Galatasaray'da Başkan Yardımcısı Yusuf Günay ve Spor Tarihçisi Melih Şabanoğlu, 1959 yılı öncesi mahalli lig organizasyonları ve diğer güncel konularla ilgili sarı kırmızılıların görüşlerini aktardı
Türk sporundaki kalitenin bu seviyeye düşmesi beni ziyadesiyle üzdü. Bir yönetici çıkıp da büyük bir kulübe karşı böyle konuşmamalı. Biz camiayı ve yönetimi ayırıyor. Fenerbahçe camiası ayrıdır, yönetimi elbette ayrıdır. Başkanımız göreve geldiinde rakibe saygı kendine saygı sözlerini kullandı. Bu süreç içinde rakip camialarımıza asgari saygıyı göstererek hareket ettik. Yöneticiler genel kurullardan aldığı yetkiyi ve sorumluluğu layıkıyla görevlerini sürdürür. Ali bey göreve geldiğinde "Biz de gerçekten Türk spor için yeni bir dönem başlayacak" dedi. Biz de buna göre teyakkuza geçeceğimizi düşündük. Gelinen nokta itibariyle, sahadaki başarısızlıklar Türkiye'yi yeni bir gündemin içine itti. Hem genel başarısızlıklar hem iki kulüp arasındaki sonuçlar Fenerbahçe'yi bu noktaya getirmiş durumda. Gerçekten başarısızlıkları örtmek ve gündemi değiştirmek adına TFF'ye bir başvuruda bulunuldu.
Galatasaray, VAR öncesi son senede ve VAR'la birlikte şampiyon olarak rakibine üstünlük sağladı. Başvuruyu başta ciddiye almadık. Haksız, meşru değil, hukuki değil. Bu başvuruyu aslında ciddiye almadık. Haksız, meşru değil, hukuki değil.
TFF'ye yapılan başvuruda, bir konu yetki, şekil, amaç ve konu itibarıyla hukuka uymamaktadır. TFF Tahkim Kurulu bir karar vermiş. Aynı konu tekrar gündeme getirilmesi, hukuka uygun olmadığı halde, bu spordaki kardeş ve barışı bozucu bir etki yaratır.
1923-24 yılında oynanan bir oyunu, 1933-34 yılında yapılan bir müsabakayı, 2021'de şampiyon olarak ilan edilmesi başvurusu. Aslında daha önce TFF'nin Beşiktaş kararı var. Bu konu Türkiye'de çok tartışıldı. Türkiye Ulusal Ligi'ne yani bugünkü anlamdaki bir lige 1959'da başladı. Bizim iddiamız şuydu. 90 yıl önceye giden, düzeni, sürekliliği olmayan, iki ayrı şampiyon çıkarabilecek turnuvaların sonuçlarını 90 yıl sonra bugüne etki etmesi tasarrufunda bulunamazsınız.
Fenerbahçe yöneticisinin Galatasaray camiasına yönelik sözleri son derece yanlış, asla kabul edilemez, sorumluluk sahibi bir kişinin ağzından çıkamayacak sözlerdir. Ülke için üzüntü verici bir durumdur. Metin Sipahioğlu'nun Galatasaray'ı bir terör örgütüyle yan yana kullanması, son derece üzüntü verici.
-Fenerbahçe yöneticisi Metin Sipahioğlu'nun Galatasaray için terör iltisaklı sözleri- Bu şekilde sorumsuzca Türkiye'nin önde gelen en büyük sivil toplum kuruluşuna ithamda bulunmak asla kabul edilebilir şey değil. Bizi mecbur bıraktılar, bu şekilde savunma yapmaya. Kast ettiği terör örgütüyle iltisaklı kişiler kimlermiş. Hiçbir başkanımız böyle bir söylemde bulunmadı.
Ali Koç'un 2018'deki "Ben kötü niyetli biri olsam, o savcıları polisleri ben mi kulübe üye yaptım. Ben mi onlarla maç yaptım, tavla oynadım" ekrana getirildi...
"Galatasaray Spor Kulübü terör örgütüyle iltisaklıdır" diyen birisinin Türkiye'de yöneticilik yapmaması lazım. Bir iki tane profesyonel sporcudan kaynaklanan iftiraların atılması, hiçbir şekilde kimseye fayda sağlamaz. Bunlar çok yakışıksız şeyler.
-Aziz Yıldırım'ın Haziran 2017'deki "1959'da lig başlamış ve buna göre şampiyonlar belli. Belli statü. Bunlar gidip ligin başlamasından önce 2 yıl şampiyon olmuşlar. Burada zorbalıkla yapılan bir operasyon vardır. Kanuni bir iş yoktur. 1959'dan bu yana sığmıyor. Acayip, acayip işler. "Duruşumuz var" diyorlar. Duruşunuz varsa, gidip yıldızlarınızı iade edin" açıklamaları gösterildi...
Aziz Yıldırım Bey'in de bu yıldızlarla ilgili başvurusu olduğunu biliyorum. Ancak reddedildi.
Yayına telefonla bağlanan eski Tahkim Kurulu ve Galatasaray Divan Kurulu Üyesi Türker Aslan, Fenerbahçe Yöneticisi Metin Sipahioğlu'nu eleştirdi ve "15 seneyi aşkın Tahkim Kurulu'nda başkanlık yaptım. Haluk Ulusoy'un başkan olduğu dönemde Fenerbahçe başvuru yaptı, biz bunu reddettik. Tahkim Kurulu ve TFF'nin arşivinde bulunur. Oradan çıkarıp göstermeleri lazım. Bu konu yeni bir delil olmadan, tekrar gündeme getirilemez. Ne yazık ki Fenerbahçe yöneticisini üzüntüyle izledim. Beyanlarının seviyesi düşük, terbiyesizce ve saygısızcaydı. Kendisini muhatap almam. Ben 50 senedir bu işlerin içindeyim. Kendisi çok genç herhalde. Beni o dönemdeki Fenerbahçe yöneticilerine sorarsa, ne kadar tarafsız ve adil olduğumu kendisine söylerler.
2000'li yıllar civarındaki bir karar. TFF sorumlu bir davranış içerisinde davranarak gereğini yapmalıdır.
Ben CAS'ta da görev yaptım. Metin Sipahioğlu isimli arkadaş biraz araştırsın. Belki sözlerini düzeltir." açıklamalarını yaptı.
"BEŞİKTAŞ'IN 1956-57-58 ÖCNESİNDEKİ ŞAMPİYONLUKLARIN ULUSAL LİG STATÜSÜNDE OLAMAYACAĞI KARARA BAĞLANMIŞ"
Yusuf Günay, Fenerbahçe'nin başvurusunun reddedilmesinin Tahkim Kurulu tarafından reddedildiğini kaydetti ve "Anayasa'nın 59. maddesine 3. fıkra eklendi. Spor Federasyonları üzerinde, Tahkim Kurulu görüldü. Tahkim Kararlarının yargıya kapalı olduğu Anayasa'da hükme bağlandı. Bir konu Tahkim'de karara bağlandıktan sonra yeniden o kurula bir başvuru olamaz. Bu Anayasa'nın 59. maddesinin 3. fıkrasında var. Beşiktaş'ın 1956-57-58 öncesi şampiyonlukların ulusal lig şampiyonu olamayacağı hükme bağlanmış. 2002 yılında Tahkim Kurulu, 1956 öncesinde yeni bir şampiyonluk addedilmeyeceğini hükme bağlanmış durumda" ifadelerini kullandı.
Yusuf Günay ile birlikte yayına katılan Galatasaray Divan Kurulu Üyesi ve Spor Tarihçisi Melih Şabanoğlu, "Türkiye'de kimse 1959 öncesini yok saymıyor. Nasıl bir toplum mühendisliği varsa bu konuda da kupa mühendisliği yapılıyor. İlk argüman da '1959 öncesi yok sayılıyor." Beşiktaş'a iki şampiyonluk o dönemden verilmiş durumda. Bu kapsamda Federasyon Kupası düzenleniyor ve Beşiktaş o kupayı iki kez kazanıyor. O şampiyonluklarla Beşiktaş iki kez Avrupa'ya katılıyor. 1959 öncesini kimse yok saymıyor, Tahkim Kurulu kararıyla öncesi de sayılıyor.
