Kulağa her ne kadar çılgınca gelse de, bilim insanlarına göre zamanda yolculuk mümkün görünüyor. Nasıl mı?
Bilim insanları evrenin kendi içerisinde, zamanda yolculuk sağlayan bazı geçitler barındırdığını keşfetti yıllar önce. Bu doğal zaman tünellerine solucan deliği adı verdiler. Fakat kötü haber şu ki; bu delikler santimetrenin trilyonda biri boyutunda. Yani insanların bu delikten aktarılması mümkün değil. Bilim insanları bu solucan deliklerinden birini yakalayıp trilyonlarca kat büyüterek nesne ve insanların geçebileceği hale getirilebileceğine inanıyor. Burada yine şöyle bir soru beliriyor; Madem zaman makinesi yapımı mümkün görünüyor, öyleyse neden gelecekten zaman makinesini keşfetmiş misafirler günümüze gelmiyor?
Bazı bilim insanlarına göre, bunun mümkün olması için öncelikle bu zamanda bir solucan deliği açmak gerekiyor. Böylece gelecekteki zaman yolcularının bu tüneli kullanarak zamanımıza geçiş yapmasının mümkün olabileceği düşünülüyor. Fakat geçmişe yolculukla ilgili Stephen Hawking böyle düşünmüyor. Ünlü fizikçi; geçmişe yolculuğun çeşitli paradokslar içerdiğini bu sebeple bunun pek mümkün görünmediğini şu sözlerle ifade ediyor; ”Solucan deliğinden bakarak bilimci bir dakika önceki kendisini görebilir. Peki bilimci solucan deliğini daha önceki kendini vurmak için kullanırsa ne olur? Şimdi ölüdür. Peki tetiğe kim bastı? İşte size paradoks.” Fakat Hawking’e göre geleceğe doğru zaman yolculuğu gerçekleştirilebilir.
Hawking, eğer saniyede 7 defa, dünyanın çevresinde dönebilen bir tren yapılabilirse, tren içerisinde geçirilen bir haftanın dünyadaki 100 yıla denk geleceğini öne sürüyor. Üstelik bu hıza ulaşmanın imkansız olmadığını, bu hıza ulaşabilen bir parçacığı CERN’de inşa ettiklerini belirtiyor.
28 kilometre uzunluğundaki bu tünelde, 100 bin kilometreye kadar hızlanmış parçacıklar, tünelin etrafında saniyede 11 bin defa dönerek zamanda yolculuk yapıyorlar. Böylelikle deneyde kullanılan canlı parçacıklar 30 kat daha uzun yaşamış oluyorlar.
Evet bu noktada zaman makinesi yapımının imkansız olmadığı anlaşılıyor. Fakat bu çok çok küçük parçacıklara uygulanan yöntem, ne zaman insanların da kullanabileceği hale getirilir şimdilik merak konusu. Yine de çalışmalardan olumlu sonuçlar alınıyor olması son derece heyecan verici. Bazı kesimlerce insanların kullanabileceği zaman makinesi yapımı imkansıza yakın görünse de bilim insanları bu sorunun cevabını aramaktan vazgeçecek gibi görünmüyor. Peki geleceğe yolculuk başarıldıktan sonra, geçmişe yolculuğun paradoksları çözülebilecek mi? Zaman istediğimiz gibi eğebileceğimiz bir boyuta dönüşecek mi? Yoksa tüm bunlar tatlı bir hayal olarak mı kalacak? Bilim dünyası bir gün bütün bu sorulara yanıt vermeyi başaracak, fakat bizim olmadığımız bir gelecekte…
Yağmur Muhsinoğlu
Bu yazının tamamını okumak için nedenolmaz.com'u ziyaret edin.