İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, aşırı alkol tüketimi ve beslenme bozukluklarının, yemek borusu kanserine zemin hazırladığını bildirdi.
Prof. Dr. Gümürdülü, dünya genelinde kanser ölümlerinde 7’nci sırada yer alan yemek borusu (Özefagus) kanserinin, çoğunlukla erkeklerde görülen bir hastalık olduğunu söyledi.
Yemek borusu kanserinin görülme oranının Çin, İran ve Japonya gibi Asya ülkelerinde daha fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü, “Bunun nedeni genetik olabileceği gibi, çevresel birtakım faktörler de kanser oluşumuna etki edebiliyor” dedi.
Prof. Dr. Gümürdülü, kanser riskini arttıran nedenleri, Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH), sigara kullanma, yemek borusu hücrelerinde kanser gelişimi öncesi değişiklikler (Barrett özofagusu) olması, obezite, alkol kullanma, safra reflüsü, gevşemeyen bir özefageal sfinkter nedeniyle yutma zorluğu (Akalazya), sürekli olarak çok sıcak sıvıları içme alışkanlığına sahip olma, yeteri kadar meyve ve sebze yememe, göğüs veya üst karın bölgesinden radyasyon tedavisi görme şeklinde sıraladı.
“Yemek borusu kanserinin yüksek oranda görüldüğü ülkelerde, bu kansere yol açtığı düşünülen en belirgin etken, aşırı alkol tüketimidir” diyen Prof. Dr. Gümürdülü, şunları söyledi:
“Batılı ülkelerde de bu hastalığın en yaygın nedenleri arasında alkol kullanımı yer almaktadır. Yemek borusu kanseri genellikle 50-60 yaş aralığında görülmektedir. Toplumda yüz bin kişiden 4-5’inde rastlanılan bir kanser türü olan yemek borusu kanserine, özellikle ülkemizin doğu illerinde sıklıkla karşılaşılmaktadır. Yemek borusunun üst kısmını tutan kanser, daha önce geçirilmiş bazı hastalıklar, virüsler, intihar girişimi veya kaza sonucunda içilen toksik madde gibi durumlardan dolayı da meydana gelebiliyor.”
Riski azaltmak için yapılması gerekenler
Prof. Dr. Gümürdülü, yemek borusu kanseri riskini azaltmak için sigara bağımlılığına son verilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Eğer sigara içiyorsanız, bırakma stratejileri hakkında doktorunuzla konuşun. Sigarayı bırakmanıza yardımcı olacak ilaçlar ve danışmanlık hizmetleri mevcuttur. Eğer sigara kullanmıyorsanız kesinlikle başlamayın. Alkol kullanıyorsanız ölçülü kullanın. Alkol kullanmayı seçerseniz, bunu ölçülü olarak yapın. Sağlıklı yetişkinler için bu, her yaştan kadın ve 65 yaşından büyük erkeklerde günde bir kadeh içki, 65 yaş ve altındaki erkekler ise günde iki kadeh içki içmek anlamına gelir” diye konuştu.
Gümürdülü, tavsiyelerini, “Daha fazla meyve ve sebze yiyin. Beslenme şeklinize çeşitli renkli sebze ve meyve ekleyin. Sağlıklı bir kilo idame ettirin. Fazla kilolu veya obezseniz, kilo vermenize yardımcı olacak stratejiler hakkında doktorunuzla konuşun. Haftada yarım veya 1 kilo olmak üzere düzenli ve yavaş kilo vermeyi hedefleyin” şeklinde sürdürdü.
Hastalığın belirtileri
Hastalığın erken evresinde yaygın olarak görülen ilk belirtinin, katı yiyecekleri yutma güçlüğü olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “Şikayetler tanıdan birkaç ay önce başlamaktadır. İlk başta küçük takılma şeklinde olabilir. Ancak zamanla yediği katı veya sıvı gıdalar geçmemeye başlar. Endoskopiye girdiğimizde ise hasta büyük bir oranda ameliyat şansını kaybetmiş oluyor. Bunun erken teşhisi ve tedavisi için düzenli olarak endoskopik tetkikler yapmak lazım. Ancak buna da devletin şartları pek el vermemektedir” ifadelerini kullandı.
“Erken teşhiste cerrahi müdahale başarılı oluyor”
Gümürdülü, hastalığın erken evresinde cerrahi müdahale ile başarı şansının yüksek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Yemek borusu kanserinin erken evrede tedavisi için yemek borusu alınıyor. Mide ya da kalın bağırsaktan bir tüp oluşturarak, yemek geçişi sağlanıyor. İleri evrede yapılacak tedavinin şekli ve kapsamı, hastalığın ne kadar yayıldığına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Gelişen teknolojilerin kullanıldığı yöntemler sayesinde hasta açısından daha konforlu ameliyatlar uygulanabiliyor. Kapalı yöntem olarak bilinen laparoskopik uygulamaların yanı sıra; robotik cerrahi yöntemiyle kanser cerrahisi yapılabiliyor. Ameliyat sonrası ise hastalığın yaygınlığına veya tümörün büyüklüğüne bağlı olarak ameliyat öncesinde hastaya kemoterapi ve radyoterapi yöntemleri tercih edilebiliyor. Hastaya tedavi edici bir ameliyat yapılamıyorsa, öncelikle yemek borusu içinde açılan ve yemek geçecek bir alan oluşturan stent kullanılıyor. Hastalık çok ileri düzeyde ise; mideye takılan bir tüp yardımıyla hastanın beslenmesi sağlanabiliyor.”
Prof. Dr. Gümürdülü, katı yiyecekleri yutmada güçlük yaşandığında, göğüste ağrı hissedildiğinde, kanlı öksürük olması halinde ve ani kilo kayıplarında vakit kaybetmeden doktora başvurulmasını istedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz