Başınızı alıp yollara düşme arzusunun muhtemelen sizi en çok yokladığı zamanlar. Doğanın aydınlanması, sokakların canlanması, hareket isteği, alınan kararlar, yapılan planlar... Kısacası bir silkinme, ayağa kalkma hali bahar. Yıl boyu, bir gösterip bir sakladığı yüzüyle bizi daha fazla aldatmayacak güneşin tatlı sıcaklığında yeni keşiflere dalmak istiyoruz. Rutine yapılan tatlı bir ‘nanik’ ise yolculuk, çok da oyalanmadan harekete geçmek gerek. Kıştan sonra yazdan önce, içinizi hafifletip sizi tazeleyecek bir rota seçin: Kazdağları Yeşilyurt Köyü, Kapadokya, Çamlıhemşin, Gaziantep, Safranbolu, Şile, Şirince... Türkiye’nin farklı bölgelerinden en güzel kaçış noktalarını, en karakteristik konaklama adresleriyle birlikte derledik.
Yeşilyurt Köyü Küçükkuyu, Çanakkale
Yeşilyurt köyü, son birkaç yıldır ‘Dizi turizmi’ olarak adlandırabileceğimiz bir dalganın meraklılarını ağırlıyor olsa da, Ege ve Kazdağları sevdalılarının hep bildiği bir yerdi. Dünyada Alp Dağları'ndan sonra oksijeni en bol ikinci bölge olan Kazdağları’nın eteklerine kurulan Yeşilyurt köyü, Rum taş işçiliğinin izlerini taşıyan doğal bir mimariye sahip. Zeytinliklerin, çam ormanlarının uzandığı bu köyde 16 yıldır hizmet veren Manici Kasrı, otantik taş mimari üslupla, yıkılmış eski bir zeytinyağı fabrikasının taşları, ahşap kolon ve kirişleri kullanılarak inşa edilmiş. Hepsi birbirinden faklı tasarlanmış butik otelde 7 süit toplam 21 oda; 3 villa bulunuyor. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini yiyebileceğiniz restoranı ve kafesi mevcut; dilerseniz terasta ya da barda içki keyfi de yapabilirsiniz. Doğaya kaçışların en güzel yanlarından biri de elbette gittikçe değer kazanan doğal ve yöresel gıda tüketebilme ayrıcalığı... Otelde gecelik konaklama 300-500 TL arasında değişiyor.
Önce köyün hemen yanı başındaki Zeus Altarı’na gidin. Ağaçların arasında ilerlerken nefesinizi açın, birazdan göreceğiniz manzara ve bulunacağınız yükseklik başınızı döndürecek! Adatepe, Assos ve Behramkale hepsi yakın mesafede konumlanıyor.
Hükümet Sokak, Safranbolu, Karabük
Batı Karadeniz’in en gözde destinasyonu Safranbolu. Hikayeleri 18. yüzyıla dek uzanan konaklarıyla buranın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış olması şaşırtıcı değil. Hacımemişler, Betenler ve Gökçüler adlı üç ayrı konaktan oluşan Gülevi, Safranbolu tarihi merkezde konumlanıyor. Toplam 16 odası bulunan Gülevi’nin, tasarımında Osmanlı’ya özgü yalınlığı sürdürmeyi amaçladığı dikkat çekiyor. 20. yüzyıla kadar mobilya bulunmayan konakların güncel yorumunda, yatak odalarında sedirlerin yatak, sehpa ve koltuk işlevleri yüklendiği özgün bir tasarım çözümüne gidilmiş. Odalarda, biraz da yapı sisteminin ses yalıtımındaki yetersizliği nedeniyle televizyon bulunmaması ‘Kaçış’ kelimesinin hakkını veriyor gibi. Gecelik konaklama 90-200 Euro arasında değişiyor.
Safranbolu Kent Tarihi Müzesi, Safranbolu Yemeniciler Çarşısı Arastası, Demirciler ve Bakırcılar Çarşısı, İncekaya Su Kemeri, Safranbolu Bulak Mencilis Mağarası, Hıdırlık Tepesi ve Müze Evleri görülmesi gereken yerler. Çok dolaştınız, midenizi de ihmal etmeyin. Bölgeye has ekşili köfte, lokum, bükme ve safranlı zerde tatlısını deneyin.
