‘yüksek Gelir Statüsüne Geçişte Dış Ticaretin Rolü’ Konferansı

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Türkiye için artık ihracatında, zenginleşmesinde, milli geliri artırmada dünya liginde üst sıralara tırmanmakla ilgili bu yolculuğunda yeni bir ray değişikliğine, yeni bir yürüyüş değişikliğine ihtiyacı var” dedi.Hazine Müsteşarlığı ve Dünya Bankası ‘Yüksek Gelir Statüsüne Geçişte Dış Ticaretin Rolü’ Türkiye Ülke Ekonomik Raporu Tanıtım Konferansı’na Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci katıldı. Ramada Plaza Otel’de gerçekleşen konferans da konuşan Babacan, “Bugün ki raporumuzun sonucu Türkiye için gerçekten önemli. 2 bin 2 bin 500 dolar daha milli gelirimiz arttığında artık resmen yüksek gelir sınıfa gelmiş olacağız. Dünya ticaretinin enteresan dönemlerden geçtiği yıllar yaşıyoruz. 2009 krizi öncesi ve sonrası pek çok ülkede ekonomik politikalarında değişiklikler var ve yeni döneme bir adaptasyon süreci yaşıyoruz. Bu yeni dönemde Türkiye için Avrupa hale önemli bir ihracat pazarı Afrika ve Ortadoğu’ya yaptığımız ihracat AB yakalıyor hızla ama hale sıralamada AB bir numara. AB toparlanmada son aylardaki ihracat artışımızın temel sebebi, AB iç piyasası toparlama ve AB iç talebinde ki artış sadece Türkiye’nin AB’ne yaptığı ihracat değil, başka ülkelerden AB ihracatta da artırım gösteriyor. Özellikle bu toparlanmanın devamı ihracatımızda çok büyük faydası olacak, katkısı olacak eğer kesintiye uğramazsa” diye konuştu.Babacan, Türkiye’nin ihracat yapmaya başlar başlamaz kalitesini arttırdığını ifade ederek, “Dün Ford'un açılışını yaptık bugün Tenin otomotiv fabrikalarına baktığımız zamanda, dikim aynasının bile aksesuar olarak geliştiği ne zamanki biz heveslinin dünyaya araba satmak istedik otomotiv standartlarımız yükseldi. Türkiye dünyada ilk 3’de ihracatını arttırmak gibi gelişim gösterdi son on yılda ihracatını arttırdı. Türkiye’nin şuanda yaşadığı önemli gelişmeler var kapasite kullanım oranlarına baktığımızda 5,5 civarında arttığını görüyoruz” dedi.2014 yılı ilk çeyreğine göre 2013 yılı son çeyreğine göre büyüme oranlarının da fazla olacağını kaydeden Babacan, “2014 yılında aşağı doğru revize edilse de yüzde 4’lük büyüme bekliyoruz. Türkiye’nin ihracatı artıyor. Bu sene yüzde on oranında artırabilirse eğer. Yüzde on oranında artması demek yüzde 2,5 büyümesi demektir. İhracatı yüzde on arttırmak demek üretimin yüzde on artması demek istihdam artması demek, bu da gelir refah düzeyinin artması demek. Türkiye’de ihracatın artması demek kullanılmayan zenginliklerin kullanılması yeraltı zenginliklerin kullanılması demek” şeklinde konuştu.Türkiye’nin cari açık problemi olmadığını vurgulayan Babacan, “Cari açığı aşağı çekebilecek formülü vardır. Bizim sorunumuz İnovasyon ve Ar-Ge’dir. 2002’de 230 milyarlık milli gelir ile bugün 820 milyar dolara çıktı yani yüzde bire yaklaştı. Türkiye’nin ihracatla ilgili çok farklı bir dönemeçte olduğunu ve Türkiye’nin dünya ile çok aktif hale geldiğini söylemek isterim” ifadelerini kullandı.Ekonomi Bakanı Zeybekci ise, “Türkiye için artık ihracatında, zenginleşmesinde, milli geliri artırmada dünya liginde üst sıralara tırmanmakla ilgili bu yolculuğunda yeni bir ray değişikliğine, yeni bir yürüyüş değişikliğine ihtiyacı var. 15 milyar dolar ihracat seviyesine edilgen bir ekonomi ile girdik. Hammadde kaynaklarını başkalarının kontrol ettiği, enerji kaynaklarının başkaları kontrol ettiği tüketim ağlarını da başkalarının kontrol ettiği yani iki tarafı kontrol edilmiş bir tüpün içinde ileri-geri hareket eden fason üretimle geldik. 152 milyar dolardan ileriye gitmek istiyorsak Türk adımını değiştirmemiz lazım. Yeniden düzenleme yapması lazım” diye konuştu.Tüketim alışkanlıklarının belirlenmesinde nasıl etkin olabiliriz? Sorusunu soran Bakan Zeybekci şöyle devam etti:“Hepimizin çocukları var. Onların kahramanlarını tamamı başkalarının belirlediği kahramanlar. Spidermen, Ironmen, kullandıkları şeylerde tüketim alışkanlıkları belirlenmiş. Orada izlenen filmler, diziler müzik, sanat, yıldızlarla ilgili şeylere baktığımızda çok fazla miktarda bizim coğrafyamızın Türk film yıldızları ve starlarını oralarda olduğunu görüyoruz. Demek ki tüketim alışkanlıklarımızı belirlemede biz etken olamıyoruz.”Türkiye şu anda 30’un üzerinde dünyanın gelişmiş ülkeleriyle Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığını kaydeden Zeybekçi, “Türkiye, AB ile Gümrük Birliği ile anlaşması olan tek ülke. 1995 yılında imzalandı, 1996 yılında yürürlüğe girdi. Bu anlaşmaya eleştiriler olabilir Türkiye tam anlamıyla edilgen bir yapıdadır. Böyle bir ülke bu anlaşmayı imzalamaması gerekir. Türkiye gümrük birliği sürecinden karlı çıkan bir ülkedir. İhracatını artırmıştır, kalitesini artırmıştır, rekabet gücünü artırmıştır. Türkiye her türlü imkanlarını dünya standartlarına getirmiştir. Ama şu anda geldiğimiz noktada Türkiye olarak biz Gümrük Birliği Anlaşmasıyla, Gümrük Birliği uygulamasıyla sorunlar yaşamaya başladık. Çünkü artık AB dünyanın güçlü ekonomileriyle çok kapsamlı birlikteler anlamında görüşmelere başladı. Bugün AB Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı 3. Ülkelerle Türkiye asimetrik bir ilişki içine giriyor. 3. Ülke AB’den elde ettiği tüm hakları Türkiye üzerinden de aynı hakları elde etmiş oluyor. Türkiye 3. Ülkeden otomatik olarak bu hakları elde etmemiş oluyor. Onu da ayrıca gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu da mümkün olmuyor. En önemli örneklerden bir tanesi bizim için Meksika ve Cezayir’dir. AB bunlarla Serbest Ticaret anlaşmasını tamamladı. Ama Türkiye görüşmeye bile başlayamadı” şeklinde konuştu.