü seçmenin oy kullanmasını, tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirildiğinde, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldıran, seçim güvenliğini zedeleyici" unsurlar olarak nitelendirip iptale gerekçe yaptı.

Karara, YSK Başkanı Sadi Güven ile üyeler Cengiz Topaktaş, Kürşat Hamurcu ve Yunus Aykın muhalefet şerhi koydu.

Muhalif üyeler, sandık kurulu oluşumundan seçmenin sorumlu tutulamayacağına, söz konusu sandıkların başında AKP'li üyelerin de bulunduğuna dikkat çekerek bu durum ile sayım döküm cetvellerindeki usulsüzlük ve kısıtlı seçmen sayısının da seçim sonucunu değiştirmeyeceği için karara muhalif kaldıklarını bildirdiler.

YSK'nın gerekçeli kararında muhalefetin eleştirilerine de yanıt verilmesi dikkat çekti.

YSK'nın gerekçeli kararında dikkat çeken unsurlar ve muhalif üyelerin karşı çıkış gerekçeleri şöyle:

Reklam
Reklam

"Mustafakemalpaşa, İstanbul'a emsal olamaz"

YSK, muhalefet partilerinin iptal kararının hukuksuzluğuna gerekçe gösterdiği, İYİ Parti'nin Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesiyle ilgili kararıyla itirazı üzerine verdiği kararının çeliştiği eleştirisine de gerekçede yanıt verdi.

YSK, 20 Nisan tarihli Mustafakemalpaşa kararında, İYİ Parti'nin sandık kurullarının oluşumuyla ilgili yaptığı itirazı, "sandık kurullarının oluşuma itirazı, 2 Mart 2019'a kadar yapılabileceği gerekçesiyle reddetmişti.

YSK, İstanbul yönünden benzer bir yöntemin izlenmemesini, sandık kurullarının kamu görevlisi olması gereken başkan ve üyelerinin listesini isteyen siyasi partilere verilmemesi nedeniyle itiraz haklarını etkili bir şekilde kullanamamasına bağladı.

Kararda Mustafakemalpaşa'da yapılan itirazda belediyede görev yapan kamu görevlileri olduğu anlaşıldığı için tam kanunsuzluk başvurusunun reddedildiği ve İstanbul seçimleri için emsal gösterilemeyeceği vurgulandı.

24 Haziran'a "itiraz yoktu" gerekçesi

Gerekçeli karada dikkat çeken bir başka unsur 24 Haziran seçimlerinde de birçok yerde yine aynı sandık kurulu başkan ve üyelerinin görev yaptığına dönük itirazlara verilen yanıt oldu.

Reklam
Reklam

Muhalefet, o dönemde kamu görevlisi olmayanların genel seçimlerde görev aldıklarını belirterek, 24 Haziran seçimlerinin de iptal edilmesinin yolunun açılacağını savunuyordu.

YSK ise gerekçesinde, sandık kurullarında görev alacak kamu görevlilerine ilişkin yasa değişikliğinin yapıldığı 13 Mart 2018 tarihinden sonra iki seçim yapıldığını anımsatarak, " Bunlardan ilki 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimidir. Bu seçim sonucunda sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı belirlendiği yolunda bir itiraz intikal etmediğinden, Kurulumuzca bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır. Anılan kanun değişikliğinden sonra Türkiye'deki ikinci seçim ise 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler seçimidir. Sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı belirlenmesine ilişkin itirazlar da ilk kez bu seçimde Kurulumuzun önüne gelmiştir. Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulunun daha önceden bu konuda vermiş olduğu emsal oluşturacak bir içtihadı bulunmamaktadır" görüşüne yer verildi.

Seçim sonucuna "müessir" bulunan haller hangileri?

YSK'nın gerekçeli kararında seçimin iptal edilmesinin temel dayanağı olarak sandık kurul ve üyelerinin oluşumundaki usulsüzlük gösteriliyor.

Reklam
Reklam

Kararda, İstanbul ili genelinde büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin 31 bin 186 sandıkta yapıldığı anımsatılarak, bu sandıklarda bir başkan, bir kamu görevlisi asıl üye, bir de kamu görevlisi yedek üyenin belirlenmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.

Kurul kararında bu duruma göre İstanbul genelinde büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde toplam 93 bin 558 kamu görevlisine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.

Oysa İstanbul'da sandık kurullarında 220 bin kamu görevlisi bulunduğuna işaret edilen kararda, ilçe seçim kurullarının makul ve hukuki gerekçe göstermeksizin kamu görevliliği koşulunu uygulamadığı, bu durumun seçimin güvenilirliğini ortadan kaldırdığı vurgulandı.

Kararda 2 bin 333 sandıkta sandık kurulu üyeliklerinin belirlenmesinde, kamu görevlileri arasından belirlenmesi ilkesinin göz ardı edildiği, bu durumun bile tek başına seçim sonucuna müessir olay ve hal kapsamında değerlendirildiği vurgulandı.

Kararda ayrıca 754 sandıkta sandık kurulu başkanlarına yasal zorunluluğa uyulmaksızın kamu görevlisi olmayan kişiler arasından belirlenmesi seçim iptalinin en önemli gerekçesi olarak gösterildi.

Reklam
Reklam

Kararda 754 sandıkta oy kullanan seçmen sayısı 212 bin 276 olarak ifade edilerek, CHP ile AKP adayı arasındaki oy farkının 13 bin 276 olması nedeniyle 754 sandık kurulu başkanının yasaya aykırı şekilde belirlenmesinin de seçim sonucuna müessir olduğunun görüldüğü vurgulandı.

Maltepe ve Büyükçekmece neden reddedildi?

AKP, Büyükçekmece, MHP ise Maltepe il başkanlığı seçimlerine itiraz etmişti. YSK ise bu başvuruları reddetmişti.

Gerekçeli kararda, Büyükçekmece'de 5 sandığın kamu görevlisi olmayan kişilerden oluştuğu ve 1468 seçmenin oy kullandığı, CHP'nin ise seçimi 4 bin 133 oyla; Maltepe'de de 6 sandıkta, 1789 seçmenin oy kullandığı, seçimi CHP'nin 29 bin 404 oyla kazandığı, dolayısıyla bu durumun seçim sonucunu değiştirmeyeceği için başvuruların reddedildiği ifade edildi.

https://www.youtube.com/watch?v=sJO0RdVjk7Y&t=9s

Oy sayım sayım ve döküm cetvelleri sonucu nasıl etkiledi?

AKP; itiraz dilekçesinde, 5 bin 88 adet mühürsüz, 694 adet imzasız, 214 adet boş, 498 adet eksik, 919 adet rakam belirtilmemiş, 1135 adet sayısı eksik oy sayım döküm cetveli olduğunu iddiasına yer vermişti.

Reklam
Reklam

YSK, gerekçeli kararında, kısa kararında yer almayan "oy sayım ve dökümü" cetvellerine yapılan itirazın da seçim sonucuna "müessir olmamakla birlikte, seçim güvenliğini zedelediğine" hükmetti.

Kararda, İstanbul genelinde 18 sandıkta sayım döküm cetvelinin hiç bulunmadığı, 90 sandıkta sayım döküm cetvellerinde sandık kurulu imzalarının bulunmadığı ifade edildi.

Bu şekilde belirlenen toplam 108 sandıktaki oy kullanan seçmen sayısının 30 bin 281 olduğu kaydedilen gerekçede,

"İzah edilemeyecek şekilde büyükşehir belediye başkanlığı için sayım ve döküm cetvelinin düzenlenmediği 18 sandığın 16'sında, ilçe belediye başkanlığı ve ilçe belediye meclis üyeliği için sayım döküm cetvelinin düzenlendiği 90 sandığın 41'inde ilçe belediye başkanlığı için sayım ve döküm cetvelinin düzenlendiği, 90 sandığın 47'sinde ise ilçe belediye meclis üyeliği için sayım döküm cetvelinin düzenlendiği görülmektedir. Seçim sonucunun belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan sayım döküm cetvellerinin 108 sandıkta düzenlenmemiş olması, bu sandıklardaki seçim sonucunun güvenilirliğini ciddi biçimde zedelemektedir. Sayım döküm cetvellerindeki bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirilmiştir" ifadelerine yer verildi.

Reklam
Reklam

Kısıtlı ve ölü seçmenler adına oy kullanıldı mı?

AKP başvurusunda 2 bin 308 kısıtlı seçmen, bin 229 ölü, 10 bin 290 hem cezaevinde hem de başka seçmen listesinde kayıtlı seçmen, 5 bin 287 İstanbul seçmen listesinde kayıtlı hükümlü seçmen, 236 İstanbul'da yerleşim adresi cezaevi olan seçmen kaydı tespit edildiği, 21 bin 782 zihinsel engelli seçmenin de listelerde yer aldığı iddiasına yer vermişti.

YSK'nin gerekçeli kararında 377 adet kısıtlının oy kullandığı 6 sandıkta ölü kişilerin yerine oy kullanıldığı, 41 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin oy kullandığı, 58 ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 224 adet zihinsel engeli nedeniyle kısıtlı olan kişinin oy kullandığının belirlendiğini ve bu şekilde oy kullandığı tespit edilen toplam kişi sayısının 706 olduğuna yer verdi.

Kararda, "Tüm bu nedenlerle sonuca etkili sayıdaki sandıkta, sandık kurulu başkanlarının kanun hükümlerine aykırı olarak görevlendirilmesi ve kanuna aykırı şekilde oluşan sandık kurullarının yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesinin mümkün bulunmaması hususu ile bir bütün olarak değerlendirilen yukarıda izah edilen diğer kanuna aykırılık ve usulsüzlükler, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldıran ve seçim sonucuna müessir olay ve haller kapsamında görülmüş, bu nedenle seçimin iptali ve yenilenmesine karar verilmesi gerekmiştir" ifadelerine yer verildi.

Reklam
Reklam

Muhalif üyeler ne dedi?

Sadi Güven: AKP temsilcileri de vardı

Karara muhalefet şerhi koyan YSK Başkanı Sadi Güven, sandık kurullarının kanuna aykırı oluşturulmasının seçim iptal nedeni sayılmasına karşı çıkarak, 4 ayrı türde oy kullanılan aynı sandıkların 19'unda ilçe belediye başkanlığı ve belediye meclisi seçimine ait sayım döküm cetvelinin bulunduğu, tamamının sandık sonuç tutanaklarının olduğuna dikkat çekti.

AKP temsilcisinin de bu sandıklarda görev aldığının anlaşıldığına işaret eden Güven, 754 kişinin görev yaptığı sandıkların 750'sinde AKP'li üyelerin de olduğunu vurguladı.

Sandıkların tamamına yakınında AKP ile birlikte diğer partili üyelerin de görev yaptığını ve sandık sonuç tutanaklarını imzaladığına işaret eden Güven, şu görüşlere yer verdi:

"Önemli olan sandık sonuç tutanağının sandık kurulu başkan ve üyeleri tarafından imzalanmasını müteakip ilçe ve il birleştirme tutanaklarına ve dolayısıyla SEÇSİS sistemine doğru aktarılmasıdır. İmzasız 101 sayım döküm cetvelinin tamamında başkan ve memur üye ile birlikte Ak Parti ve üç sandık hariç CHP tüm sandıklara üye vermiş olup hatta Adalet ve Kalkınma Partisi 145, Cumhuriyet Halk Partisi 120 olmak üzere bazı sandıklarda 1'den fazla üye ile temsil edilmişlerdir.

"Ayrıca imzasız sayım döküm cetvelleri ile sandık sonuç tutanakları uyumlu olup seçim iptal nedeni olabilecek bir uyumsuzluk görülmemiştir. (...) Sandık sonuç tutanağındaki geçersiz oyların geçersizlik nedenlerinin yazılı olmayışı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine yönelik 39 İlçede geçersiz oylar yeniden sayıldığından iptal nedeni olarak görülmemiştir."

Güven, Büyükçekmece'de hayali bina oluşturularak, kamu binalarını, tır parklarını, boş arsaları mesken göstererek, usulsüz seçmen kaydı yapıldığı iddialarıyla ilgili savcılıklarca soruşturma başlatılmasına karşın, seçimin iptaline gerekçe gösterilmediğine dikkat çekti.

Güven, AKP'nin iddialarının aksine kısıtlı, hükümlü, ölü zihinsel engelli olanlardan oy kullanıldığı tespit edilenlerin sayısının sadece 706 olduğuna dikkat çekerek, bunun da seçim sonucuna etkili olmadığına vurgu yaptı.

