YSK'nın 2004 Iğdır seçimi kararı: CHP'nin Büyükçekmece için emsal gösterdiği kararda ne var?

AKP'nin Büyükçekmece'de seçimin iptal edilmesiyle talebiyle ilgili belirsizlik sürüyor. YSK kararı erteledi. CHP ise 2004'te Iğdır seçimleriyle ilgili alınan kararın emsal teşkil etmesi nedeniyle Büyükçekmece başvurusunun reddedilmesi gerektiğini savunuyor. Peki, YSK'nın seçimden 10 yıl sonra aldığı Iğdır kararının detayları neler?

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) Büyükçekmece'deki seçmen kütükleriyle ilgili itirazını ileri bir tarihte görüşmek üzere erteledi.

YSK bu kararı, Büyükçekmece ile ilgili alacağı kararın İstanbul'un Maltepe ilçesinde devam etmekte olan oy sayımını etkileyeceği gerekçesiyle aldı. AKP, Salı günü "tam kanunsuzluk" gerekçesiyle Büyükçekmece seçimlerinin iptal edilerek yenilenmesi talebiyle YSK'ya başvurmuştu.

AKP, Büyükçekmece'de "usulsüz seçmen kayıtları" olduğunu ve bunların seçim sonuçlarını etkileyecek derecede olduğunu öne sürüyor. AKP'nin YSK'dan önce başvurduğu İl Seçim Kurulu, iptal başvurusunu reddetmişti.

Reklam
Reklam

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise 31 Ocak 2019 tarihinde seçmen listelerinin kesinleştiğini belirterek, iptal talebinin reddedilmesi gerektiğini savunuyor. CHP Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, yaptığı açıklamada YSK'nın 2004 yerel seçimlerinde Iğdır'la ilgili 2014 yılında vermiş olduğu kararı hatırlatarak, kesinleşmiş seçmen kütüklerindeki usulsüzlük iddialarına dayanarak mazbatanın veya seçimin iptalinin istenemeyeceğini söyledi.

Iğdır'da ne yaşandı?

2004 yılında yapılan yerel seçimlerde Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin (SHP) belediye başkan adayı Hasan Alagöz, yarışı 1444 oy farkla kaybetti.

Alagöz, ilçe ve il seçim kurullarına yaptığı itirazda, "Iğdır'da ikmaet etmeyen bir kısım seçmenin hileli yollarla seçmen olarak kütüklere yazdırılıp oy kullandırıldığını, belli bölge seçmen kütüklerinde taşıma seçmenlerin kayıt ettirildiğini ve bu seçmenlerin kullandıkları oyların seçim sonuçlarını etkilediğini" öne sürdü.

İtiraz dilekçesinde, "seçmen kütüklerine hileli yollarla kaydedilen" seçmenlerin kullandıkları oylar nedeniyle seçim sonuçlarının "seçmenin gerçek iradesini yansıtmadığı" gerekçesiyle seçimin iptali talep edildi.

Reklam
Reklam

Bu itiraz ve iptal talebi hem ilçe hem de il seçim kurulu tarafından reddedildi.

Iğdır İl Seçim Kurulu, ret gerekçesi olarak 2004/6 sayılı kararında, YSK'nın seçim öncesi seçmen listelerini askıya çıkardığı, gelen itirazlara göre listeleri kesinleştirdiği ve 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 122'nci maddesinde sandık seçmen listelerine yapılan itirazların "kurul başkanınca kesin karara" bağlanacağı hükmünü gösterdi.

Kararda, "Bu nedenlerle itiraza konu Iğdır Merkez ilçe sandık seçmen listelerinin itiraz üzerine yeniden ele alınması ve incelenmesi mümkün değildir. Kesinleşmiş seçmen kütüklerindeki yolsuzluklara ve 298 sayılı yasanın 130'uncu maddesine dayanılarak seçimin iptali istenemez" denildi.

Kanunun 130'uncu maddesi "il seçim kurulu ve başkanlarının şikayet üzerine verecekleri kararlarla, sair kararlarına ve tutanaklara itiraz ve olağanüstü itiraz" koşullarını düzenliyor.

İddialarla ilgili ne yapıldı?

Hasan Alagöz, "sahte seçmen" iddialarını seçim kurullarının dışında savcılığa da taşıyarak, suç duyurusunda bulundu.

Reklam
Reklam

Savcılık, suç duyurusunun ardından soruşturma başlattı.

Üç ay süren soruşturmada, Iğdır genelinde 3 bin 600'den fazla sahte seçmen olduğu tespit edildi ve bununla ilgili yedi muhtar gözaltına alındı.

Gözaltına alınan muhtarlar yargılanarak, hapis cezasına çarptırıldı

YSK, Iğdır'la ilgili ne karar verdi?

Alagöz, İl Seçim Kurulu'nun da başvurusunu reddetmesinin ardından konuyu YSK'ya götürdü.

YSK ise konuyla ilgili 3119 sayılı kararını 2014 yılında açıkladı. YSK oybirliğiyle aldığı kararda, seçmen kütüklerinin kesinleşmiş olması ve yine 122'nci madde uyarınca kurul başkanlarının kararının kesin olması gerekçeleriyle başvuruyu reddetti.

Kararda, "Bu bakımdan, itiraza konu olan sandık seçmen listelerinin itiraz üzerine yeniden alınması ve incelenmesi mümkün değildir. Kesinleşmiş seçmen kütüklerindeki yolsuzluklara ve 298 sayılı kanunun 130'uncu maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendindeki hükme dayanılarak mazbatanın veya seçimin iptali istenemez" denildi.

YSK'nın kararında belirttiği yasa hükmünde, "Seçilme yeterliğine; veya kendilerine tutanak verilenlerin, seçilmediğine veya seçimin sonucuna tesir edecek olaylara karşı, seçilenlere verilecek tutanağın düzenlenmesinden sonraki üçüncü gün saat 17.00'ye kadar itiraz edilebileceği hükmü yer alıyor.

Reklam
Reklam

Kararda ayrıca, Alagöz'ün itirazsının "kişisel haklarla" ilgili olduğunu ve bu nedenle de "tam kanunsuzluk hallerinden birini" oluşturmadığı da vurgulandı.