Merkez Mahallesi, İnönü Caddesi, No.35/b, Çamlıhemşin, Rize
Moyy, Doğu Karadeniz’in bozulmamış doğasında birkaç gün geçirmek için mükemmel bir adres ama uyaralım, bu girişim tatilinizi uzatmanızla sonuçlanabilir. Ağaçlıklı yolları, ulu tepeleri, sık yağmurların uyandırdığı toprak kokusu eşlikçiniz. Çamlıhemşin ilçe merkezinde ayakta kalmış olan tek yapıyı yıkılmanın eşiğinden döndürerek hayata kazandırma amacıyla açılan Moyy, önceleri giriş katında Moyy Kafe olarak hizmet veriyordu. Daha sonra, yüzde yüz kestane ağacı ve taştan inşa edilmiş güzelim binanın geri kalanı da karakteristik özellikleri bozulmadan, temel ihtiyaç ve konfor düşünülerek tasarlanıp küçük bir otele dönüştürülmüş. Fırtına deresinden Kaçkarlar’a doğru yolculuğun bu masalsı kavuşum noktası, toplamda altı odasıyla hizmet veriyor. Odalardan üçü Fırtına deresine, üçüyse yola bakıyor. Ulaşım için Trabzon havaalanından servisle 160 km uzaklıktaki Rize Pazar ilçesine gelip buradan Çamlıhemşin minibüslerine binebilirsiniz. Talep üzerine, havaalanı transferi de yapılıyor. Kasım ayına dek hizmet veriyor.
Sırtını Kaçkarlar’a dayamış yaylalarda dolaşmanın tadını çıkarın. Çayın bahçeden nasıl toplandığını görebilir, balların sağımına şahit olabilirsiniz. Ziyaretinizi Ağustos ayına denk getirirseniz yabanmersini, frambuaz ve böğürtlen tarlalarını görme şansınız da olur.
Şirince Köyü, İzmir
Şirince’ye Yunanlı eski sakinlerinden kalan 19. yüzyıl tarihli bir yapı; yıllar yıllar sonra Ömer ve Charlotte Şamlı’nın hayallerini süslüyor. 1999’da, Şirince’yi ilk ziyaretlerinden iki ay sonra, şimdi adını Asmalı Ev (Grapevine House) koydukları evi satın alıyorlar. Renovasyon tamamlandığında, yine harabe yapılardan dönüştürülmüş İncirli Ev (Fig House) ve Zeytinli Ev’in de (Olive House) eklenmesiyle üç taş evlik bir butik konaklama ortaya çıkıyor. Civar evlere has, yuva hissi uyandıran detaylarla şekillenmiş buradaki düzen. Mutfakta asılı kurutulmuş sebzeler, geniş rahat yataklar, odalarda sandıklar ve kapakları işlemeli dolaplar, kendi tabirleriyle ‘Birer eski eşya kurdu’ olan çiftin dekorasyona yansıttıkları parçalar... Ancak modern tasarım ayrıntıları da ummadığınız bir noktada usulca başını çıkarabiliyor: Mermer lavabo ve küvetler gibi. Üç evin de odaları yeşillik ve köy manzaralı. Otelde gecelik konaklama 420-600 TL arasında değişiyor.
Köyün sokaklarında bozulmamış mimari yapılar arasında gezintiye çıkın. Köy ekmekleri, sebze yemekleri, asma yapraklarından dolma ve mutlaka patlıcanlı gözlemenin tadına bakın. Efes Antik Kenti, Selçuk Kalesi ve Meryem Ana Evi bölgeye oldukça yakın.
Dutlucami Mahallesi, Barbaros Hayrettin Sokak, No. 25, Ürgüp, Nevşehir
Tılsımlı bölgenin ihtişamlı oteli. 250 yıllık bir Rum konağını mesken tutan Sacred House’da öncelikle yapının kendine özgü mimari anlayışının ayak izinden gidilmiş; yer yer neo-klasik özellikler de eklenerek zamansız bir mekan yaratılması amaçlanmış. Kesme taş işçiliğinin kusursuz bir örneği olan Kutsal Ev’in her bir köşesi, antika mobilyalar, şömineler, antik dönemi ve Rönesans eserlerini çağrıştıran heykellerle, ünlü ressamların tablolarıyla bezeli. Hepsi birbirinden farklı dekorasyona sahip 22 odalı otelin aksesuarlarından, içindeki sanatsal objelere kadar tutku ve aşk vurguları göze çarpıyor. Romantik bir kaçış için de burayı not edebilirsiniz, zaten 18 yaşından küçük misafir kabul edilmiyor. Otelde gecelik konaklama 400-1500 Euro arasında değişiyor.
Sabah erken kalkıp balon turuna çıkabilirsiniz; günün ilk ışıklarında daha da büyüleyici bir görünüm kazanan peri bacalarını bir de yukarıdan görmelisiniz. Günübirlik geziler düzenleyebileceğiniz Göreme, Avanos, Ortahisar; Pancarlık ve Keşlik vadileri buradaki diğer güzellikler.
Şekeroğlu Mahallesi, Köroğlu Sokak, No.6, Şahinbey, Gaziantep
Gaziantep’te 100 yaşını aşmış ve koruma altına alınmış 600 yapı bulunuyor ve bunlardan dördü Anadolu Evleri’ni oluşturuyor. Kentin eski yüzünü yansıtan dört konak, kamu kurumlarından alınan izinle, yeniden nacarları, hazna ve ganeleriyle (sırasıyla dolap, kiler, avludaki küçük havuz) yaşayan mekanlar haline getirilmiş. Yüksek mi yüksek tavanlar, geniş ferah odalar, akıllıca kullanılan alanlar, geçmiş zamanların yaşantısını yansıtan ve ‘ayarında’ yapılan restorasyon buranın kimliğini oluşturan unsurlar. Otelde 11 oda ve 3 süitin yanı sıra yemek odası, muhtelif oturma odaları ve avlu mekanları yer alıyor. Taş konaklar, tatilini Antep’i keşfetmeye adamış gezginlerin, kale, çarşılar, hanlar, camiiler, yöre yemeklerini sunan lokantalar ve Zeugma mozaiklerinin bulunduğu müzeye kısa bir yürüyüşle ulaşabilecekleri mesafede konumlanıyor. Gecelik konaklama 120-195 TL arasında değişiyor.
Zeugma Mozaik Müzesi’ne gitmek şart. Gaziantep bakır işleri, yemenisi ve kutnu kumaşı ile ünlü. Kent merkezinde yer alan tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda saatler geçebilir. Gaziantep Kalesi, Bayazhan Kent Müzesi, Mitras Tapınağı ve Dülük Antik Kenti de görülecek tarihi yerlerden. Ve tabii ki yemekler! Baklava, Antep katmeri, kebap, yuvalama... Yemekle ilgili müze de ilginizi çekerse Şahinbey ilçesindeki Emine Göğüş Mutfak Müzesi’ni de görebilirsiniz.
Ulupelit Köyü, Şile, İstanbul
İstanbul’da yaşıyorsunuz ve 45 dakika içinde şehrin kaosundan uzaklaşıp kendinizi dingin, sakin ve nezih bir yere atmak istiyorsunuz. Doğruca Şile yoluna sapın ve Ulupelit köyündeki Casa Lavanda’yı bulun. Feryal ve Ahmet Şen çiftinin yaklaşık 20 yıl önce keşfettiği köy, onlarda orada yaşama isteği uyandırmış. 2010 yılında 17 bin metrekarelik yeşil alana yayılan butik otellerini açmışlar. Doğal ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilen malzemelerin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının baş gösterdiği otelde 13 oda var. Yeşil bahçenin içindeki kocaman, aydınlık odalarda pastel renkler ve beyazın tonları hakim. Ancak asla atlanmaması gereken bir detay var: O da çiftin oğlu şef Emre Şen’in yönetimindeki mutfak. Milano’daki mimarlık eğitimini yarıda keserek Mutfak Sanatları Akademisi’nde aşçılık okuluna geçen Emre Şen, okul bittikten sonra Mehmet Gürs’ün yanında yetişiyor ve ardından ailesinin otelinde mutfağın başına geçiyor. Kılıç balığı, pancar yatağında foie gras ve daha nicesi... Şarap seçimini de kendisine bırakabilirsiniz. Gecelik konaklama hafta içi 500-800 TL, hafta sonu ise 600-900 TL arasında değişiyor.
Şile’de kendinizi deniz kenarına atabilir; Şile Kalesi ve Şile Feneri’ni görebilirsiniz. Bölgedeki yemyeşil parkurlarda yürüyüşe çıkabilir; Değirmençayırı Şelalesi, Onbir Göl Vadisi, Saklı Göl, Kumbaba Tepesi ve Ağlayan Kayalar’a gidebilirsiniz. Aktivite isteyenler için atv sürüşleri, jeep safari, paintball gibi etkinlikler de mevcut.