Mustafakemalpaşa Kararı'nda sandık kurulu oluşumuna ilişkin itirazın ret gerekçesini anımsatan Güven, sandık kurullarının oluşumuna ilişkin usulsüzlüklerin "tam kanunsuzluk halini oluşturmayacağını" ifade etti.

Güven, "Sandık kurullarının kuruluşuna ilişkin işlemlerin kesinleşmesinden sonra bu kuruluşa karşı yapılacak itirazlar seçimden sonra o seçimlerin iptali için tek başına bir itiraz sebebi olarak ileri sürülemez. 298 sayılı Kanunun 21 ve 23. maddeleri gereği 5 kişisi siyasi parti temsilcisi olup 7 kişiden oluşan sandık kurulunda siyasi partili üyelerle birlikte görev yapan usulsüz atanmış sandık kurulu başkanının 31 Mart 2019 günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin maddi hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının yeniden sayılması karşısında tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin seçimin iptalini gerektirir tespit olmadığından sayın çoğunluğun seçimin iptali ile yenilenmesine ilişkin kararına katılınamamıştır" görüşüne yer verdi.

Cengiz Topaktaş: Seçmen iradesi yok sayıldı

Karara muhalefet şerhi koyan üyelerden Cengiz Topaktaş da sandık kurullarının usule göre belirlenmemiş olmasının mutlak ve başlı başına iptal nedeni olamayacağını ifade etti.

YSK'nın geçmişte sandık kurullarının usulsüz oluşumu ile ilgili verdiği karar örneklerine yer veren Topaktaş, "Yüksek Kurulumuzun en son verilen bu karara kadar sandık başkanı ve sandık kurulu üyesi ataması nedeniyle iptal ettiği bir seçim bulunmamaktadır" ifadesine yer verdi.

YSK'nın 16 Nisan 2017 referandumunda verdiği "mühürsüz oyların geçerli sayılması" kararını anımsatan Topaktaş, YSK'nın, "16 Nisan 2017 tarihli kararla ilgili verilen dilekçede de; sandık kurulundakilerin mühür vurmamalarının seçmenin kusuru olmadan gerçekleştiği, seçmenin iradesinin tam bir şekilde sandığa yansıması için söz konusu oy pusulalarının ve zarfların geçerli olması gerektiği" yönünde karar verdiğine dikkat çekti.

Seçmenlerin sandık kurullarının oluşumuna itiraz etmelerinin ve sandık kurulunun nasıl oluştuğunu bilmelerinin mümkün olmadığını belirten Topaktaş, şu görüşlere yer verdi:

"Yüksek Kurulumuz sandık kurullarınca mühürlenmeyen oy pusulalarının ve zarfların geçersiz olduğu kanunun açık hükmüne ve bu konudaki genelgesindeki düzenlemeye rağmen, daha seçim sonuçları ortaya çıkmadan, önüne bu konu ile ilgili somut bir dosya gelmeden, asıl olanın seçmen iradesi ve oy kullanma hakkı olduğunu ve hakkın özünün korunması gerektiğini belirterek mühürsüz oy pusulalarının ve mühürsüz zarfların geçerli sayılması gerektiğini söylemiş, şimdi ise sonuçlar birden fazla aşamadan geçerek ortaya çıktıktan sonra, üstelik kanuna uygun olmayan şekilde oluşturulan sandık kurullarının yaptığı işlemlerin yok sayılması gerektiğine dair kanuni bir düzenleme de bulunmamasına rağmen, oy sayım ve döküm işlemlerini yok sayarak, seçimin iptali ve yenilenmesi kararı ile seçmenlerin iradesini yok saymıştır.

"Çoğunluk görüşü olarak, sayım döküm cetvelleri ve tutanaklardaki usulsüzlüklerin de bir iptal sebebi olduğu belirtilerek gerekçeli karar oluşturulmuş ise de; yapılan müzakereler sırasında bu durum bir iptal sebebi olarak belirlenmemiş olup, bu nedenle de kısa karara seçimin iptal sebebi olarak sadece sandık kurullarının kurulmasındaki uulsüzlükler derç edilmiştir. İptal sebebi olarak belirlenmediği kısa karardan da anlaşılan bir konuda, karşı oy gerekçesi yazmaya gerek görülmemiştir. "

Kürşat Hamurcu: Hiçbir somut belge yok

Karara muhalif diğer üye Kürşat Haburcu, seçmenin sandık kurulu başkanı ve üyelerini denetleme görevi olmadığına işaret ederek, bu sorumluluğun seçimi yöneten iradede olduğuna dikkat çekti.

Hamurcu, " Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmaması seçmene yüklenecek bir kusur değildir. Bu nedenle, bu sandıklarda oy kullanan seçmenin oyunu geçersiz kabul ederek iradesinin yok sayılması, Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler ve seçim mevzuatı ile güvence altına alınan en temel yurttaşlık haklarından olan seçme hakkının özüne müdahale anlamı taşır" görüşüne yer verdi.

Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmadığı sandıklarda, sandık başı işlemlerine itiraz eden AKP dahil, hiçbir siyasi partili üyenin itiraz etmediğini belirten Hamurcu, kurulca tutulan tutanakların da hiçbir itiraz ileri sürülmeksizin birlikte imza altına alındığına işaret etti:

"Bu sandıklarda kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanının, seçmenin oyunu yönlendirdiği, değiştirdiği veya etkilediği yönünde aynı sandık kurulunda görevli olan beş siyasi partili sandık kurulu üyesinin herhangi bir şikayeti veya itirazı olmamıştır.

"Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmadığı sandıklarda, oy kullanan seçmenin oyunun, hangi neden ve gerekçeyle geçersiz sayılması gerektiğine ilişkin itiraz eden tarafından hiçbir somut kanıt ve belge sunulmamıştır. Seçim hukukuna egemen olan serbest, genel oy, eşit, tek dereceli, gizli oy, açık sayım ve döküm ilkelerinin hangisinin kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanı tarafından ihlal edildiği, hiçbir şekilde ortaya konulmamıştır. "

https://twitter.com/bbcturkce/status/1131267439696728064

Yunus Aykın: Kısa karar hüküm niteliğinde

Muhalif üye Yunus Aykın da muhalefet şerhinde yasa gereği itiraz gerekçesi belirtilmeyen ve delilleri gösterilmeyen itirazların incelenemeyeceğinin hükme bağlandığını, ispat yükümlülüğünün itiraz edene yüklendiğini vurguladı.

AKP'nin olağanüstü itiraz dilekçesi eki belgeleri arasında kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanları hakkında herhangi bir başvuruda bulunulmadığını belirten Aykın, " Kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanlarının oy verme günü yaptıkları işlemlerde ve aldıkları tedbirlerde 298 sayılı Kanuna ve Yüksek Seçim Kurulunca hazırlanan Genelgelere aykırı davrandıkları, şüpheli tutum ve davranış sergilediklerine ilişkin delil ve gerekçe gösterilmediğinden, kesinleşmiş sandık kurulu oluşumuna dayalı olarak yapılan itirazın reddi gerekmektedir" görüşüne yer verdi.

Aykın, AKP'nin kısıtlı, ölü, zihinsel engelli seçmen iddialarıyla ilgili yapılan inceleme sonucunda da seçim sonucuna müessir durum oluşmadığını ifade etti.

Aykın, gerekçeli kararın yazılmasından sonra bazı unsurları gördüğünü ve bunun üzerine yeniden görüş belirtmek durumunda kaldığını belirterek, şu görüşlere yer verdi:

"Kısa karar hüküm niteliğinde olup, gerekçeli kararın hükümle uyumlu olması gerekir. Gerekçeli karar, açıklanan hükmün gerekçelerinin gösterilmesinden ibaret olup, gerekçeli kararda hükmün dayandığı sebepten farklı sebeplere dayanılması, ilan edilen hükmün hem muhalif kalan üyeler hem de ilgililer tarafından denetlenmesini zorlaştırır.

"Hal böyle olmasına karşın, gerekçeli kararda, sayım döküm cetvellerine ilişkin eksiklikler ile kısıtlı seçmenlerin oy kullanması, ölü, tutuklu ve hükümlü seçmenlerin yerine oy kullanılması, seçimin sonucuna müessir olmamakla birlikte usulsüzlük olarak değerlendirilip, seçimin iptal edilmesine ilişkin gerekçeler arasında yer verildiği görülmekle, gerekçeli kararın yazılmasından sonra muttali olduğum bu hususlara ilişkin de görüş belirtmek gerekmiştir."