ANKARA (İHA) - İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, 06 Haziran 2001 tarihinden bu yana yürütmekte olduğu İçişleri Bakanlığı görevinden, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce alınmış olan erken seçim kararı gereği, Anayasa'nın 114. maddesi uyarınca 5 gün içinde ayrılacağını söyledi.
Yücelen, düzenlediği basın toplantısında görev yaptığı süreci değerlendirdi. İçişleri Bakanlığı gibi görev ve sorumlulukları devlet işleyişinin ve toplumsal yaşamın hemen her alanını kapsayan bir kurumun başında görev yapmış olmaktan büyük bir onur ve gurur duyduğumu ifade eden Yücelen, "Siyaset hayatına başladığımdan bugüne kadar, gerek parti yönetiminde ve gerekse bakan olarak görev aldığım dönemlerde, aziz milletimize hizmeti her zaman kutsal bir görev bildik.
Ondan aldığımız emaneti daima en doğru ve en iyi şekilde kullanmaya çalışarak, toplumu daha ileriye götürecek, bireyleri daha mutlu ve müreffeh kılacak yolları bulmaya çalıştık" dedi.
Teoriyi pratiğe taşıyan ve aksiyona dönüştüren bir anlayışın öncülüğünü yapmaya çalıştıklarını kaydeden Yücelen, "Çağdaşlaşma rüzgarını arkamıza alarak, dümeni iyi ve sağlam tutan bir gidişle Avrupa Birliği'nden geçen ufuklara yol almamızda, geçerli rotalar belirlemenin gayreti içinde olduk" diye konuştu.
Bugünden yarına değişmez görünen, modernleşmenin ve gelişmenin önündeki tabuları bir daha dönüşü olmayacak şekilde kırmaya çalıştıklarını ifade eden Yücelen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gücümüzü hep vatan, millet ve insan sevgisinden, anayasamız ve kanunlarımızdan aldık. İçişleri Bakanlığı'nda da 14 aylık görev sürem boyunca, kararlı, cesur ve hızlı bir çalışma temposu ile ve çalışma arkadaşlarımla bir ekip ruhu içerisinde, yürütülen hizmet ve faaliyetleri, her geçen gün daha ileri bir seviyeye ulaştırmanın gayreti içerisinde olduk. Hizmetinde bulunduğumuz kadirşinas milletimizin refah, huzur ve güven içinde yaşaması için çalıştık. Demokrasimizi geliştirme ve kişi hak ve hürriyetlerini daha da kökleştirme yolundaki çabalarımızı büyük bir kararlılıkla sürdürdük. Herkesin temel hak ve hürriyetlerden son noktasına kadar yararlanması ülküsü, politikalarımızın zeminini oluşturmuştur. Devlet hizmetlerinde ve yaşamın her alanında adalet duygusunun mutlaka egemen olmasına büyük önem ve öncelik verdik".
Hukuk kurallarını ayırım gözetmeksizin, herkese eşit olarak uyguladıklarını belirten Yücelen," Aksine bir hareketi asla tasvip etmedik. Özgürlüklerin suistimalinden doğacak mahzurların ortadan kaldırılmasının da, yine hep özgür ortamın devamıyla sağlanabileceğine inandık. Bizim için vatandaşımıza güven daima esas, şüphe istisna olmuştur. Kimsenin kimseden şüphelenmediği, herkesin her türlü korkudan uzak ve güven içinde yaşadığı bir ortamı tesis etmeye çalıştık. Göreve geldiğim sırada kamuoyunun gündeminde olan ve herkesi rahatsız eden telefonların izinsiz dinlendiği iddiaları üzerinde hassasiyetle durduk. Bu konuda üç polis başmüfettişinden oluşturulan bir denetim ekibi ile ani ve habersiz denetimler sürdürülmüş, böylece vatandaşlarımızın !suçlu dahi olsa- kendilerini hukukun güvencesi altında hissetmeleri sağlanmıştır" şeklinde konuştu.
İçişleri Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatları ile bağlı kuruluşlarında standart davranış modelleri ile standart uygulama süreçlerinin hakim olduğu, etkili, verimli ve her boyutuyla vatandaşın memnuniyetini esas alan bir hizmet anlayışının kurumsallaşmasına gayret ettiklerini ifade eden Yücelen, "Her hizmet alanına kapasite kazandırılmasının ve yeni kapasite hedefleri oluşturulmasının ısrarlı takipçisi olduk.
Yerel ve mülki idareleri güçlendirerek taşrada hizmet ve yaşam kalitesinin artmasına çalıştık. Mahalli idarelerimizi demokrasimizin teminatı ve okulu olarak gördük.
Mahalli idareler üzerindeki vesayet yetkilerimizi, mahalli özerklik ilkesini zedelemeden kullanmanın hassasiyeti içinde olduk. Yetkiyi ve kaynağı vatandaşımıza mümkün olan en yakın yerde kullanmaya giden yolu açmaya çalıştık. Sosyal hizmetleri ve yönetimin kalitesini sürekli geliştirmeyi hedefledik. Bilgilenme imkanlarını artırmaya, şefaflığa, katılımcılığa hep önem verdik. Bu doğrultuda gerekli altyapının hazırlanması için önemli çalışmalar yaptık. Valilerimizin bilgi ve deneyimlerinden faydalanmak üzere 'Merkez Valiler Konseyi'ni oluşturduk" dedi.
38 yıl aradan sonra ve yaklaşık 6 aylık bir ön hazırlık ve komisyon çalışmaları yaparak 'Mülki İdare Şurası'nı topladıklarının altını çizen Yücelen şunları söyledi:
"Bu şurada mülki idare amirleri, akademisyenler ve diğer bakanlık temsilcileri 21. Yüzyılda yönetim yapımızın sorunları ve çözüm önerilerini tartışmışlardır.
Kısaca belirttiğimiz altyapı üzerine inşa ettiğimiz 'İyi yönetim anlayışı'nın yerleştirilmesi için önemli bir adım da geçtiğimiz nisan ayında kamuoyuna duyurduğumuz 'Bürokratik kültürden vatandaş odaklı kamu hizmeti anlayışına geçilmesi programı'dır. Bu çerçevede mayıs ayında bir genelge yayınladık ve bu programın pratik açılımlarını gösterdik. Pilot bölge olarak seçtiğimiz Polatlı İlçemizde bu konuda örnek çalışmalar yapılmıştır ve birçok il ve ilçemizde de vali ve kaymakamlarımız büyük bir gayretle bu yönde çaba sarfetmektedirler. Yine malumunuz olduğu üzere hazırladığımız mahalli idareler kanun tasarısı TBMM İçişleri Komisyonunda kabul edilmiş ve plan ve bütçe komisyonuna gelmiştir.
Tasarıyla, mahalli idarelerimizin görev, yetki ve sorumlulukları yeniden düzenlenmiş, gelirlerinde artışlar sağlanmıştır. Mahalli idarelerimizin etkin kamu hizmeti üretme, açık, katılımcı ve demokratik devlet yapısını geliştirme amacına doğrudan katkıda bulunacak projelerimizden bir diğeri ise 'Yerel Bilgi Projesi'dir. Bu sisteme Anadolu`nun dört bir köşesinden 5500 ayrı birim doğrudan bağlanmakta ve yerel yönetimlerle ilgili kurumsal bilgiler ve bunlar tarafından yürütülen hizmetlere ilişkin temel veriler internet teknolojisi kullanılarak derlenmektedir. Elde edilen veriler tüm kamu kurum ve kuruluşlarına ve vatandaşlarımıza yeni olanaklar açacaktır.
Belediyelerimizin performans yönetimi ve denetiminin geliştirilmesine yönelik bir diğer projemiz de dünya bankası ile işbirliği içinde yürütülmektedir. Teftiş sistemimizi reorganize ettik ve hukukiliğin yanında performans denetimini kapsayan bir teftiş rejimi getirdik. Bakanlık görevine geldikten sonra, kamuoyunda kısaca MERNİS olarak bilinen Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi projesinin bir an önce tamamlanması için adeta seferberlik ilan ettik. Proje kapsamında nüfus idarelerinin iletişim alt yapısının kurulması ve on-line uygulaması 13 Aralık 2001 tarihinde ihale edilmiştir. 25 Aralık 2001 tarihinde yüklenici firma ile sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme çerçevesinde çalışmanın 52 hafta içerisinde tamamlanması öngörülmüştür.
Bugün itibariyle, 419 ilçe nüfus müdürlüğünde on-line uygulaması başlatılmıştır. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki, bu proje bu yıl sonuna kadar bitirilmiş olacaktır. Proje, Türkiye'de Avrupa Birliği yolunda 'Elektronik Devlet' olgusunun geliştirilmesine en büyük katkıyı yapacak olan projedir".