Yürek Çıkmazı'na yeni katılmıştı! Mehmet Aslantuğ ayrılık kararını açıkladı

Usta oyuncu Mehmet Aslantuğ, TRT1'in sevilen ve büyük bir ilgi ile izlenen dizisi Yürek Çıkmazı'nda İrem Helvacıoğlu'nun canlandırdığı Zeynep karakterinin babasına hayat veriyordu. Diziye yeni katılan Aslantuğ ayrılık kararını sosyal medya hesabından duyurdu.

Salı akşamları TRT1'de izleyicisinin karşısına çıkan Gold Film imzalı Yürek Çıkmazı dizisinde bomba bir ayrılık yaşanıyor. Dizide İrem Helvacıoğlu'nun hayat verdiği avukat Zeynep'in babası Ali Fuat rolünü canlandıran Mehmet Aslantuğ diziden ayrıldığını açıkladı.

Bir İstanbul Masalı, Sıcak Saatler, Hanımın Çiftliği, Kardeş Çocukları gibi birçok başarılı yapımda yer alan Aslantuğ ayrılık kararıyla ilgili sosyal medyada açıklama yaptı.

Aslantuğ, yaptığı paylaşımda öncelikli olarak oğlu Can Aslantuğ'a seslendi. Açıklamasına, "KAPTANIN SEYİR DEFTERİ / Can ASLANTUĞ’a" diyerek başlayan Mehmet Aslantuğ, "Bu gece olduğu gibi, bazı anları kayda düşmekte yarar var!" sözleriyle dikkat çekti.

'BU AKŞAM VEDA ETTİM'

'Ben de 1993/Yalancı adlı çalışmadan 30 yıl sonra dahil olduğum Yürek Çıkmazı'na son sahnelerimi de çekip bu akşam veda ettim' diyen Aslantuğ, 35 yıl önce TRT ekranlarında yer alan ve kendisinin de rol aldığı "İz Peşinde" dizisinin jeneriğini paylaştı ve şu sözleri not düştü:

''Can ASLANTUĞ’a
Evlat,
Üniversite bitiyor hayırlısıyla. Aktörlüğe heyecan büyüttüğüne göre, “SEYİR DEFTERİ” nin şahitliğinde birkaç cümle kurmak isterim. Bu gece olduğu gibi, bazı anları kayda düşmekte yarar var!

Jeneriğini paylaştığım dizinin ekranda yayına girmesinden bu yana tam 35 yıl geçmiş. Adı, “İz Peşinde”…

“Belene, Ağaların Düğünü, Kopuk Takımı, Vurguna İnmek, Karayar Köprüsü, Kapıları Açmak, Yalancı" gibi aynı çatı altında yaptığımız diğer projelerden yalnızca biri.

35 mm çekildi. Türkiye’nin ilk en uzun dizisi. Meslek hayatımın özel yönetmenlerinden Hüseyin Karakaş’la çalıştık. Saygı ve rahmetle yâd ediyorum.

35 yıl sonra bugün, hakikatten ve doğrudan yana ses vermeye gayret ediyoruz diye; o kurumları kendine bağlayarak siyasi tavrının mülkü sananlar, yarın o koltuklarda başkaları oturduğunda da sesimizin aynı vicdanla yankılanacağını bilmelerine rağmen; gerçeklerden ilham alan, sual eden, sorgulayan tavrımızdan rahatsız olup, “Böyle olursa bizle çalışamaz” diyen bir kibir içinde olabiliyorlar.

Ben de 1993/Yalancı adlı çalışmadan 30 yıl sonra dahil olduğum Yürek Çıkmazı'na son sahnelerimi de çekip bu akşam veda ettim.

Gerçeğe yoldaşlık ediyoruz diye; ürken, küsen, kızan birilerine teslim edilecek bir yürekle büyüyüp serpilmedik. Öyle de gideceğiz muhakkak. Görevimizi layıkıyla yapmaya, türkülerimizi hissederek söylemeye devam ederek...

Babanın yedeklediği bir umuda yolculuk ülkesi olmadı. Yedek pasaportu olmadı. Hiç hayalini de kurmadı.

'AH BENİM GÖNLÜ GÜZEL OĞLUM'

Meslek hayatında bu türden beklentilerle sınava girdiğinde; bir an bile düşünme, doğruyu terketme, senin için iyi olan şey halkın için sorunluysa eğer, aklını asla ikiletme!

Çalışma hayatın başka ülkeleri dayatsa bile; derdin de, gönlün de ülkende olsun. Bu mühürlenmiş duyguyu yok sayarak terketme!

Umutsuzluk bir hastalık evlat. Hiçbir şey için çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz. Geleceğiniz; aydınlık, bereketli, onurlu ve kutlu olsun''

Anahtar Kelimeler: