Yurt Dışı Yatırım Forumu 2019

İslam Kalkınma Bankası Bölge Direktörü Saleh Jelassi: - "İslam Kalkınma Bankası Grubu, Türkiye’de temel olarak bir paradigma geçişi yaptı. Üye ülkelerimiz desteklenmeli ki doğru, hak ettikleri yerleri alabilsinler, küresel ve bölgesel değer zincirine girebilsinler. Türkiye’de bir sinerji oluşturduk" - DEİK Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyi Başkanı Volkan Kara: - "Türkiye’nin küresel alanda rekabetçi kalabilmek için yurt dışı yatırımlarda da yüksek hedefler koyup bunları gerçekleştirmesi gerekiyor. Dış yatırımın makro göstergeler doğrultusunda büyümesi durumunda 10 milyar ABD dolarının üzerinde yıllık sermaye ihraç seviyelerine ulaşabiliriz"

İSTANBUL (AA) - İslam Kalkınma Bankası Bölge Direktörü Saleh Jelassi, İslam Kalkınma Bankası'nın Türkiye’de temel olarak bir paradigma geçişi yaptığını belirterek, “Üye ülkelerimiz desteklenmeli ki doğru, hak ettikleri yerleri alabilsinler, küresel ve bölgesel değer zincirine girebilsinler. Türkiye’de bir sinerji oluşturduk” dedi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyi ev sahipliğinde, İslam Kalkınma Bankası (IsDB), FDI Center ve Norton Rose Fullbright iş birliğinde “Yurt Dışı Yatırım Forumu 2019” gerçekleştirildi.

Reklam
Reklam

Forumun açılışında konuşan İslam Kalkınma Bankası Bölge Direktörü Saleh Jelassi, İslam Kalkınma Bankası Grubu’nun, 1974 yılında kurulduğunu belirterek, amacının sosyal, ekonomik ve insani kalkınmayı üye ülkeler arasında artırmak olduğunu, bundan dolayı üye ülkeler arasında yatırım, ticaret ve uzmanlık değiş tokuşunun önemli bir araç olduğunu söyledi.

Jelassi, dünyada 1,2 milyar insanın enerjiye erişimin çok az olduğunu anımsatarak, “Bu da dünya nüfusunun yüzde 16’sına denk geliyor. 790 milyon insanın temiz su tedarikine erişimi yok. 1,8 milyar insanında temizlik hizmetlerine ulaşamıyor. Malesef bu rakamların çok büyük kısmı bizim üye ülkelerimizde.” diye konuştu.

Dünya ülkelerinin 2015 yılında bir araya geldiğini, Bin Yıl Kalkınma Hedefleri adı altında ilerlemeyi başardıklarını gördükten sonra global bir anlaşma yaptıklarını ifade eden Jelassi, “Buna da Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri diyoruz. McKinsey raporuna göre, bu hedefleri başarmak için yıllık 3,7 trilyon dolarlık finansman gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

- "Doğrudan yabancı yatırım akışlarına önem veriyoruz"

Jelassi, İslam Kalkınma Bankası Grubu’nun, doğrudan yabancı yatırım akışlarına önem verdiğine işaret ederek, “Artan miktarda globalize olan dünyada ticaret serbest hareket edebiliyor. Türkiye gibi ülkeler bu akışlardan pay alma potansiyeline sahip. Bu sayede de verimliliklerini artırabilecek, knowhow ve teknoloji transferini gerçekleştirebilecekler, büyüyecekler, istihdam yaratacaklar ve bu fakirliği azaltacaklar. Özel sektörün rolü gittikçe önem kazandı. Özel sektör, sermaye piyasaları, para piyasaları bu uçurumu kapatma potansiyeline sahip.” yorumunda bulundu.

İslam Kalkınma Bankası’nın Türkiye’de temel olarak bir paradigma geçişi yaptığını aktaran Jelassi, “Üye ülkelerimiz desteklenmeli ki doğru, hak ettikleri yerleri alabilsinler, küresel ve bölgesel değer zincirine girebilsinler. Türkiye’de bir sinerji oluşturduk.” şeklinde konuştu.

- "Yılda ortalama 4 milyar ABD dolarının üzerinde dış yatırım yapabilen bir özel sektöre sahibiz"

DEİK Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyi Başkanı Volkan Kara ise 2001 ekonomik krizinin en önemli sonuçlarından birinin daralan iç pazarda iş yapmakta zorlanan ve belirli bir ölçeğe sahip şirketlerin uluslararası piyasalara ana oyuncu olarak girmesi olduğunu belirtti.

Reklam
Reklam

Kara, Türk şirketlerinin coğrafi olarak komşu ülkelerde yatırımlarına hız verdiğini anımsatarak, son 15 yılda, 10 katın üzerine çıkan Türk dış yatırımlarının gelinen noktada başka bir boyuta dönüştüğünü söyledi.

Türk şirketlerinin artık küresel ölçekte kendilerini ispatlamaya başladığını ve iç pazardaki zorunlu şartlardan ziyade küresel olarak konumlanmayı stratejik düstur edindiğini aktaran Kara, “Gelişmekte olan küresel bir oyuncu olarak Türkiye, yurt dışında gerçekleştirdiği artan birleşme ve satın alma ve sıfırdan yatırımlarıyla özellikle 2010’dan sonra belirli bir standardı da kendi ölçeğinde tutturabilmiştir. Hesaplamalarımıza göre 2010 sonrası yılda ortalama 4 milyar ABD doların üzerinde dış yatırım yapabilen bir özel sektöre sahibiz.” diye konuştu.

Kara, Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyi’nin özel sektörün yatırım dinamiklerini kavrama, yurt dışı yatırımlar sürecinde ortaya çıkan ihtiyaçlara yanıt üretme, kamu ile yüksek düzeyde eşgüdüm sağlama noktasında öncü kurumsal yapı olma vizyonunda çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirerek, ana çalışma başlıkları arasında yatırım garantileri, tahkim, risk değerlendirme, yatırım finansmanı, sektörel ve bölgesel dış yatırım stratejileri gibi konular yer aldığını aktardı.

Reklam
Reklam

- "10 milyar dolarının üzerinde yıllık sermaye ihraç seviyelerine ulaşabiliriz"

Kara, Türk şirketlerine dış yatırımlarda rehber niteliğinde, alanında bir ilk olarak her yıl yayımladıkları Yurtdışı Yatırım Endeksi'ni de geçen aylarda kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatarak, endeksin Türk şirketlerinin önceliklerini, motivasyonlarını ve perspektifini yansıtarak ülke bazlı bir sıralamayı yatırımcılarla paylaştığını ifade etti.

Bu yılki endeks çalışmalarında Türk şirketlerinin tespit edebildikleri projeleri ve şirket satın alımlarında bir önceki yıla göre hem işlem hem meblağ bazında artış gözlemlediklerini kaydeden Kara, “Endekste son dönem Türk yatırımcılarının davranışlarına paralel olarak yatırım adreslerinin seçiminde başta Avrupa ülkeleri ve komşu coğrafyalar olmak üzere, organik ticari bağı olan ülkeler ve politik ilişkilerin hareketlendiği ülkeler öne çıktı. Yatırım işlemi bazında İngiltere ve Sırbistan, meblağ olarak da Rusya ile Balkan ülkeleri ön plana çıktı. İnşaat malzemeleri, gıda ve tekstil en fazla yatırım yapılan sektörler oldu.” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kara, Türkiye’nin küresel alanda rekabetçi kalabilmek için yurt dışı yatırımlarda da yüksek hedefler koyup bunları gerçekleştirmesi gerektiğine işaret ederek, “Dış yatırımın makro göstergeler doğrultusunda büyümesi durumunda 10 milyar ABD dolarının üzerinde yıllık sermaye ihraç seviyelerine ulaşabiliriz. Ancak bu kesinlikle yeterli değil. Orta ve uzun vadeli iktisadi hedeflerimiz arasında yurt dışı yatırımların da muhakkak kendine yer etmesi gerekiyor. Birçok sektörde küresel ekonominin süper liginde oynayan şirketlere ve markalara sahip olmamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.