Yüzünü gören cennetlik ne demek? Yüzünü gören cennetlik TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler, belirli durumları çarpıcı bir şekilde ifade eden kalıplaşmış sözlerdir. Birleşik fiiller de yeni bir anlam kazanarak kalıplaşmış bir ifade sunarlar. Ancak bu sözler geçmiş zamanlarda ortaya çıktığı için günümüzde bazılarını anlamak zordur. Bazıları ise ilk duyulduğu andan itibaren anlamını ortaya serer. Kalıplaşmış ifadelerden biri olan Yüzünü gören cennetlik ne demektir? Yüzünü gören cennetlik, TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler genellikle ortaya çıktığı dönemin popüler inanışlarını ve bilgilerini içeren ifadelerdir. Birleşik fiiller ise belirli kelimelerle birlikte kullanılarak yeni bir anlam sunarlar. Bu fiiller tıpkı atasözleri ve deyimler gibi bazı şeyleri ifade etmeyi kolaylaştırırlar. Bu sözlerden biri olan Yüzünü gören cennetlik, TDK sözlükte ne anlama gelir? Yüzünü gören cennetlik ne demek?

Yüzünü gören cennetlik Ne Demek? Yüzünü gören cennetlik TDK sözlük anlamı nedir?

  • Yüzünü gören cennetlik TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Yüzünü gören cennetlik TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. uzun süre görünmeyen kimseler için söylenen bir söz

Yüzünü gören cennetlik ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

yüz bulmak yüz bulunca astar istemek yüz çevirmek
yüz etmek yüz geri etmek yüz göstermek
yüz kızartmak yüz kızdırmak yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı)
yüz sürmek yüz takınmak yüz tutmak
yüz tutmak yüzü sararmak yüz verince astar istemek
yüz vermemek yüz yapmak yüz yazmak
yüz yüzden utanır yüze çıkmak yüze duramamak
yüze gelmek yüze gülmek yüze vurmak
yüzü açılmak yüzü düşmek yüzü asılmak
yüzü görmemek yüzü gözü açılmak yüzü gülmek
yüzü kâğıt gibi olmak yüzü kalmamak yüzü karışmak (veya allak bullak olmak veya alabora olmak)
yüzü kasap süngeriyle silinmiş yüzü kireç kesilmek yüzü kireç gibi olmak (veya ağarmak)
yüzü kızarmak yüzü olmamak yüzü seçilmemek
yüzü sıcak olmak yüzü suyu hürmetine yüzü suyuna
yüzü soğuk olmak yüzü tutmamak yüzü yazılı kalmak
yüzü yere gelmek (veya geçmek) yüzünden akmak yüzünden düşen bin parça olmak
yüzünden kan damlamak yüzünden okumak yüzüne bağırmak
yüzüne bakamaz olmak yüzüne bakılır olmak yüzüne bakılacak gibi olmak
yüzüne bakılmaz olmak yüzüne bakmamak yüzünün derisi yere geçmek
yüzüne bakmaya kıyamamak yüzüne bir daha bakmamak yüzüne duramamak
yüzüne gözüne bulaştırmak yüzüne gülmek yüzüne hasret kalmak
yüzüne kan gelmek yüzüne karşı yüzüne su çarpmak
yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır yüzüne vurmak (veya çarpmak) yüzünü ağartmak
yüzünü buruşturmak (veya ekşitmek) yüzünü duvara yapıştırmak yüzünü görmemek
yüzünü gözünü açmak yüzünü güldürmek yüzünü karartmak
yüzünü kara çıkarmak yüzünü kızartmak (veya kızdırmak) yüzünü kızartmak
yüzünü şeytan görsün yüzünü unutmak yüzüne yazmak
yüzünü yere getirmek (veya geçirmek) yüzünün derisi kalın yüzünüze güller
Anahtar Kelimeler: