Şekerin kullanımının zararları konusunda bilinçlenen vatandaşlar alternatif şeker kaynaklarına yöneliyor. Az kalorili şeker kaynağı denildiğinde akla gelen akçaağaç şurubu faydalarıyla duyanları şaşırtıyor. Akçaağaç şurubu baldan daha yüksek mineral ve antioksidan konsantrasyonuna sahip. İçeriğinde 24 farklı antioksidan bulunduğunu belirten Prof. Dr. Vedat Göral, "Akçaağaç şurubu bala göre biraz daha sağlıklı bir seçim. Glisemik indeksi düşüktür, inflamatuar hastalıklarla savaşır, kanseri engelleyici özelliklere sahiptir, cilt sağlığını korur, hazım ve sindirim için faydalı" diyerek önemli bilgiler paylaştı.
"Saf akçaağaç şurubu sadece antioksidanlar açısından yüksek olmakla kalmaz. Aynı zamanda riboflavin, çinko, magnezyum, kalsiyum ve potasyum gibi besinlerde içerir" diyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, "Akçaağaç şurubu özel bir ağacın gövdesine, bir kesik atılarak ya da musluk bağlanarak özsuyunun biriktirilmesiyle elde edilir. Sonra da kaynatılarak kıvamına gelir ve hazırlanır. Dünyadaki akçaağaç şurubunun neredeyse tamamı, Kanada ve ABD'de üretiliyor. Akçaağaç şurubu şekerden daha düşük bir glisemik indekse sahiptir, bu nedenle kan şekerinizi o kadar çabuk yükseltmez. Akçaağaç şurubu, hücrelerimizin oksidatif stresle savaşmasına ve hastalığa karşı korunmasına yardımcı olan maddeler olan antioksidanlara sahip olmasıyla da bilinir” diye konuştu.
Akçaağaç şurubundaki en önemli şekerin sükroz olduğunu ifade eden Prof. Dr. Göral, "Hem bal hem de akçaağaç şurubu koruyucu antioksidan aktivite sunar. Tat konusunda bal daha çiçeksi, akçaağaç şurubu daha odunsudur ama akçaağaç şurubu biraz daha sağlıklı bir seçim olma eğilimindedir. Akçaağaç şurubu lif içermeyen bir şekerdir, bu da çok fazla yemenin kan şekerinizde ve insülinde dalgalanmalara neden olacağı anlamına gelir. Fazla tüketilirse potansiyel kilo alımına ve diğer olumsuz sağlık etkilerine yol açabilir. Özellikle diyabetli kişiler, akçaağaç şurubundaki şekerden olumsuz etkiler yaşayabilir. 100 gr akçaağaç şurubu 260 kalori sağlar ve şurubun yüzde 32’i sudan, yüzde 67’i karbonhidrattan (yüzde 90'ı şekerdir) oluşur. Kayda değer protein veya yağ içermez" dedi.
Saf akçaağaç şurubunun 24’e kadar farklı antioksidan içerdiğini söyleyen Prof. Dr. Göral, faydalarını şu ifadelerle açıkladı:
“Fenolik bileşikler formundaki bu antioksidanlar, iltihaplanmaya neden olabilen serbest radikal hasarını azaltmak için faydalıdır. Mümkün olduğunca daha koyu, B sınıfı akçaağaç şuruplarını seçin, çünkü bunlar daha hafif şuruplardan daha yararlı antioksidanlar içerir. İçeriğinde yer alan vitamin, mineral ve antioksidan bileşenler sayesinde ALS (Amyotrofik lateral skleroz) ve merkezi sinir sistemi hastalıklarının gelişimini durdurabilecek etkilere sahip olduğu iddia ediliyor.. Felç durumlarını engelleyici özellik sergiler. Alzheimer tedavisine destek olabilir. Antioksidan bileşenleriyle kanser hücrelerinin oluşumunu engeller. Kan temizleyici özelliğe sahip olan akçaağaç şurubu sindirim sistemini düzenler.
Mide ve bağırsaklardaki hazımsızlık, gaz ve şişkinlik gibi rahatsızlıklara iyi gelir. Toksin maddeleri vücuttan uzaklaştırıcıdır ve böylece metabolizmayı hızlandırarak zayıflamaya yardımcı olur. Antibiyotiklerin etkinliğini artırır. Akçaağaç şurubu içerdiği antioksidanları sayesinde artrit, iltihaplı bağırsak hastalığı veya kalp hastalığı gibi belirli hastalıkları önlemede yardımcı olan sağlıklı bir diyetin parçası olarak kabul edilebilir.
Akçaağaç şurubunun bitki bazlı bileşikleri, bizi daha hızlı yaşlandırmaktan ve bağışıklık sistemimizin gücünü azaltmaktan sorumlu olan oksidatif stresi azaltır. Akçaağaç şurubu cilt iltihabını, kızarıklığı, lekeleri ve kuruluğu azaltmaya yardımcıdır."
(DHA)