Galatasaray'ın 1953 yılında kazandığı bir kupa var. Madem 1959 öncesini yok sayıyoruz, amatör ve profesyonel olarak 1951'den neden başlatıyoruz? 1954 yılında UEFA kuruluyor ve Şampiyon Kulüpler Kupası'nı başlatıyor, Türkiye'ye senin ülkenin şampiyonu kim diyor. TFF de bakıyor ve böyle bir şey yok diyor. O dönem, İstanbul Şampiyonu olan Galatasaray'ı Şampiyon Kulüpler Kupası'na gönderiyor. Kimse 1959 yılı öncesini yok saymıyor.
Milli Küme aslında bir ulusal turnuva yapabilir miyiz düşüncesiyle başlatılmış. Sezona İstanbul Ligi ile başlanıyor. İlk 4'e girenler bu lige katılıyor. Milli Küme başladığında ise TFF mahalli ligleri bitiriyor. İstanbul Ligi'nde 8 kere şampiyon olan Beşiktaş, o yıllarda İstanbul Ligi'nde fırtına gibi eserken, Milli Küme'de daha az şampiyonluğu var. Milli Küme, İstanbul Ligi'nden daha zayıf bir lig. 1932 yılında, dönemin spor otoritesi Milli Küme'yi oluşturduğu zaman o döneme kadar düzenlenen bir turnuva var, Türkiye Futbol Birinci Ligi. 12 şehir temsilcileri arasında oynanan, geniş ölçekli bir organizasyon. 1937'ye kadar İstanbul, İzmir ve Ankara'nın şampiyonları katılırken, 1937 yılında Milli Küme'nin başlaması ve üç şehri kapsamasıyla birlikte, Türkiye Futbol Birinci Ligi ikiye bölünüyor. Bu çok önemli bir saptama. " dedi.
Galatasaray TV'de Fenerbahçe'nin "Dördüncü yıldız yükleniyor" paylaşımı gösterildi.
Ben bunu şöyle değerlendiriyorum, rekabette geri kalmanın çaresizliği. Futbola bir kalite gelecek diye düşünürken bunun tam tersi oldu. Rekabete kalite gelecek dediğimiz yerde geldiğimiz nokta burada... İlk etapta Fatih Terim hocamızın TFF'den aldığı tazminat konusunda konuşuldu, o da Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışlanmış ve tüm toplumdan takdir görmüştür. Sonrasında Oğulcan transferinde 'Galatasaray oyuncuyu ayarttı' denildi. Tahkim öyle bir şey olmadığını açıkladı. Galatasaray ayartan kulüp olarak cezalandırılmaya çalışılıyor gibi gösteriliyor.
Geçmiş defterleri karıştırmak bundan dolayı. Sahadaki başarısızlığın oluşturduğu psikolojik bir durum var. Fenerbahçe yöneticisi genç kardeşimizin konuşmasında bu anlaşılıyor. Ciddi bir travmayla karşı karşıyalar. Galatasaray Spor Kulübü'ne ve başkanına bu hakaretlerin hiçbiri karşılıksız kalmayacak. Hukuki başvurumuzu yapacağız. Bir söz vardır. Camdan köşkte oturuyorsanız komşunuza taş atmayacaksınız.
"Tek krallık Galatasaraylılık" paylaşımı... Kendi iç dünyanıza bakın. Spor dünyasındaki kardeşliği bozmaya gerek yok. "Tek Krallık Galatasaraylılık" pankartı Real Madrid'e göndermedir. İlgili kulüp (Fenerbahçe) bir de rakip kulüplere şampiyonluk dağıtılıyor. Falancanın 20, falancanın 2, falancanın 1 diyor. Siz denetleyici misiniz? Bu ülkede bir kaos yaratır bu. Böyle bir şey olmamalı."
"Ligde Fenerbahçe, Galatasaray'ın önünde olsaydı bu işlerin peşinden koşar mıydı?"