“YSK’ya yapılanlar, saldırıdır”

Yargıtay eski Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararı üzerine Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan eleştirilere ateş püskürdü.

Selçuk, YSK’ya yapılanları saldırı olarak nitelerken, “YSK doğru karar vermiştir. Hukuk dışı diyenler hukuk dışıdır. Yazılı hukuku beğenmiyorsanız meclise girer değiştirirsiniz” dedi.

Selçuk TV8’de katıldığı bir programda YSK’nın Hatip Dicle’nin milletvekilliğine ilişkin kararına yönelik tartışmalara sert çıktı. YSK’nın kararını neden seçimden önce söylemediğine ilişkin eleştirilere yanıt veren Selçuk, “YSK’nın önceden söyleme gibi bir görevi yok. Eline gelen belgelere göre karar veren bir organdır. İki gündür izliyorum. Sorumlu mevkidekiler olanlar bile öyle açıklamalar yapıyorlar ki. Bu açıklamalar YSK’ya bir saldırıdır. Yanlış yapılabileceği düşünüleceği için yolları vardır. En az yanlış yapma hakları olmasına rağmen onlarda hata yapabilirler. YSK’nın kararını eleştirmeniz için kararı okuyup, yorumlarınızı yapıp öyle söyleyeceksiniz” dedi. Yapılan eleştirileri YSK’ya saldırı olarak değerlendiren Prof. Dr. Selçuk şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

“Tek tek incelense öyle konuşulsa saldırı demezdim, eleştiri derdim. Sağduyu çizgisini aşarak, afaki cümlelerle saldırıda bulunacaksınız olmaz. ‘Hukuk dışı, ahlak dışı ve vicdana aykırı karar vermiştir’ diyorlar. Yanlış diyorlar. Anayasanın 76. maddesi ne diyor bakalım: Terör eylemlerine katılmaktan dolayı içerdeyseniz bir yılı aşmasa bile milletvekili ehliyetini yititrirsiniz ve milletekilliğiniz düşer. Madde bu iken siz nasıl olurda YSK’nın kararını eleştirirsiniz. Tersine karar verseydi hesap sorardınız. YSK doğru karar vermiştir. Hukuk dışı diyenler hukuk dışıdır. Yazılı hukuku beğenmiyorsanız meclise girer değiştirirsiniz. YSK geç karar veriri suç olur, erken karar verir suç olur. Yargıtaya kimse karışmaz, karışmamalıdır. Öncelik tanıyamaz, eğer öyle bakarsa Yargıtay siyaset yapmış olur. Bende eski yargıçım. Beni ilgilendirmez. Beni hukuk ilgilendirir. Benim davam hukuku doğru uygulamaktur. Siyasi sonuçları var bu durumun, vicdanımı rahatsız ediyor; ama anayasanın 76. maddesini insanları rencide etmeyecek şekilde düzenlersiniz o zaman. Burada cezanın çekilip çekilmemesi değil hükümlülük kararı önemlidir. Ceza yatmaya bilirsiniz; ama hüküm kesinleştiği anda milletvekili olamazsınız. Yapılacak şey anayasayı yeniden düzenlemekten ibarettir, kıyamet kopmasına gerek yok.”

Reklam
Reklam

-“BEN YARGIÇ OLSAM TUTUKLU VEKİLLERİ BIRAKIRDIM”-

Selçuk tutukluluk hali devam eden milletvekilleri konusunda takdir yetkisinin yargıçlarda olduğunu da hatırlatarak yargının önüne herkesin gelmekle yükümlü olduğunu ama milletvekillerinin dokunulmazlığı gibi istisnaların olduğunu söyledi. 14. Madde’de belli suçlardan dolayı milletvekili seçilmeden önce soruşturma başlamış ise dokunulmazlıktan yararlanılmayacağına ilişkin hükmü de anımsatan Selçuk, “Yargıç tutuklamanın nasıl olacağını bilir. Delil karartma, delillerin yok edilmesi ortada yoksa o kişi ne kadar ağır suç işlerse işlesin bırakılabilir. Takdir yargıcındır. Milletvekili seçilmiş, sorumluluklarını bilen bir insan gibi unsurları değerlendirerek yargıç değerlendirebilir ve bırakabilir. Ben yargıç olsam bırakırdım. Neden? Çünkü bir kısmı 3 yıla yakındır içerdeler. Öbür olasılıkların olacağını da zannetmiyorum takdir yetkinizi insan hak ve özgürlüğünden, onurdan yana kullanabilirsiniz; ama çıkarmazsa da suçlayamazsınız. Takdirin yetkisini kullanıyor demektir. Yargıçların ülkeyi kurtarmak gibi bir davası yok. Hukuku doğru kullanmaktır görevi. Kişi hüküm giymediği sürece suç ne kadar ağır olursa olsun tutuklamak şart değil” dedi.

Reklam
Reklam

Sami Selçuk, “YSK’nın kararı ve BDP memleketi karıştırdı mı” yönündeki bir soruyu ise, “Karıştıran o yazılı hukuktur. YSK ne yapsın? Doğru dürüst düzenlensin o zaman yasaları. İşinize geldiğinde ses çıkarmıyorsunuz. 76. maddeyi tekrar gözden geçirsinler. Onları yeniden kaleme almak gerekir. Hiçkimse yasaların dışına çıkamaz. Hukukun üstünlüğünü savunuyorsak uymak zorundasınız” sözleriyle yanıtladı.

-“ÖFKE İLE KARAR VERMESİNLER”-

Selahattin Demirtaş’ın bir röportajındaki “Biz 6 eksikle meclise gitmeyiz, Başbakan nasıl kurtarıldıysa Hatip Dicle’de kurtarılabilir” açıklamalarını da değerlendiren Selçuk şunları söyledi:

“Doğru söylemiş. Gelip düzenlesinler o zaman. Hakimler Anayasa ve yasalara göre hukuka uygun vicdani kanıya göre karar verir. 70 bin oy için ben de üzgünüm ama bu anayasayı değiştirmeye yetmiyor. Madde Hatip Dicle’den, BDP’lilerden gizlenmedi. Sağduyu ile hareket etsinler. Hatayı tespit etsinler. Kaynağını bulup düzeltme yoluna gitsinler. And içmediği takdirde milletvekili olamazlar. Mazbatayı aldığı andan itibaren dokunulmazlığı alır; ama milletvekilliği yapamaz. Yanılmıyorsam Osman Bölükbaşı cezaevinde and içmişti. Bir formül bulunur ve yapılır. Meclise girmezlerse yasamaya katılamazlar. Göreve başlamaları için and içmeleri lazım, çekilmelerini tavsiye etmem. Öfke ile karar vermesinler.”(ANKA)

Reklam
Reklam